REM – prefixed resumption particle V – 2nd person masculine singular (form V) imperative verb الفاء استئنافية فعل أمر
على
|
AL
ǎlā
in
Ayn,Lam,, 70,30,,
P – preposition حرف جر
الله
|
ÆLLH
llahi
Allah'a
Allah,
Elif,Lam,Lam,He, 1,30,30,5,
"PN – genitive proper noun → Allah" لفظ الجلالة مجرور
إنك
|
ÎNK
inneke
çünkü sen
indeed, you
,Nun,Kef, ,50,20,
ACC – accusative particle PRON – 2nd person masculine singular object pronoun حرف نصب والكاف ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
على
|
AL
ǎlā
üzerindesin
(are) on
Ayn,Lam,, 70,30,,
P – preposition حرف جر
الحق
ح ق ق | ḪGG
ÆLḪG
l-Haḳḳi
gerçek
the truth
Elif,Lam,Ha,Gaf, 1,30,8,100,
N – genitive masculine noun اسم مجرور
المبين
ب ي ن | BYN
ÆLMBYN
l-mubīni
apaçık
manifest.
Elif,Lam,Mim,Be,Ye,Nun, 1,30,40,2,10,50,
N – genitive masculine (form IV) active participle اسم مجرور
Konu Başlığı: [27:66-81] Ahireti Akıl ve Bilgiye Dayanarak Onaylamak
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve artık dayan Allah'a, şüphe yok ki sen, apaçık gerçek yoldasın.
Adem Uğur : O halde sen Allah'a güvenip dayan. Çünkü sen apaçık hakikat üzeresin.
Ahmed Hulusi : O hâlde Allâh'a tevekkül et! Muhakkak ki sen apaçık hakikat üzeresin.
Ahmet Tekin : O halde, Allah’a dayanıp güven, işlerini Allah’a havale et. Sen Allah, insan, kâinat ilişkilerini ve ilâhî düzeni açıklayan apaçık hak dininin öğretmeni, yaşayanı ve uygulayıcısın.
Ahmet Varol : Allah'a güven. Çünkü sen apaçık bir gerçek üzeresin.
Ali Bulaç : Sen, artık Allah'a tevekkül et; çünkü sen apaçık olan hak üzerindesin.
Ali Fikri Yavuz : O halde (Ey Rasûlüm), Allah’a tevekkül et; çünkü sen apaçık bir hak üzerindesin.
Bekir Sadak : Allah'a guven, suphesiz sen apacik gercek uzerindesin.
Celal Yıldırım : Artık Allah'a güvenip dayan. Çünkü sen mutlaka apaçık hakk üzeresin.
Diyanet İşleri : Öyle ise Allah’a tevekkül et. Çünkü sen apaçık bir hak üzere bulunuyorsun.