CONJ – prefixed conjunction wa (and) N – accusative masculine noun الواو عاطفة اسم منصوب
نحشر
ح ش ر | ḪŞR
NḪŞR
neHşuru
toplarız
We will gather
Nun,Ha,Şın,Re, 50,8,300,200,
V – 1st person plural imperfect verb فعل مضارع
من
|
MN
min
-ten
from
Mim,Nun, 40,50,
P – preposition حرف جر
كل
ك ل ل | KLL
KL
kulli
her
every
Kef,Lam, 20,30,
N – genitive masculine noun اسم مجرور
أمة
ا م م | ÆMM
ǼMT
ummetin
ümmet-
nation
,Mim,Te merbuta, ,40,400,
N – genitive feminine singular indefinite noun اسم مجرور
فوجا
ف و ج | FWC
FWCÆ
fevcen
bir cemaat
a troop
Fe,Vav,Cim,Elif, 80,6,3,1,
N – accusative masculine indefinite noun اسم منصوب
ممن
|
MMN
mimmen
-dan
of (those) who
Mim,Mim,Nun, 40,40,50,
P – preposition REL – relative pronoun حرف جر اسم موصول
يكذب
ك ذ ب | KZ̃B
YKZ̃B
yukeƶƶibu
yalanlayanlar-
deny
Ye,Kef,Zel,Be, 10,20,700,2,
V – 3rd person masculine singular (form II) imperfect verb فعل مضارع
بآياتنا
ا ي ي | ÆYY
B ËYÆTNÆ
biāyātinā
ayetlerimizi
Our Signs,
Be,,Ye,Elif,Te,Nun,Elif, 2,,10,1,400,50,1,
P – prefixed preposition bi N – genitive feminine plural noun PRON – 1st person plural possessive pronoun جار ومجرور و«نا» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
فهم
|
FHM
fe hum
onlar
and they
Fe,He,Mim, 80,5,40,
CONJ – prefixed conjunction fa (and) PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun الفاء عاطفة ضمير منفصل
يوزعون
و ز ع | WZA
YWZAWN
yūzeǔne
(ilahi huzura) sevk edilirler
will be set in rows.
Ye,Vav,Ze,Ayn,Vav,Nun, 10,6,7,70,6,50,
V – 3rd person masculine plural passive imperfect verb PRON – subject pronoun فعل مضارع مبني للمجهول والواو ضمير متصل في محل رفع نائب فاعل
Konu Başlığı: [27:82-83] Kompüter: Söz Verilen Yaratık
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve o gün, her ümmetten, delillerimizi yalanlayan bir topluluğu toplayacağız ve onlar, takım takım duracaklar.
Adem Uğur : O gün, her ümmet içinden âyetlerimizi yalan sayanlardan bir cemaat toplarız da onlar toplu olarak (hesap yerine) sevkedilirler.
Ahmed Hulusi : O süreç ki, her ümmetten işaretlerimizi yalanlayanları gruplar hâlinde toplarız. . . Onlar hep beraber sevk olunurlar.
Ahmet Tekin : Her millet içinden, âyetlerimizi, Kurân’ımızı yalanlayan liderlerini, güç ve iktidar sahiplerini toplayacağımız gün, onlar ihzarlı olarak bir arada hesap yerine sevkedilecekler.
Ahmet Varol : O gün her ümmetten, ayetlerimizi yalanlayanlardan bir grubu toplarız. Artık onlar (arkalarındakiler de kendilerine katılıncaya kadar) tutuklanırlar.
Ali Bulaç : Ve her ümmetten ayetlerimizi yalanlayan bir grubu toplayacağımız gün, artık onlar 'tutuklanıp (azab yerine) dağıtılırlar.'
Ali Fikri Yavuz : Kıyamet gününde her din ehlinden, âyetlerimizi tekzip edenlerden bir topluluk toplıyacağız. Artık bunlar, diğer kafileler arka arkaya gelip toplanıncaya kadar tutuklanacaklardır.
Bekir Sadak : O gun her ummetin ayetlerimizi yalanlayanlarini toplariz. Onlar bir arada tutulup, hesap yerine sevkedilirler.
Celal Yıldırım : Ve o gün, her ümmetten, âyetlerimizi yalanlıyanları birer grup halinde toplayıp biraraya getireceğiz ; onları birarada tutup (sonra da Cehennem'e) sevkedeceğiz.
Diyanet İşleri : Her ümmetten âyetlerimizi yalanlayanlarından bir grubu toplayacağımız ve bunların (topluca hesap yerine) sevk edilecekleri günü hatırla.
Diyanet İşleri (eski) : O gün her ümmetin ayetlerimizi yalanlayanlarını toplarız. Onlar bir arada tutulup, hesap yerine sevkedilirler.
Diyanet Vakfi : O gün, her ümmet içinden âyetlerimizi yalan sayanlardan bir cemaat toplarız da onlar toplu olarak (hesap yerine) sevkedilirler.
Edip Yüksel : Gün gelecek, her toplum içinde, ayetlerimizi ve mucizelerimizi yalanlayan kimseleri toplayıp süreceğiz.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Ve her ümmetin âyetlerimizi yalan sayanlarından bir cemaati toplayacağımız gün, artık onlar bir arada tutulup (hesap yerine) sevkedilirler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : O gün, her ümmet içinden âyetlerimizi yalan sayanlardan bir cemaat toplarız da onlar toplu olarak (hesap yerine) sevkedilirler.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ve her ümmetten âyetlerimizi tekzib eden kimselerden bir fevc yaparak mahşere sevkedebileceğimiz gün artık onlar hep inzıbat altında tevkıf olunurlar
Fizilal-il Kuran : O gün her ümmetten ayetlerimizi yalanlayanları grup grup bir yere topladıktan sonra saf düzeninde yürüyüşe geçiririz.
Gültekin Onan : Ve her ümmetten ayetlerimizi yalanlayan bir grubu toplayacağımız gün, artık onlar 'tutuklanıp (azab yerine) dağıtılırlar'.
Hakkı Yılmaz : Ve her önderli topluluktan âyetlerimizi/alâmetlerimizi/göstergelerimizi yalan sayanlardan bir grup topladığımız gün, artık onlar tutuklanıp dağıtılırlar.
Hasan Basri Çantay : (Hatırla) o gün (ü ki) her ümmetin âyetlerimizi yalan sayanlarından bir cemâati toplayacağız. Artık onlar (kaafilelerin ardı alınıncaya kadar) tevkıyf olunacaklardır.
Hayrat Neşriyat : Hem o gün her ümmet içinden, âyetlerimizi yalanlayanları bir bölük hâlinde toplarız; artık onlar toplu olarak (hesab yerine) sevk edilirler.
İbni Kesir : Her ümmetten, ayetlerimizi yalanlayanları toplayacağımız gün; onlar, bir arada tutulurlar.
İskender Evrenosoğlu : Ve o gün, bütün ümmetlerden, âyetlerimizi tekzip edenleri (yalanlayanları) grup grup haşredeceğiz (toplayacağız). Böylece onlar (72 fırka) biraraya getirilir.
Muhammed Esed : Ve o Gün her ümmetin içinden mesajlarımızı yalanlayanları ayrı bir bölük olarak toplayacağız; ve böylece, onlar (günahlarının derecesine göre) sınıflandırılacaklar;
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve o gün ki, her ümmetten Bizim âyetlerimizi tekzîp eder olan kimselerden bir tâifeyi haşrederiz. Artık onlar tevkif edileceklerdir.
Ömer Öngüt : Her ümmet içinden âyetlerimizi yalanlayan birer cemaat toplarız da, onlar o gün bir arada tutulurlar.
Şaban Piriş : Ve o gün, her ümmetten, ayetlerimizi yalanlayanları birer grup halinde toplayıp, biraraya getiririz. Onlar da toplanırlar.
Suat Yıldırım : O büyük duruşma günü, her ümmetten ayetlerimizi yalan sayan birer cemaat toplarız, onlar bir araya getirilip Allah’ın huzuruna sevkolunurlar.
Süleyman Ateş : O gün her ümmet içinde âyetlerimizi yalanlayanlardan bir cemâat toplarız. Onlar hep bir araya getirilip tutuklanarak (ilahi huzûra) sevk edilirler.
Tefhim-ul Kuran : Ve her ümmetten ayetlerimizi yalan sayanlardan bir grup toplayacağımız gün, artık onlar 'tutuklanıp (azab yerine) dağıtılırlar.'
Ümit Şimşek : O gün her ümmetten âyetlerimizi yalanlamış olanları gruplar halinde toplarız; böylece hepsi inzibat altında sevk olunurlar.
Yaşar Nuri Öztürk : O gün her ümmetin içinden ayetlerimizi yalanlayanlardan bir zümre derleriz de onlar, toplu halde ortaya sürülürler.