Elmalılı Hamdi Yazır : Çünkü o bir zorlu kumandadan ıbarettir derhal gözleri açılıverir
Fizilal-il Kuran : O dirilme sahnesi korkunç bir çığlıktan ibarettir. Hemen o anda gözlerini birdenbire açıp etrafa bakacaklar.
Gültekin Onan : İşte o, yalnızca bir tek çığlıktan ibarettir; artık kendileri (diriltilmiş olarak) bakıp duruyorlar.
Hakkı Yılmaz : (19,20) Artık o zorlu bir haykırıştan ibarettir. Bir de bakmışsın ki, onlar karşıda duruverirler. Ve “Eyvah bizlere! İşte bu, Din Günü'dür!” derler. –“
Hasan Basri Çantay : İşte o, ancak birtek sayhadan ibâretdir ki onların birden bire gözleri açılıverecekdir.
Hayrat Neşriyat : Artık o (dirilme işi), sâdece (korkunç) bir sesten ibârettir; bir de bakarsın ki onlar(dirilmiş de etraflarına) bakıyorlar!
İbni Kesir : O, sadece bir tek çığlıktır ki onların birden bire gözleri açılıverecektir.
İskender Evrenosoğlu : İşte o, sadece tek bir çığlıktır. Onlar işte o zaman (diriltilince) bakacaklar (görecekler).
Muhammed Esed : Çünkü o (alay ettikleri yeniden dirilme,) bir itham çığlığı şeklinde (aniden onların tepesinde patlayacak.) İşte o zaman (hakikati) anlamaya başlayacaklar,
Ömer Nasuhi Bilmen : (18-21) De ki: «Evet. Ve sizler zeliller olarak haşrolunacaksınızdır.» Çünkü o bir sayhadan ibarettir, onlar o zaman hemen bakar dururlar. Ve derler ki: «Eyvah bizlere! İşte bu, ceza günü.» İşte bu, sizin o yalan sandığınız ayırmak günüdür.
Ömer Öngüt : O sadece korkunç sesten ibarettir. O anda gözleri birden bire açılıp etrafa bakarlar.
Şaban Piriş : Çünkü o, korkunç bir sesten ibarettir. O zaman derhal gözleri açılacaktır.
Suat Yıldırım : Bu iş için sadece bir tek emir yeter! Bir de bakarsınız ki hepsi dirilmiş, etraflarına bakınıyorlar.
Süleyman Ateş : O (iş) sadece korkunç bir sesten ibârettir. Hemen onlar (diriltilmiş olarak) bakıyorlardır.
Tefhim-ul Kuran : İşte o, yalnızca bir tek çığlıktan ibarettir; artık kendileri (diriltilmiş olarak) bakıp durmaktadırlar.
Ümit Şimşek : Buna bir ses yeter; ve onlar o anda kalkmış, bakınmaktadırlar.
Yaşar Nuri Öztürk : Müthiş bir komut sesidir O. Onlar öylece bakakalacaklar.