Diyanet İşleri (eski) Meali |
|
1: (1-6) Esip savuran rüzgarlara, yağmur yüklü bulutlara, kolayca süzülen gemiler ve işleri yöneten meleklere and olsun ki, size söz verilen kıyametin kopması şüphesiz gerçektir. Ödeşme günü gelecektir. | |
7: (7-8) İçinde yörüngeler bulunan göğe and olsun ki, ey inkarcılar, siz, şüphesiz aykırı görüştesiniz. | |
9: Bundan, dönebilecek kimseler döndürülür. | |
10: (10-11) Yalancılığı itiyat edinenlerin, bilgisizliğe saplanıp kalanların canları çıksın! | |
12: İşlerin karşılık göreceği günün zamanını sorarlar. | |
13: O, kendilerinin ateşte azap görecekleri gündür. | |
14: Onlara: 'Azabınızı tadın; işte acele beklediğiniz bu idi' denir. | |
15: (15-16) Doğrusu, Allah'a karşı gelmekten sakınanlar, Rablerinin kendilerine verdiğini almış olarak bahçelerde ve pınar başlarındadırlar. Çünkü onlar, bundan önce iyi davrananlardı. | |
17: Onlar, geceleri az uyuyanlardı. | |
18: Seher vakitlerinde bağışlanma dilerlerdi. | |
19: Onların mallarında muhtaç ve yoksullar için bir hak vardı, onu verirlerdi. | |
20: (20-21) Kesin olarak inananlara, yeryüzünde ve kendi içinizde Allah'ın varlığına nice deliller vardır; görmez misiniz? | |
22: Rızkınız da, size söz verilen azap da yukarıdan gelir. | |
23: Göğün ve yerin Rabbine and olsun ki bu, sizin konuşmanız kadar kesin ve gerçektir. | |
24: İbrahim'in ikram edilmiş konuklarının haberi sana geldi mi? | |
25: Onlar, İbrahim'in yanına girip: 'Selam sana' demişlerdi, İbrahim de: 'Selam size' demişti; içinden de, onların 'tanınmamış bir topluluk' olduğunu geçirmişti. | |
26: (26-27) Hemen ailesine giderek semiz bir buzağı getirmiş, onların önüne sürüp: 'Yemez misiniz?' demişti. | |
28: (Yemediklerini görünce) onlardan endişeye düştü; 'Korkma' dediler ve ona bilgin bir oğul sahibi olacağını müjdelediler. | |
29: Bunun üzerine karısı hayretle seslenerek geldi, elleriyle yüzünü kapayarak: 'kısır bir kocakarı!' dedi. | |
30: Melekler: 'Bu böyledir, Rabbin söylemiştir; doğrusu O, Hakim olandır, bilendir' dediler. | |
31: İbrahim: 'Ey Elçiler! Göreviniz nedir?' dedi. | |
32: (32-34) Elçiler: 'Suçlu bir milletin üzerine, Rabbinin katından işaretli olarak, aşırı gidenlere mahsus sert taşlar göndermekle görevlendirildik' dediler. | |
35: Bunun üzerine, suçlu milletin arasında bulunan müminleri çıkardık. | |
36: Zaten orada, kendini Allah'a vermiş sadece bir tek ev halkı bulduk. | |
37: Can yakıcı azabdan korkanlar için, o beldede bir işaret, bir kalıntı bıraktık. | |
38: Musa'nın başından geçenlerde de ibret vardır: Onu apaçık delille Firavun'a gönderdik. | |
39: Firavun, erkaniyle birlikte hakdan yüz çevirdi; 'sihirbazdır veya delidir' dedi. | |
40: Sonunda onu ve ordularını yakalayıp denize attık. O, kınanmayı haketmişti. | |
41: (41-42) Ad milletinin başından geçende de ibret vardır: Onların üzerine, uğradığı her şeyi bırakmayıp toza çeviren kuru bir rüzgar gönderdik. | |
43: Semud milletinin başına gelende de ibret vardır: Onlara, 'Bir süreye kadar zevklenin' denmişti. | |
44: Onlar Rablerinin buyruğundan çıkmışlardı; bunun üzerine kendilerini gözleri göre göre yıldırım çarptı. | |
45: Ayağa kalkacak güçleri kalmadı, yardım da görmediler. | |
46: Daha önce de Nuh milletini cezalandırmıştık. Çünkü onlar da yoldan çıkmış bir milletti. | |
47: Göğü, gücümüzle Biz kurduk; şüphesiz biz onu genişleticiyiz. | |
48: Yeryüzünü biz yayıp döşedik: Ne güzel döşeyiciyiz! | |
49: İbret alasınız diye her şeyi çift çift yaratmışızdır. | |
50: De ki: 'Öyleyse Allah'a koşusun; doğrusu ben sizi O'nun azabı ile açıkça uyaranım.' | |
51: 'Allah'ın yanında başkasını tanrı kılmayın; doğrusu ben sizi O'nun azabı ile açıkça uyaranım.' | |
52: Onlardan öncekilere, herhangi bir peygamber gelince: 'sihirbazdır' veya 'Delidir' derlerdi. | |
53: Öncekiler sonrakilere böyle mi vasiyet ettiler? Hayır; bunlar azgın bir millettir. | |
54: Onlardan yüz çevir; sen kınanacak değilsin. | |
55: Öğüt ver; doğrusu öğüt inananlara fayda verir. | |
56: Cinleri ve insanları ancak Bana kulluk etmeleri için yaratmışımdır. | |
57: Onlardan bir rızık istemem; Beni doyurmalarını da istemem. | |
58: Şüphesiz rızıklandıran da, güç ve kuvvet sahibi olan da Allah'tır. | |
59: Zulmedenlerin, geçmiş arkadaşlarının suçlarına benzer suçları vardır; cezalarını Benden acele istemesinler. | |
60: Söz verilen günün azabından vay o inkar edenlere! | |