CONJ – prefixed conjunction wa (and) EMPH – emphatic prefix lām CERT – particle of certainty الواو عاطفة اللام لام التوكيد حرف تحقيق
أرسلنا
ر س ل | RSL
ǼRSLNÆ
erselnā
biz göndermiştik
We sent
,Re,Sin,Lam,Nun,Elif, ,200,60,30,50,1,
V – 1st person plural (form IV) perfect verb PRON – subject pronoun فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
فيهم
|
FYHM
fīhim
onların içine
among them
Fe,Ye,He,Mim, 80,10,5,40,
P – preposition PRON – 3rd person masculine plural object pronoun جار ومجرور
منذرين
ن ذ ر | NZ̃R
MNZ̃RYN
munƶirīne
uyarıcılar
warners.
Mim,Nun,Zel,Re,Ye,Nun, 40,50,700,200,10,50,
N – accusative masculine plural (form IV) active participle اسم منصوب
Konu Başlığı: [37:69-74] Atalarını Körükörüne İzlediler
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve andolsun ki biz, onların içinden, korkutucular göndermiştik onlara.
Adem Uğur : Kuşkusuz, biz onlara uyarıcılar göndermiştik.
Ahmed Hulusi : Andolsun ki onların da içinde uyarıcılar irsâl ettik.
Ahmet Tekin : Biz de onlara, özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatan uyarıcılar, peygamberler göndermiştik.
Ahmet Varol : Andolsun ki biz onların içlerinde uyarıcılar göndermiştik.
Ali Bulaç : Andolsun, biz onlara uyarıcılar göndermiştik.
Ali Fikri Yavuz : Gerçekten biz onlara, azabla korkutucu peygamberler de gönderdik.
Bekir Sadak : And olsun ki, iclerine uyaricilar gondermistik.
Celal Yıldırım : And olsun ki, biz onlara uyarıcı peygamberler göndermiştik.
Diyanet İşleri : Andolsun, biz onlara da uyarıcılar göndermiştik.
Muhammed Esed : halbuki kendilerine uyarıcılar göndermiştik.
Ömer Nasuhi Bilmen : (72-74) Yemin olsun ki, onların içinde korkutucular göndermiş idik. Artık bak, o korkutulmuş olanların akibetleri nasıl oluverdi? Allah'ın ihlâsa erdirilmiş olan kulları müstesna.
Ömer Öngüt : Ululuğum hakkı için biz onlara, uyarıcılar göndermiştik.