» 56 / Vâki’a  84:

Kuran Sırası: 56
İniş Sırası: 46
Vakia Suresi = Olay Suresi
1. ayetinde yer alan vakia kelimesinden almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96

56:84 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
ve siz de | o zaman | bakıp durursunuz |

WǼNTM ḪYNÙZ̃ TNƵRWN
ve entum Hīneiƶin tenZurūne

وَأَنْتُمْ حِينَئِذٍ تَنْظُرُونَ

Transcript Okunuş Türkçe
1. WǼNTM = ve entum : ve siz de
2. ḪYNÙZ̃ = Hīneiƶin : o zaman
3. TNƵRWN = tenZurūne : bakıp durursunuz
ve siz de | o zaman | bakıp durursunuz |

[] [ḪYN] [NƵR]
WǼNTM ḪYNÙZ̃ TNƵRWN

ve entum Hīneiƶin tenZurūne
وأنتم حينئذ تنظرون

[] [ح ي ن] [ن ظ ر]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وأنتم | WǼNTM ve entum ve siz de And you
حينئذ ح ي ن | ḪYN ḪYNÙZ̃ Hīneiƶin o zaman (at) that time
تنظرون ن ظ ر | NƵR TNƵRWN tenZurūne bakıp durursunuz look on,
ve siz de | o zaman | bakıp durursunuz |

[] [ḪYN] [NƵR]
WǼNTM ḪYNÙZ̃ TNƵRWN

ve entum Hīneiƶin tenZurūne
وأنتم حينئذ تنظرون

[] [ح ي ن] [ن ظ ر]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وأنتم | WǼNTM ve entum ve siz de And you
Vav,,Nun,Te,Mim,
6,,50,400,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
PRON – 2nd person masculine plural personal pronoun
الواو عاطفة
ضمير منفصل
حينئذ ح ي ن | ḪYN ḪYNÙZ̃ Hīneiƶin o zaman (at) that time
Ha,Ye,Nun,,Zel,
8,10,50,,700,
T – time adverb
ظرف زمان
تنظرون ن ظ ر | NƵR TNƵRWN tenZurūne bakıp durursunuz look on,
Te,Nun,Zı,Re,Vav,Nun,
400,50,900,200,6,50,
V – 2nd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل

Konu Başlığı: [56:75-96] Sadece Şirkten Arınmış Olanlar Kuran'ı Anlar

Abdulbaki Gölpınarlı : Siz de o sırada bakar durursunuz.
Adem Uğur : O vakit siz bakar durursunuz.
Ahmed Hulusi : O zaman siz (çaresiz) bakakalırsınız!
Ahmet Tekin : O zaman acz içinde bakar durursunuz.
Ahmet Varol : O vakit siz (can çekişene) bakar durursunuz.
Ali Bulaç : Ki o sırada siz (sadece) bakıp durursunuz,
Ali Fikri Yavuz : O vakit (ölünün etrafında bulunan sizler), bakar durursunuz. (Elinizden bir şey gelmez, canınızın çıkmasını beklersiniz).
Bekir Sadak : (83-85) Kisinin cani bogaza dayaninca ve siz o zaman bakip kalirken, Biz o kisiye sizden daha yakinizdir, ama gormezsiniz.
Celal Yıldırım : Siz de bakıp dururken,
Diyanet İşleri : Oysa siz o zaman bakıp durursunuz.
Diyanet İşleri (eski) : (83-85) Kişinin canı boğaza dayanınca ve siz o zaman bakıp kalırken, Biz o kişiye sizden daha yakınızdır, ama görmezsiniz.
Diyanet Vakfi : O vakit siz bakar durursunuz.
Edip Yüksel : O anda siz bakınmaktasınız.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Ki o zaman siz (ölmek üzere olana) bakar durursunuz.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : ki o zaman bakar durursunuz,
Elmalılı Hamdi Yazır : ki siz o vakıt bakar durursunuz
Fizilal-il Kuran : O sırada sizler gözlerinizi o can çekişen adama dikersiniz.
Gültekin Onan : Ki o sırada siz (sadece) bakıp durursunuz,
Hakkı Yılmaz : (83-85) Ancak can boğaza gelip dayandığı zaman, siz de o zaman, onun karşısında bekliyorsunuz, Biz ise ona sizden daha yakınız. Velâkin siz görmezsiniz.
Hasan Basri Çantay : o vakit siz görürsünüz!
Hayrat Neşriyat : (83-84) Öyle ise, değil mi ki (can) boğaza geldiğinde, artık siz, o sırada (can çekişen o kimseye çâresizlikle) bakar durursunuz.
İbni Kesir : O vakit görürsünüz siz.
İskender Evrenosoğlu : Ve siz, o anda (ona öylece, bir yardım yapamayarak sadece) bakarsınız.
Muhammed Esed : siz de (çaresiz bir şekilde) durup seyrederken,
Mustafa İslamoğlu : Ve siz o zaman dehşetle bakakalacaksınız.
Ömer Nasuhi Bilmen : (83-84) Artık değil mi ki, (can) boğaza geldiği vakit. Ve siz o zaman bakar durursunuz.
Ömer Öngüt : Siz (o can çekişen kimseye) bakar durursunuz.
Şaban Piriş : Siz, o zaman bakıp kalırsınız
Suat Yıldırım : O vakit can çekişenin yanında bulunan sizler bakar durursunuz.
Süleyman Ateş : Ki siz de o zaman (can çekişen kimseye) bakıp durursunuz.
Tefhim-ul Kuran : Ki o sırada siz (sadece) bakıp durursunuz,
Ümit Şimşek : O vakit siz bakar, durursunuz.
Yaşar Nuri Öztürk : İşte o zaman siz bakakalırsınız!


[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}