Ümit Şimşek Meali |
|
1: And olsun tozutup savuranlara. | |
2: Yükünü yüklenenlere. | |
3: Kolayca akıp gidenlere. | |
4: İşi bölüştürenlere. | |
5: Size vaad olunan doğrudur. | |
6: Hesap günü gerçekleşecektir. | |
7: And olsun yol yol olmuş semâya. | |
8: Siz birbirini tutmayan iddialardasınız. | |
9: Ancak haktan döndürülenler hesap gününe iman etmekten saptırılır. | |
10: Kahrolsun o yalancılar! | |
11: Onlar ki cehalete bürünmüş gafillerdir. | |
12: 'Hesap günü ne zaman?' diye soruyorlar. | |
13: O gün onların ateş üstünde kavrulacakları gündür. | |
14: Tadın azabınızı! Çabuklaştırılmasını isteyip durduğunuz şey işte budur. | |
15: Takvâ sahipleri ise Cennet bahçelerinde, pınar başlarındadır. | |
16: Rablerinin onlara verdiklerini almaktadırlar. Çünkü onlar daha önce iyiliği ilke edinmiş kimselerdi. | |
17: Geceleri biraz uyurlardı. | |
18: Seher vakitlerinde Allah'tan af dilerlerdi. | |
19: Mallarında, isteyen ve istemeyen yoksullar için bir pay vardı. | |
20: Kesin bir bilgiyle iman edecekler için, yeryüzünde âyetler vardır. | |
21: Kendinizde de nice âyetler var; hâlâ görmeyecek misiniz? | |
22: Gökte ise hem sizin rızkınız, hem de size vaad olunan şey vardır. | |
23: Göğün ve yerin Rabbine and olsun ki, sizin konuşmanız nasıl gerçek ise, bu vaad de öyle gerçektir. | |
24: İbrahim'in ikramda bulunduğu konukların haberi sana ulaştı mı? | |
25: Yanına girdiklerinde 'Selâm' demişlerdi. O da 'Tanımadığım kimseler, size de selâm olsun' dedi. | |
26: Sonra ailesinin yanına vardı, semiz bir buzağıyla döndü. | |
27: Önlerine koydu, 'Buyurmaz mısınız?' dedi. | |
28: Sonra içine bir korku düştü. 'Korkma' dediler ve onu bilge bir oğulla müjdelediler. | |
29: Hanımı bir çığlıkla döndü, elini yüzüne vurup 'Kısır bir kocakarı mı doğuracak?' dedi. | |
30: 'Rabbin böyle buyurdu,' dediler. 'Şüphe yok ki Onun her işi hikmet iledir; O herşeyi bilir.' | |
31: İbrahim 'Elçiler, işiniz nedir?' diye sordu. | |
32: Dediler ki: 'Biz mücrim bir kavme gönderildik. | |
33: 'Üzerlerine pişirilmiş çamurdan taşlar yağdıracağız. | |
34: 'Onlar, haddini aşanlar için Rabbinin katında işaretlenmiştir.' | |
35: Mü'minlerden kim varsa oradan çıkardık. | |
36: Gerçi orada Müslüman bir haneden fazlasını da bulmadık. | |
37: Sonra orada, o acı azaptan korkanlar için bir alâmet bıraktık. | |
38: Musa'nın kıssasında da ibretler vardır. Biz onu apaçık bir delil ile Firavun'a göndermiştik. | |
39: Firavun ise ordusuyla birlikte yüz çevirdi ve 'Bu ya büyücü, ya da delinin biri' dedi. | |
40: Biz de hem onu, hem ordusunu yakalayıp denize attık ki, o sırada o kendi kendisini suçluyordu. | |
41: Âd kavminde de ibretler vardır. Onların üzerine de Biz köklerini kazıyan rüzgârı göndermiştik. | |
42: Bir rüzgâr ki, dokunduğu herşeyi küle çeviriyordu. | |
43: Semud'da da ibretler vardır. Onlara da 'Bir süre için nasiplenedurun' denmişti. | |
44: Onlar Rablerinin emrine karşı geldiler. Onları da göz göre göre yıldırım yakaladı. | |
45: Ne ayağa kalkabildiler, ne de kimseden yardım gördüler. | |
46: Daha önce de Nuh kavmini helâk etmiştik. Çünkü onlar yoldan çıkmış bir kavim haline gelmişlerdi. | |
47: Göğü elimizle Biz bina ettik ve Biz genişleticiyiz. | |
48: Yeri de Biz döşedik; ne güzel yayıp düzenliyoruz! | |
49: Düşünüp ibret alırsınız diye herşeyden çiftler yarattık. | |
50: Hepiniz Allah'a koşun. Ben Onun tarafından size gönderilmiş apaçık bir uyarıcıyım. | |
51: Allah ile beraber başka bir tanrı edinmeyin. Ben Onun tarafından size gönderilmiş apaçık bir uyarıcıyım. | |
52: Şimdi olduğu gibi, onlardan öncekilere de ne zaman bir peygamber gelse ya büyücü demişlerdi, ya deli. | |
53: Yoksa birbirlerine akıl mı verdiler? Hayır, onlar bir azgınlar topluluğu da ondan. | |
54: Sen onlardan yüz çevir; artık kınanmazsın. | |
55: Öğüt vermeye devam et; çünkü öğüt mü'minlere fayda verir. | |
56: Ben cinleri ve insanları Bana kulluk etsinler diye yarattım. | |
57: Ben onlardan bir rızık istemiyorum; Beni doyurmalarını da istemiyorum. | |
58: Bütün rızıkları veren o Allah'tır ki, sarsılmaz ve karşı konulmaz kuvvet sahibidir. | |
59: O zulmedenlerin de, tıpkı gelip geçmiş arkadaşlarının payına benzer şekilde, azaptan birer payı vardır; onun için acele etmesinler. | |
60: Kendilerine vaad olunan o günlerinden kâfirlerin çekecekleri var! | |