N – nominative masculine plural (form IV) active participle اسم مرفوع
Konu Başlığı: [37:75-82] Nuh
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve andolsun ki Nûh, bize nidâ etmişti, biz de ne güzel icâbet etmiştik.
Adem Uğur : Andolsun, Nuh bize yalvarıp yakardı. Biz de duayı ne güzel kabul ederiz!
Ahmed Hulusi : Andolsun ki Nuh bize yönelmişti. . . Biz ne güzel icabet edenleriz.
Ahmet Tekin : Celâlim hakkı için, Nuh bize niyâz etmişti. Biz duaya ne güzel icabet edenleriz, duayı ne güzel kabul edenleriz.
Ahmet Varol : Andolsun, Nuh bize seslenmişti de ne güzel cevap vermiştik!
Ali Bulaç : Andolsun, Nuh bize (dua edip) seslenmişti de, ne güzel icabet etmiştik.
Ali Fikri Yavuz : Gerçekten Nûh bize dua etmişti de ne güzel icabet etmiştik (duasını kabul edip kavmini suda boğmuş, kendisi ile iman edenleri kurtarmıştık).
Bekir Sadak : And olsun ki, Nuh Bize seslenmisti de duasina ne guzel icabet etmistik.
Celal Yıldırım : And olsun ki, Nûh bize seslenip hâlini arzetmişti; Onun seslenişindeki isteğini kabul edenler ne güzeldir!
Diyanet İşleri : Andolsun, Nûh bize dua edip seslenmişti. Biz ne güzel cevap vereniz!
Diyanet İşleri (eski) : And olsun ki, Nuh Bize seslenmişti de duasına ne güzel icabet etmiştik.
Diyanet Vakfi : Andolsun, Nuh bize yalvarıp yakardı. Biz de duayı ne güzel kabul ederiz!
Edip Yüksel : Nuh bize seslenmişti de ne güzel karşılık vermiştik.