» 54 / Kamer  :

Kuran Sırası: 54
İniş Sırası: 37
Kamer Suresi = Ay Suresi
adini ilk ayetinde yer alan kamer kelimesinden almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55

54: için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"

Adem Uğur Meali
1: Kıyamet yaklaştı ve ay yarıldı.
2: Onlar bir mucize görürlerse hemen yüz çevirirler ve: Eskiden beri devam edegelen bir büyüdür, derler.
3: Yalanladılar ve kendi heveslerine uydular. Halbuki her işin ulaşacağı yeri vardır.
4: Andolsun onlara, kötülükten önleyecek nice önemli haberler gelmiştir.
5: Bu büyük bir hikmettir. Fakat (yüz çevirene) uyarılar ne fayda verir!
6: Çağıranın görülmemiş bir şeye çağırdığı gün, sen de onlardan yüz çevir.
7: Sanki etrafa yayılmış çekirge sürüsü gibi bakışları perişan (utançtan yere bakar) bir halde kabirlerden çıkarlar.
8: Dâvetçiye koşarlarken o esnada kâfirler: Bu, çok çetin bir gündür! derler.
9: Onlardan önce Nuh'un kavmi de yalanladı, hem de kulumuzun yalancı olduğunda ısrar ederek: O, delirdi, dediler. Ve (Nuh, davetten vazgeçmeye) zorlandı.
10: Bunun üzerine, Rabbine: Ben yenik düştüm, bana yardım et! diyerek yalvardı.
11: Biz de derhal nehir gibi devamlı akan bir su ile göğün kapılarını açtık.
12: Yeryüzünde kaynaklar fışkırttık. (Her iki) su, takdir edilmiş bir işin olması için birleşmişti.
13: Nuh'u da tahtalardan yapılmış, çivilerle çakılmış gemiye bindirdik.
14: İnkâr edilmiş olana (Nuh'a) bir mükâfat olmak üzere gemi, gözlerimizin önünde akıp gidiyordu.
15: Andolsun ki onu bir ibret olarak bıraktık, ibret alan yok mudur?
16: Benim azabım ve uyarılarım nasılmış!
17: Andolsun biz Kur'an'ı öğüt alınsın diye kolaylaştırdık. (Ondan) öğüt alan yok mu?
18: Ad kavmi (Peygamberleri Hûd'u) yalanladı da azabım ve tehdidim nasılmış (gördüler).
19: Biz onların üstüne, uğursuzluğu devamlı bir günde dondurucu bir rüzgâr gönderdik.
20: O rüzgâr, insanları, sökülmüş hurma kütükleri gibi yere seriyordu.
21: Nasılmış benim azabım ve uyarılarım!
22: Andolsun biz Kur'an'ı düşünüp öğüt alınsın diye kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mu?
23: Semûd kavmi de uyarıcıları yalanladı.
24: Aramızdan bir beşere mi uyacağız? O takdirde biz apaçık bir sapıklık ve çılgınlık etmiş oluruz dediler.
25: Vahiy, aramızda ona mı verildi? Hayır o, yalancı ve şımarığın biridir (dediler.)
26: Yarın onlar, yalancı ve şımarığın kim olduğunu bileceklerdir.
27: Gerçekten onları imtihan etmek için dişi deveyi gönderen biziz. Sen onları gözetle ve sabret!
28: Onlara, suyun aralarında paylaştırıldığını haber ver. Her biri kendi içme sırasında gelsin.
29: Arkadaşlarını çağırdılar, o da (bundan cür'et alarak) kılıcını kaptı ve deveyi kesti.
30: (Bu azgınlara) azabım ve uyarılarım nasıl oldu?
31: Biz onların üzerlerine korkunç bir ses gönderdik. Hemen hayvan ağılına konan kuru ot gibi oluverdiler.
32: Andolsun biz Kur'an'ı, anlaşılıp öğüt alınması için kolaylaştırdık. O halde düşünüp öğüt alan yok mu?
33: Lût'un kavmi de uyarıcı peygamberleri yalanladı.
34: Biz de üstlerine taş (yağdıran bir fırtına) gönderdik. Ancak Lût ailesini seher vakti kurtardık.
35: Katımızdan bir nimet olarak. Biz şükredeni işte böyle mükâfatlandırırız.
36: Andolsun ki, Lût onları bizim şiddetli azabımızla uyardı. Fakat onlar bu tehditleri kuşkuyla karşıladılar.
37: Onlar Lût'un misafirlerine karşı kötülük yapmayı planlamışlardı. Hemen biz onların gözlerini silme kör ettik. "Haydi azabımı ve uyarılarımı tadın!" (dedik).
38: Bir sabah kendilerine, yakalarını bir daha bırakmayacak olan bir azap gelip çattı.
39: İşte azabımı ve uyarılarımı tadın! (denildi).
40: Andolsun biz Kur'an'ı, öğüt almak için kolaylaştırdık. O halde düşünüp ibret alan yok mu?
41: Şüphesiz Firavun'un kavmine de uyarıcılar gelmişti.
42: Lâkin onlar bütün âyetlerimizi yalanladılar. Biz de onları güç ve kudretimize lâyık bir şekilde yakaladık.
43: Şimdi sizin kâfirleriniz, onlardan daha mı iyidirler? Yoksa kitaplarda sizin için bir berât mı var?
44: Yoksa "Biz, intikam almağa gücü yeten bir topluluğuz" mu diyorlar?
45: O topluluk yakında bozulacak ve onlar arkalarını dönüp kaçacaklardır.
46: Bilakis kıyamet onlara vâdedilen asıl saattir ve o saat daha belâlı ve daha acıdır.
47: Şüphesiz suçlular sapıklık ve çılgınlık içindedirler.
48: O gün yüzüstü ateşe sürüklendiklerinde "Cehennemin elemini tadın!" denir.
49: Biz, her şeyi bir ölçüye göre yarattık.
50: Bizim buyruğumuz, bir anlık bakış gibi, bir tek sözden başka bir şey değildir.
51: Andolsun biz, sizin benzerlerinizi hep helâk ettik. Düşünüp ibret alan yok mu?
52: Yaptıkları her şey kitaplarda (amel defterlerinde) mevcuttur.
53: Küçük büyük her şey satır satır yazılmıştır.
54: Takvâ sahipleri cennetlerde ve ırmakların kenarlarındadır.
55: Güçlü ve Yüce Allah'ın huzurunda hak meclisindedirler.


[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]
Kurandan.org - "Kuran Sözlüğü Projesi" - Araştırma & İnceleme Sayfası [BETA]
{index.php}