İbni Kesir Meali |
|
1: Saat yaklaştı ve ay yarıldı. | |
2: Onlar, bir ayet görürlerse yüz çevirirler ve; süregelen bir büyüdür, derler. | |
3: Ve yalanlayıp kendi heveslerine uyarlar. Ve her iş kararlaşmıştır. | |
4: Andolsun ki; onlara vazgeçirecek nice önemli haberler gelmiştir. | |
5: Ki bunlar gayesine ermiş bir hikmettir. Fakat uyarılar fayda vermiyor. | |
6: Öyleyse yüz çevir onlardan. O çağıranın, görülmemiş ve tanınmamış bir şeye çağırdığı gün. | |
7: Gözleri hor ve hakir olarak, yaygın çekirgeler gibi kabirlerinden çıkarlar. | |
8: O çağırana koşarak kafirler: Bu, zorlu bir gündür, derler. | |
9: Onlardan önce Nuh kavmi de yalanlamış, kulumuzu tekzib ederek; delidir, demişler ve yolunu kesmişlerdi. | |
10: O da Rabbına yalvarmış: Ben; yenildim, bana yardım et, demişti. | |
11: Bunun üzerine Biz de gök kapılarını boşanan sularla açmıştık. | |
12: Yeryüzünde kaynaklar fışkırttık da su, takdir edilen bir ölçüye göre birleşiverdi. | |
13: Onu tahtadan yapılmış, mıhla çakılmışa bindirdik. | |
14: Küfredilmiş olana mükafat olmak üzere Bizim gözetimimizle yüzüyordu. | |
15: Andolsun ki Biz, onu bir ayet olarak bıraktık. Düşünüp ibret alan var mı? | |
16: Benim azabım ve tehditlerim nasılmış? | |
17: Andolsun ki; Biz, Kur'an'ı düşünmek için kolaylaştırdık. Düşünüp öğüt alan var mı? | |
18: Ad kavmi de tekzib etti. Benim azabım ve tehdidim nasılmış? | |
19: Nitekim uğursuz günde üzerlerine şiddetli bir rüzgarı devamlı olarak gönderdik. | |
20: İnsanları, sökülmüş hurma kütükleri gibi koparıp yere seriyordu. | |
21: İşte Benim azabım ve tehditlerim nasılmış? | |
22: Andolsun ki; Biz, Kur'an'ı, düşünmek için kolaylaştırdık. Düşünüp öğüt alan var mı? | |
23: Semud kavmi de uyarıları yalanladı. | |
24: Dediler ki: İçimizden bir insana mı uyacağız? O zaman biz, sapıklık ve delilik etmiş oluruz. | |
25: Zikir, aramızdan ona mı verilmiş? Hayır o, pek yalancı ve şımarığın biridir. | |
26: Yarın kimin pek yalancı, şımarığın biri olduğunu bileceklerdir. | |
27: Gerçekten onları, imtihan etmek için dişi deveyi gönderen Biziz. Onları gözetle ve sabret. | |
28: Onlara, suyun aralarında taksim olunduğunu da haber ver. Her biri su nöbetinde hazır bulunsun. | |
29: Arkadaşlarını çağırdılar, o da sarılarak onu kesti. | |
30: İşte, Benim azabım ve tehditlerim nasılmış? | |
31: Nitekim üzerlerine bir tek çığlık gönderdik de ağılcıların kullandığı kurumuş ot gibi oldular. | |
33: Lut kavmi de uyarıları yalanladı. | |
34: Biz de üzerlerine taş yağdıran bir rüzgar yolladık. Ancak Lut'un ailesi müstesna. Onları seher vakti kurtardık. | |
35: Katımızdan bir nimet olarak. İşte Biz; şükredeni böyle mükafatlandırırız. | |
36: Andolsun ki; onlara, azab ile yakalayacağımızı da haber vermişti. Ama onlar bu uyarıları kuşku ile karşılayarak yalanladılar. | |
37: Andolsun ki; onlar, misafirlerine kötülük yapmayı kasdetmişlerdi. Biz de gözlerini kör ettik. Azabımı ve tehdidimi tadın. | |
38: Andolsun ki; bir sabah erken, önü alınmaz bir azab geldi başlarına. | |
39: Tadın, işte azabımı ve tehditlerimi. | |
40: Andolsun ki; Biz, Kur'an'ı düşünmek için kolaylaştırdık. Düşünüp ibret alan var mı? | |
41: Andolsun ki; Firavun erkanına da uyarıcılar geldi. | |
42: Onlar, bütün ayetlerimizi yalanladılar. Biz de kendilerini, çok kuvvetli ve kudretli bir yakalayışla yakaladık. | |
43: Sizin kafirleriniz bunlardan daha mı iyidir? Yoksa kitablarda sizin için bir beraat mi vardır? | |
44: Yoksa onlar: Biz, intikam almaya muktedir bir topluluğuz mu diyorlar? | |
45: Topluluk yakında dağıtılacak ve onlar arkalarını dönüp kaçacaklar. | |
46: Daha doğrusu onlara vaadolunan asıl saattir. O saat ne belalı, ne acıdır. | |
47: Muhakkak ki suçlular; sapıklık ve çılgın ateşler içindedirler. | |
48: O gün, yüzleri üstü ateşe sürüldüklerinde: Tadın cehennemin tadını, denir. | |
49: Muhakkak ki Biz, her şeyi bir ölçüye göre yaratmışızdır. | |
50: Ve Bizim emrimiz bir tektir; bir göz kırpması gibidir. | |
51: Andolsun ki; Biz, sizin benzerlerinizi hep helak etmişizdir. Şu halde bir düşünen var mı? | |
52: Yaptıkları her şey kitablarda kayıtlıdır. | |
53: Küçük, büyük her şey satır satırdır. | |
54: Muhakkak ki muttakiler, cennetlerde ve ırmaklardadırlar. | |
55: Doğruluk makamında, güçlü bir hükümdarın katındadırlar. | |