» 51 / Zâriyât  25:

Kuran Sırası: 51
İniş Sırası: 67
Zariyat Suresi = Tozutanlar/Tozutup-Savuranlar Suresi
1. ayetinde geçen zariyat kelimesinden almistir ismini.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60

51:25 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
bir zaman | girmişlerdi | onun yanına | ve demişlerdi | selam | dedi ki | selam | bir topluluk(sunuz) | tanınmamış |

ÎZ̃ D̃ḢLWÆ ALYH FGÆLWÆ SLÆMÆ GÆL SLÆM GWM MNKRWN
deḣalū ǎleyhi fe ḳālū selāmen ḳāle selāmun ḳavmun munkerūne

إِذْ دَخَلُوا عَلَيْهِ فَقَالُوا سَلَامًا قَالَ سَلَامٌ قَوْمٌ مُنْكَرُونَ

Transcript Okunuş Türkçe
1. ÎZ̃ = iƶ : bir zaman
2. D̃ḢLWÆ = deḣalū : girmişlerdi
3. ALYH = ǎleyhi : onun yanına
4. FGÆLWÆ = fe ḳālū : ve demişlerdi
5. SLÆMÆ = selāmen : selam
6. GÆL = ḳāle : dedi ki
7. SLÆM = selāmun : selam
8. GWM = ḳavmun : bir topluluk(sunuz)
9. MNKRWN = munkerūne : tanınmamış
bir zaman | girmişlerdi | onun yanına | ve demişlerdi | selam | dedi ki | selam | bir topluluk(sunuz) | tanınmamış |

[] [D̃ḢL] [] [GWL] [SLM] [GWL] [SLM] [GWM] [NKR]
ÎZ̃ D̃ḢLWÆ ALYH FGÆLWÆ SLÆMÆ GÆL SLÆM GWM MNKRWN

deḣalū ǎleyhi fe ḳālū selāmen ḳāle selāmun ḳavmun munkerūne
إذ دخلوا عليه فقالوا سلاما قال سلام قوم منكرون

[] [د خ ل] [] [ق و ل] [س ل م] [ق و ل] [س ل م] [ق و م] [ن ك ر]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إذ | ÎZ̃ bir zaman When
دخلوا د خ ل | D̃ḢL D̃ḢLWÆ deḣalū girmişlerdi they entered
عليه | ALYH ǎleyhi onun yanına upon him
فقالوا ق و ل | GWL FGÆLWÆ fe ḳālū ve demişlerdi and said,
سلاما س ل م | SLM SLÆMÆ selāmen selam """Peace."""
قال ق و ل | GWL GÆL ḳāle dedi ki He said,
سلام س ل م | SLM SLÆM selāmun selam """Peace,"
قوم ق و م | GWM GWM ḳavmun bir topluluk(sunuz) a people
منكرون ن ك ر | NKR MNKRWN munkerūne tanınmamış "unknown."""
bir zaman | girmişlerdi | onun yanına | ve demişlerdi | selam | dedi ki | selam | bir topluluk(sunuz) | tanınmamış |

[] [D̃ḢL] [] [GWL] [SLM] [GWL] [SLM] [GWM] [NKR]
ÎZ̃ D̃ḢLWÆ ALYH FGÆLWÆ SLÆMÆ GÆL SLÆM GWM MNKRWN

deḣalū ǎleyhi fe ḳālū selāmen ḳāle selāmun ḳavmun munkerūne
إذ دخلوا عليه فقالوا سلاما قال سلام قوم منكرون

[] [د خ ل] [] [ق و ل] [س ل م] [ق و ل] [س ل م] [ق و م] [ن ك ر]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إذ | ÎZ̃ bir zaman When
,Zel,
,700,
T – time adverb
ظرف زمان
دخلوا د خ ل | D̃ḢL D̃ḢLWÆ deḣalū girmişlerdi they entered
Dal,Hı,Lam,Vav,Elif,
4,600,30,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
عليه | ALYH ǎleyhi onun yanına upon him
Ayn,Lam,Ye,He,
70,30,10,5,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
جار ومجرور
فقالوا ق و ل | GWL FGÆLWÆ fe ḳālū ve demişlerdi and said,
Fe,Gaf,Elif,Lam,Vav,Elif,
80,100,1,30,6,1,
CONJ – prefixed conjunction fa (and)
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
الفاء عاطفة
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
سلاما س ل م | SLM SLÆMÆ selāmen selam """Peace."""
Sin,Lam,Elif,Mim,Elif,
60,30,1,40,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
قال ق و ل | GWL GÆL ḳāle dedi ki He said,
Gaf,Elif,Lam,
100,1,30,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
سلام س ل م | SLM SLÆM selāmun selam """Peace,"
Sin,Lam,Elif,Mim,
60,30,1,40,
N – nominative masculine indefinite noun
اسم مرفوع
قوم ق و م | GWM GWM ḳavmun bir topluluk(sunuz) a people
Gaf,Vav,Mim,
100,6,40,
N – nominative masculine indefinite noun
اسم مرفوع
منكرون ن ك ر | NKR MNKRWN munkerūne tanınmamış "unknown."""
Mim,Nun,Kef,Re,Vav,Nun,
40,50,20,200,6,50,
N – nominative masculine plural (form IV) passive participle
اسم مرفوع

Konu Başlığı: [51:24-37] İbrahim'e Müjde ve Lut Halkına Azap

Abdulbaki Gölpınarlı : Hani, tapısına girmişlerdi de esenlik sana demişlerdi; o da esenlik size demişti, ey yabancılar.
Adem Uğur : Onlar İbrahim'in yanına girmişler, selam vermişlerdi. İbrahim de selamı almış, içinden, "Bunlar, yabancılar" demişti.
Ahmed Hulusi : Hani Onun yanına girdiklerinde: "Selâm" dediler. . . (İbrahim de): "Selâm" dedi. . . "Rastlanmadık birileri (diye düşündü). "
Ahmet Tekin : Onlar, İbrâhim’in yanına girince: 'Selâm sana, selâmette ol, sen selâmettesin' dediler. İbrâhim de: 'Selâm size, selâmette olun' dedi. Bunlar tanınmadık simalardı.
Ahmet Varol : Hani onun yanına girdiklerinde: 'Selam' demişlerdi. O da: 'Selam. Tanınmayan bir topluluk' demişti.
Ali Bulaç : Hani, yanına girdiklerinde: "Selam" demişlerdi. O da: "Selam" demişti. "(Haklarında bilgim olmayan) Yabancı bir topluluk."
Ali Fikri Yavuz : Hani onlar, İbrahîm’in yanına varmışlardı da selâm vermişlerdi. O da (onlara karşılık olarak) selâm vermiş: “- (Bunlar) tanınmadık bir kavim.” demişti.
Bekir Sadak : Onlar, Ibrahim'in yanina girip: «Selam sana» demislerdi, Ibrahim de: «Selam size» demisti; icinden de, onlarin «taninmamis bir topluluk» oldugunu gecirmisti.
Celal Yıldırım : Hani onlar İbrahim'in yanına girip, «Selâm» dediler. İbrahim de «selâm» dedi ve tanımadığım yabancı bir kavim diye içinden geçirdi.
Diyanet İşleri : Hani onlar, İbrahim’in yanına varmışlar ve “Selâm olsun sana!” demişlerdi. O da “Size de selâm olsun.” demiş, “Bunlar tanınmamış (yabancı) kimseler” (diye düşünmüştü).
Diyanet İşleri (eski) : Onlar, İbrahim'in yanına girip: 'Selam sana' demişlerdi, İbrahim de: 'Selam size' demişti; içinden de, onların 'tanınmamış bir topluluk' olduğunu geçirmişti.
Diyanet Vakfi : Onlar İbrahim'in yanına girmişler, selam vermişlerdi. İbrahim de selamı almış, içinden, «Bunlar, yabancılar» demişti.
Edip Yüksel : Onun huzuruna girmişlerdi ve 'Selam (barış)' demişlerdi. O da, 'Selam size, yabancılar!' demişti.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Hani onlar İbrahim'in huzuruna girmişlerdi de «Selam sana!» demişlerdi. İbrahim: «Size de selam» demiş, ve içinden: «Bunlar tanınmamış bir topluluk!» diye geçirmişti.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Yanına girdikleri vakit: «Selam!» dediler. O da: «Selam! Görülmedik bir topluluk» dedi.
Elmalılı Hamdi Yazır : O vakıt ki üzerine girdiler de «selâm» dediler. «Selâm, görülmedik bir kavım» dedi
Fizilal-il Kuran : Onlar, İbrahim'in yanına girip «Selam sana» demişlerdi, İbrahim de: «Selam size» demişti. İçinden de, onların «tanınmamış bir topluluk» olduklarını geçirmişti.
Gültekin Onan : Hani yanına girdiklerinde: "Selam" demişlerdi. O da: "Selam" demişti. "Münker bir kavim."
Hakkı Yılmaz : Hani onlar, İbrâhîm'in üzerine girmişlerdi de “Selâm!” demişlerdi. İbrâhîm: “Selâm, alışılmadık, kimliği belli olmayan topluluk!” dedi.
Hasan Basri Çantay : Hani bunlar, onun yanına girmişlerdi de «Selâm» demişlerdi. (İbrâhîm de) «selâm» demiş (selâm ile mukaabele etmiş), «(Bunlar) tanınmamış bir zümre» demişdi.
Hayrat Neşriyat : (Onlar İbrâhîm’in) yanına girdiklerinde: 'Selâm (senin üzerine olsun)!' demişlerdi.(O da:) 'Selâm (sizin üzerinize de olsun!) (Siz buralarda) tanınmamış bir topluluk(sunuz).' dedi.
İbni Kesir : Hani onlar, yanına girip; selam sana, demişlerdi de; selam, demişti. Tanınmamış bir zümre.
İskender Evrenosoğlu : Onun yanına geldikleri zaman “selâm” dediler. (Hz. İbrâhîm de): “Selâm yabancı kavim.” dedi.
Muhammed Esed : O (semavi elçi)ler İbrahim'e gelip ona selam verdiklerinde, "(Size de) selam olsun!" demişti; (ve kendi kendine,) "Bunlar, yabancı kimseler!" (diye düşünmüştü.)
Ömer Nasuhi Bilmen : O vakit ki, O'nun yanına girmişler de «Selâm!» demişlerdi. (Hazreti İbrahim de) Dedi ki: «Selâm, tanınmamışlar olan bir cemaat.»
Ömer Öngüt : Onlar İbrahim'in yanına girdiklerinde: "Selâm!" demişlerdi. O da: "Selâm!" demiş, içinden de onların "Tanınmamış bir topluluk" olduğunu geçirmişti.
Şaban Piriş : Hani O’nun yanına girmişler: “Selam” demişlerdi. O da: -Selam ey yabancılar!” demişti.
Suat Yıldırım : Onlar yanına varınca: "Selâm!" dediler. O da: "Size de Selâm!" diye cevap verdi, ama içinden: "Bunlar tanımadığım kimseler, hayırdır inşaallah!" dedi.
Süleyman Ateş : Bir zaman onun yanına girmişler: "Selâm" demişlerdi. "Selâm, dedi, (siz) tanınmamış bir topluluk(sunuz)."
Tefhim-ul Kuran : Hani, onun yanına girdiklerinde: «Selam» demişlerdi. O da: «Selam» demişti. «(Haklarında bilgim olmayan) Yabancı bir topluluk.»
Ümit Şimşek : Yanına girdiklerinde 'Selâm' demişlerdi. O da 'Tanımadığım kimseler, size de selâm olsun' dedi.
Yaşar Nuri Öztürk : Hani, İbrahim'in yanına girmişlerdi de "Selam!" demişlerdi. İbrahim: "Selam! Tanınmayan bir topluluk bu." demişti.


[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}