V – 3rd person feminine singular imperfect verb فعل مضارع
الناس
ن و س | NWS
ÆLNÆS
n-nāse
insanları
men
Elif,Lam,Nun,Elif,Sin, 1,30,50,1,60,
N – accusative masculine plural noun اسم منصوب
كأنهم
|
KǼNHM
keennehum
sanki gibi
as if they (were)
Kef,,Nun,He,Mim, 20,,50,5,40,
ACC – accusative particle PRON – 3rd person masculine plural object pronoun حرف نصب من اخوات «ان» و«هم» ضمير متصل في محل نصب اسم «كأن»
أعجاز
ع ج ز | ACZ
ǼACÆZ
eǎ'cāzu
kütükleri
trunks
,Ayn,Cim,Elif,Ze, ,70,3,1,7,
N – nominative masculine plural noun اسم مرفوع
نخل
ن خ ل | NḢL
NḢL
neḣlin
hurma
(of) date-palms
Nun,Hı,Lam, 50,600,30,
"N – genitive masculine indefinite noun → Date Palm" اسم مجرور
منقعر
ق ع ر | GAR
MNGAR
munḳaǐrin
köklerinden sökülmüş
uprooted.
Mim,Nun,Gaf,Ayn,Re, 40,50,100,70,200,
N – genitive masculine indefinite (form VII) active participle اسم مجرور
Konu Başlığı: [54:16-55] Kuran Anlaşılır Bir Mesajdır
Abdulbaki Gölpınarlı : Onları kökünden koparmadaydı, sanki köklerinden kopup baş aşağı devrilen hurma kütükleriydi onlar.
Adem Uğur : O rüzgâr, insanları, sökülmüş hurma kütükleri gibi yere seriyordu.
Ahmed Hulusi : İnsanları, sanki sökülmüş hurma kütükleri gibi koparıp atıyordu.
Ahmet Tekin : İnsanların kafalarını koparan bir rüzgar estirdik. İnsanlar sanki kökünden sökülmüş hurma gövdeleri gibi yere serilmişti.
Ahmet Varol : İnsanları söküp savuruyordu. Sanki onlar köklerinden sökülmüş hurma kütükleri gibi (görünüyorlardı).
Ali Bulaç : İnsanları söküp atıyordu; sanki onlar, kökünden sökülüp kopmuş hurma kütükleriymiş gibi.
Ali Fikri Yavuz : Öyle ki, insanları, kökünden sökülmüş hurma kütükleri gibi söküb atıyordu.
Bekir Sadak : (19-20) Nitekim uzerlerine, insanlari, sokulmus hurma kutugu gibi kopararak yere seren, dondurucu bir ruzgari ugursuzlugu devam eden bir gunde gonderdik.
Celal Yıldırım : (20-21) İnsanları bulundukları yerden söküp atıyordu da her biri sanki kökünden devrilen birer hurma kütüğüne benziyordu. Benim azabım ve uyarılarım nasılmış (bir görün) ?.
Diyanet İşleri (eski) : (19-20) Nitekim üzerlerine, insanları, sökülmüş hurma kütüğü gibi kopararak yere seren, dondurucu bir rüzgarı uğursuzluğu devam eden bir günde gönderdik.
Diyanet Vakfi : O rüzgâr, insanları, sökülmüş hurma kütükleri gibi yere seriyordu.
Edip Yüksel : İnsanları, sanki köklerinden koparılmış hurma kötükleriymiş gibi yıkıyordu.
Fizilal-il Kuran : Bu kasırga insanları sökülmüş hurma kütükleri gibi havaya kaldırıp savuruyordu.
Gültekin Onan : İnsanları söküp atıyordu; sanki onlar, kökünden sökülüp kopmuş hurma kütükleriymiş gibi.
Hakkı Yılmaz : (19,20) "Şüphesiz Biz onların üstüne, uğursuz, uzun bir günde dondurucu/uğultulu, insanları koparıp atan bir rüzgâr gönderdik; sanki onlar kökünden sökülmüş hurma kütükleri gibiydiler. "
Hasan Basri Çantay : (Öyle bir fırtına ki) insanları, sanki onlar köklerinden sökülmüş hurma kütükleri imiş gibi, ta temelinden kopar (ıb helake uğrat) ıyordu.
Hayrat Neşriyat : İnsanları çekip alıyordu. Sanki onlar köklerinden sökülmüş hurma kütükleri gibiydiler!
İbni Kesir : İnsanları, sökülmüş hurma kütükleri gibi koparıp yere seriyordu.
İskender Evrenosoğlu : (Öyle bir rüzgâr ki) insanları, sanki kökünden koparılmış hurma kütükleri gibi (havaya fırlatıp) atar.
Muhammed Esed : (bu kasırga,) insanları köklerinden koparılmış hurma kütükleri gibi savurup attı.
Ömer Nasuhi Bilmen : (19-20) Şüphe yok ki, Biz onların üzerine uğursuz, devamlı bir günde bir soğuk rüzgar gönderdik. İnsanları koparıyordu. Onlar, sanki dibinden kopmuş hurma kütükleri imişler.
Ömer Öngüt : O rüzgâr insanları, sanki köklerinden sökülmüş hurma kütükleri imişler gibi koparıp yere seriyordu.
Şaban Piriş : Sanki kökünden sökülmüş hurma ağacının kökleri gibi insanları yerlerinden koparıp atıyordu.
Suat Yıldırım : Öyle ki insanları, kökü sökülmüş, içi boş hurma kütükleri gibi fırlatıp atıyordu.
Süleyman Ateş : İnsanları sanki köklerinden sökülmüş hurma kütükleri imişler gibi koparıp deviriyordu.
Tefhim-ul Kuran : İnsanları söküp atıyordu; sanki onlar, kökünden sökülüp kopmuş hurma kütükleriymiş gibi.
Ümit Şimşek : Bir fırtına ki, insanları kökünden sökülmüş hurma kütükleri gibi yerlerinden koparıp atıyordu.