» 43 / Zuhruf  42:

Kuran Sırası: 43
İniş Sırası: 63
Zuhruf Suresi = Mücevher/Gösteris-Süsler Suresi
ismini 35. ayetinde Allah’in verdigi ifade edilen altin-gümüs gibi süslerin sadece bu dünya hayatinin mali oldugunun ifade edilmesinden almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89

43:42 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
yahut | sana gösteririz | şeyi | onları uyardığımız | şüphesiz bizim | onlara | gücümüz yeter |

ǼW NRYNK ÆLZ̃Y WAD̃NÆHM FÎNÆ ALYHM MGTD̃RWN
ev nuriyenneke lleƶī veǎdnāhum feinnā ǎleyhim muḳtedirūne

أَوْ نُرِيَنَّكَ الَّذِي وَعَدْنَاهُمْ فَإِنَّا عَلَيْهِمْ مُقْتَدِرُونَ

Transcript Okunuş Türkçe
1. ǼW = ev : yahut
2. NRYNK = nuriyenneke : sana gösteririz
3. ÆLZ̃Y = lleƶī : şeyi
4. WAD̃NÆHM = veǎdnāhum : onları uyardığımız
5. FÎNÆ = feinnā : şüphesiz bizim
6. ALYHM = ǎleyhim : onlara
7. MGTD̃RWN = muḳtedirūne : gücümüz yeter
yahut | sana gösteririz | şeyi | onları uyardığımız | şüphesiz bizim | onlara | gücümüz yeter |

[] [RÆY] [] [WAD̃] [] [] [GD̃R]
ǼW NRYNK ÆLZ̃Y WAD̃NÆHM FÎNÆ ALYHM MGTD̃RWN

ev nuriyenneke lleƶī veǎdnāhum feinnā ǎleyhim muḳtedirūne
أو نرينك الذي وعدناهم فإنا عليهم مقتدرون

[] [ر ا ي] [] [و ع د] [] [] [ق د ر]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
أو | ǼW ev yahut Or
نرينك ر ا ي | RÆY NRYNK nuriyenneke sana gösteririz We show you
الذي | ÆLZ̃Y lleƶī şeyi that which
وعدناهم و ع د | WAD̃ WAD̃NÆHM veǎdnāhum onları uyardığımız We have promised them,
فإنا | FÎNÆ feinnā şüphesiz bizim then indeed, We
عليهم | ALYHM ǎleyhim onlara over them
مقتدرون ق د ر | GD̃R MGTD̃RWN muḳtedirūne gücümüz yeter have full power.
yahut | sana gösteririz | şeyi | onları uyardığımız | şüphesiz bizim | onlara | gücümüz yeter |

[] [RÆY] [] [WAD̃] [] [] [GD̃R]
ǼW NRYNK ÆLZ̃Y WAD̃NÆHM FÎNÆ ALYHM MGTD̃RWN

ev nuriyenneke lleƶī veǎdnāhum feinnā ǎleyhim muḳtedirūne
أو نرينك الذي وعدناهم فإنا عليهم مقتدرون

[] [ر ا ي] [] [و ع د] [] [] [ق د ر]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
أو | ǼW ev yahut Or
,Vav,
,6,
CONJ – coordinating conjunction
حرف عطف
نرينك ر ا ي | RÆY NRYNK nuriyenneke sana gösteririz We show you
Nun,Re,Ye,Nun,Kef,
50,200,10,50,20,
V – 1st person plural (form IV) imperfect verb
EMPH – emphatic suffix nūn
PRON – 2nd person masculine singular object pronoun
فعل مضارع والنون للتوكيد والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
الذي | ÆLZ̃Y lleƶī şeyi that which
Elif,Lam,Zel,Ye,
1,30,700,10,
REL – masculine singular relative pronoun
اسم موصول
وعدناهم و ع د | WAD̃ WAD̃NÆHM veǎdnāhum onları uyardığımız We have promised them,
Vav,Ayn,Dal,Nun,Elif,He,Mim,
6,70,4,50,1,5,40,
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
فإنا | FÎNÆ feinnā şüphesiz bizim then indeed, We
Fe,,Nun,Elif,
80,,50,1,
REM – prefixed resumption particle
ACC – accusative particle
PRON – 1st person plural object pronoun
الفاء استئنافية
حرف نصب و«نا» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
عليهم | ALYHM ǎleyhim onlara over them
Ayn,Lam,Ye,He,Mim,
70,30,10,5,40,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
جار ومجرور
مقتدرون ق د ر | GD̃R MGTD̃RWN muḳtedirūne gücümüz yeter have full power.
Mim,Gaf,Te,Dal,Re,Vav,Nun,
40,100,400,4,200,6,50,
N – nominative masculine plural (form VIII) active participle
اسم مرفوع

Konu Başlığı: [43:36-46] Fanatikleşen İnkarcılar sapkınlarla Dost Olurlar

Abdulbaki Gölpınarlı : Yahut da onlara vaadettiğimiz azâbı mutlaka sana gösteririz, gerçekten de onlara gücümüz yeter bizim.
Adem Uğur : Yahut onlara vâdettiğimiz azabı, sana gösteririz. Çünkü bizim onlara gücümüz yeter.
Ahmed Hulusi : Yahut da onlara vadettiğimizi sana gösteririz. . . Biz onlar üzerinde istediğimizi yapma gücüne sahibiz!
Ahmet Tekin : Yahut da, onları tehdit ettiğimiz azâbı sana gösteririz. Kesinkes bizim onlara gücümüz yeter.
Ahmet Varol : Yahut onlara vaadettiğimizi sana gösteririz. Şüphesiz bizim onlara gücümüz yeter.
Ali Bulaç : Ya da kendilerine va'dettiğimiz şeyi onlara gösteririz ki, biz gerçekten onların üstünde güç yetirenleriz.
Ali Fikri Yavuz : Yahud onlara (azab olarak) vaad ettiğimizi, (hayatında) muhakkak sana göstereceğiz. Elbette onlara azab etmeğe kadiriz.
Bekir Sadak : (41-42) Seni onlardan uzaklastirsak bile dogrusu Biz kendilerinden oc aliriz; yahut onlara vadettigimizi sana gosteririz. Cunku onlara karsi gucu yetenleriz.
Celal Yıldırım : Ya da onlara va'dettiğimiz şeyi (azabı) sana göstereceğiz. Çünkü bizim, onlara kudretimiz elbette yeter.
Diyanet İşleri : Yahut da, onlara yaptığımız tehdidi sana gösteririz ki, bizim onlara gücümüz yeter.
Diyanet İşleri (eski) : (41-42) Seni onlardan uzaklaştırsak bile doğrusu Biz kendilerinden öç alırız; yahut onlara vadettiğimizi sana gösteririz. Çünkü onlara karşı gücü yetenleriz.
Diyanet Vakfi : Yahut onlara vâdettiğimiz azabı, sana gösteririz. Çünkü bizim onlara gücümüz yeter.
Edip Yüksel : Yahut, onlara söz verdiğimizi sana gösteririz; bizim onlara gücümüz yeter.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Yahut da onlara vaad ettiğimiz azabı sana gösteririz. Çünkü bizim onlara azap etmeye gücümüz yeter.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Yahut onlara yaptığımız tehdidi sana gösterirsek! Şüphesiz Biz onlara bunu yapmaya da muktediriz
Elmalılı Hamdi Yazır : Yâhud onlara yaptığımız vaîdi sana gösterirsek şübhe yok ki biz ona da muktediriz
Fizilal-il Kuran : Yahut onları tehdit ettiğimiz şeyi sana gösteririz. Bizim onlara gücümüz yeter.
Gültekin Onan : Ya da kendilerine vaadettiğimiz şeyi onlara gösteririz ki, biz gerçekten onların üstünde güç yetirenleriz.
Hakkı Yılmaz : Yahut da onlara vaat ettiğimiz azabı sana gösteririz. Çünkü Biz, onların aleyhlerine güç yetirenleriz.
Hasan Basri Çantay : Yahud onlara va'd (ve tehdîd) etdiğimiz (azâb) ı (senin hayâtında) behemehal kendine göstereceğiz. Çünkü biz onların üstünde iktidar saahibleriyiz.
Hayrat Neşriyat : Yâhut onlara va'd ettiğimiz (azâb)ı sana (hayâtında) gösteririz; çünki şübhesiz biz, onların üzerine muktedir olanlarız.
İbni Kesir : Yahut da onlara vaadettiğimizi sana gösteririz. Çünkü Biz, onlara karşı gücü yetenleriz.
İskender Evrenosoğlu : Ya da onlara vaadettiğimizi (azabı) sana mutlaka göstereceğiz. Çünkü Biz, onların üzerinde mutlaka muktedir olanlarız (gücü yetenleriz).
Muhammed Esed : ve onlara vaad ettiğimiz şeyi yerine getirdiğimizi (bu dünyada) sana göstersek de (göstermesek de) onlar üzerinde kesin bir otoriteye sahibiz!
Ömer Nasuhi Bilmen : (42-43) Yahut onlara vaadettiğimizi sana göstereceğizdir. Çünkü Biz, muhakkak ki onların üzerlerine muktedirleriz. Artık sen, sana vahyolunmuş olana kuvvetle sarıl. Şüphe yok ki, sen bir doğru yol üzerindesin.
Ömer Öngüt : Yahut onlara vâdettiğimiz azabı sana gösteririz. Çünkü bizim onlara gücümüz yeter.
Şaban Piriş : Onlara vaadettiğimizi sana göstersek de.. Elbette biz, onlara güç yetiririz!
Suat Yıldırım : (41-42) Ey Resulüm! Biz seni vefat ettirip yanımıza alsak da, yine onlardan müminlerin intikamını alırız. Yahut onlara vâd ettiğimiz azabı, sana sağlığında gösteririz. Çünkü onlara karşı Biz her zaman güçlüyüz.
Süleyman Ateş : Yahut onları uyardığımız şeyi sana gösteririz (senin gözlerinin önünde onları azâba uğratırız); bizim onlara gücümüz yeter.
Tefhim-ul Kuran : Ya da kendilerine va'dettiğimiz şeyi onlara gösteririz ki, biz gerçekten onların üstünde güç yetirenleriz.
Ümit Şimşek : Yahut onlara vaad ettiğimiz şeyi sana da gösteririz. Nasıl olsa Bizim onlara gücümüz yeter.
Yaşar Nuri Öztürk : Yahut da onlara yönelttiğimiz tehdidi sana gösteririz. Biz onlarla başa çıkacak güçteyiz.


[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}