N – accusative masculine plural (form IV) active participle اسم منصوب
Konu Başlığı: [37:75-82] Nuh
Abdulbaki Gölpınarlı : Şüphe yok ki biz, böyle mükâfatlandırırız iyilik edenleri.
Adem Uğur : İşte biz iyileri böyle mükâfatlandırırız.
Ahmed Hulusi : Doğrusu biz muhsinleri (müşahedelerinde Hak'tan gayrı bulunmayanları) böylece cezalandırırız!
Ahmet Tekin : İşte biz, iyiliği, iyi niyetleri, dinin, ahlâkın ve kamu vicdanının emirlerini, devamlı davranışlarına, ilişkilerine, görevlerine, hayatlarına yansıtan, samimiyetle ibadet eden, aktif olarak iyiliğe, iyi uygulamaya, iyileştirmeye örnek olan, işlerinde mükemmellik, dürüstlük ve başarı için dikkat harcayan, hayırlı icraatlar, kalıcı hizmetler yapan müslüman önderleri ve inanmışları böyle mükâfatlandırırız.
Ahmet Varol : İşte biz iyilik edenleri böyle mükâfatlandırırız.
Ali Bulaç : Gerçekten biz, ihsanda bulunanları böyle ödüllendiririz.
Ali Fikri Yavuz : İşte biz, güzel söz söyleyib güzel iş yapanları böyle mükafatlandırırız.
Bekir Sadak : Iste Biz iyi davrananlari boyle mukafatlandiririz.
Celal Yıldırım : Şüphesiz ki biz, iyiliği, yararlı işleri huy edinenleri böyle mükâfatlandırırız.
Diyanet İşleri : İşte biz iyilik yapanları böyle mükâfatlandırırız.