» 43 / Zuhruf  :

Kuran Sırası: 43
İniş Sırası: 63
Zuhruf Suresi = Mücevher/Gösteris-Süsler Suresi
ismini 35. ayetinde Allah’in verdigi ifade edilen altin-gümüs gibi süslerin sadece bu dünya hayatinin mali oldugunun ifade edilmesinden almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89

43: için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"

Edip Yüksel Meali
1: HH. M.
2: Apaçık kitaba andolsun ki,
3: Anlamanız için onu kusursuz bir dile sahip bir Kuran yaptık.
4: O, ana kitapta (korunur), katımızda üstündür, bilgedir.
5: Haddi aşan bir toplumsunuz diye mesajı size iletmekten vaz mı geçelim?
6: Öncekilere nice peygamberler göndermişizdir.
7: Fakat, kendilerine giden her peygamberle alay ettiler.
8: Şunlardan daha güçlülerini yok ettik. Öncekilerin örneği geçmiştir.
9: Onlara, 'Gökleri ve yeri kim yarattı?' diye sorsan, 'Onları, Üstün ve herşeyi bilen yarattı,' diyeceklerdir.
10: O ki, yeryüzünü oturmanıza elverişli kıldı ve doğru gitmeniz için sizin için orada yollar açtır.
11: O ki gökten bir ölçüye göre su indirdi de onunla ölü bir ülkeyi dirilttik. İşte böyle çıkarılırsınız.
12: O ki bütün çiftleri yarattı ve binesiniz diye sizin için gemiler ve çiftlik hayvanları yarattı.
13: Ki onların üstüne binesiniz ve onlara bindiğiniz zaman Rabbinizin size olan nimetini düşünerek şunları diyesiniz: 'Bunu bizim emrimize veren çok yücedir. Onları kendi başımıza kontrol altına alamazdık.'
14: 'Ve biz, sonunda Rabbimize döneceğiz.'
15: Kullarından bazılarını O'na bir pay olarak ayırdılar. İnsan gerçekten apaçık bir nankördür.
16: Yaratıklarından kızları kendisine ayırdı da oğulları size mi seçti?
17: Onlardan birisi, Rahman'a yakıştırdığı (kız çocuğu) ile müjdelenince, morali bozularak yüzü simsiyah kesilir:
18: 'Süsler içinde yetiştirilmesine rağmen kavgada beceriksiz olan mı!?'
19: Rahman'ın kulları olan melekleri dişi saydılar! Onların yaratılışlarına mı tanık oldular? Bu tanıklıkları kaydedilercek ve sorguya çekileceklerdir.
20: Hatta, 'Rahman dileseydi biz onlara tapmazdık,' dediler. Onların bu konuda bir bilgileri yoktur. Onlar sadece tahminde bulunuyorlar.
21: Onlara bundan önce bir kitap mı verdik de ona mı dayanıyorlar?
22: Hayır, 'Biz atalarımızı bir yol üzerinde bulduk ve biz onların öğretilerini izliyoruz,' dediler.
23: Tıpkı bunun gibi, senden önce, bir kente her ne zaman bir uyarıcı gönderdiysek elit tabaka, 'Biz, atalarımızı bir yol üzerinde bulduk ve biz onların öğretilerini izliyoruz,' derlerdi.
24: O da, 'Size, atalarınızı üzerinde bulduğunuzdan daha doğrusunu getirmiş isem de mi?' derdi. Onlar da, 'Sizin getirdiğiniz mesajı inkar ediyoruz,' derlerdi.
25: Biz de onlardan öc aldık. Yalanlayanların sonu nasıl olduğuna bir bak.
26: İbrahim, babasına ve halkına demişti ki, 'Sizin taptıklarınızdan uzağım.'
27: 'Beni Yaratan bana doğru yolu gösterecektir.'
28: Belki doğru yola dönerler diye onun ardından gelecekler için bunu ebedi bir ders kıldı.
29: Doğrusu, kendilerine gerçek ve apaçık bir elçi varıncaya kadar şunlara ve atalarına imkan tanıdım.
30: Kendilerine gerçek geldiği zaman, 'Bu bir büyüdür ve biz onu inkar ediyoruz,' dediler.
31: 'Bu Kuran, şu iki kentten ünlü ve büyük bir adama indirilmeli değil miydi?' dediler.
32: Rabbinin rahmetini onlar mı paylaştırıyorlar? Dünya hayatında onların geçimliklerini aralarında biz paylaştırdık; birbirlerine iş gördürebilmeleri için onları birbirlerine derecelerle üstün kıldık. Rabbinin rahmeti onların biriktirdiklerinden daha iyidir.
33: Tüm insanlar (inkarcılıkta) bir tek toplum olacak olmasaydı, Rahman'ı inkar edenlerin evini gümüş tavanlar ve binip çıkacakları merdivenlerle donatırdık.
34: Evlerine kapılar ve konforlu mobilyalar.
35: Ve nice gösterişli maddeler. Tüm bunlar bu dünya hayatının geçici materyalidir. Ahiret ise Rabbinin katında erdemlilerindir.
36: Kim Rahman'ın mesajına aldırış etmezse, ona bir şeytanı sardırırız da onun arkadaşı olur.
37: Nitekim onları yoldan çıkarırlar. Buna rağmen onlar doğru yolda olduklarını sanırlar
38: Nihayet bize geldiğinde, 'Keşke benimle senin aranda iki doğu arası kadar uzaklık olsaydı; sen ne kötü bir arkadaş mışsın sen!' der.
39: Haksızlık etmiş olduğunuz için, o gün (pişmanlığınız) size bir yarar sağlamaz; siz cezayı paylaşacaksınız.
40: Sen mi sağıra işittireceksin, yahut körü ve apaçık bir sapıklıkta olanı yola getireceksin?
41: Seni alıp götürsek de biz onları cezalandıracağız.
42: Yahut, onlara söz verdiğimizi sana gösteririz; bizim onlara gücümüz yeter.
43: Sen; sana vahyolunana sarıl. Muhakkak ki sen, dosdoğru bir yol üzerindesin.
44: Bu, sana ve halkına bir mesajdır; ondan sorulacaksınız.
45: Senden önce gönderdiğimiz elçileri araştır: 'Rahman'ın dışında tapılacak tanrılar kabul etmiş miyiz?'
46: Örneğin; Musa'yı ayetlerimizle Firavun'a ve erkanına gönderdik ve 'Ben evrenlerin Rabbinin elçisiyim,' demişti.
47: Mucizelerimizi kendilerine götürdüğü zaman, o mucizelere gülmüşlerdi.
48: Onlara bir birinden büyük mucizeler gösterdik ve belki dönerler diye başlarına çeşitli felaketler getirdik.
49: 'Ey büyücü, bizim için Rabbine dua et. Çünkü sen ona daha yakınsın; biz bundan sonra yola geleceğiz,' dediler.
50: Fakat, onlardan felaketi kaldırdığımızda, sözlerinden hemen dönüverdiler.
51: Firavun halkına şöyle seslendi: 'Ey halkım, Mısır'ın yönetimi ve şu altımda akıp giden ırmaklar bana ait değil mi? Görmüyor musunuz?'
52: 'Yahut ben, şu aşağılık ve konuşmaktan aciz olan adamdan daha üstün değil miyim?'
53: 'Neden ona altınlardan oluşan bir hazine verilmiyor, yahut neden yanında çalışacak melekler gelmiyor?'
54: Böylece halkını yanılttı ve onlar da ona uydular. Onlar bayağı insanlardı.
55: Bizimle savaşmakta israr edince onlardan öc aldık, hepsini boğduk.
56: Onları, sonradan gelecekler için bir ibret ve örnek yaptık.
57: Meryemoğlu bir örnek olarak gösterilince senin halkın hemen reddettiler.
58: 'Bizim tanrılarımız mı daha iyidir yoksa o mu?' dediler. Sadece seninle tartışmak için bunu söylediler. Onlar gerçekte, kavgacı bir toplumdur.
59: O, kendisine iyilikte bulunduğumuz bir kuldan başka bir şey değildi. Onu İsrailoğullarına bir örnek kıldık.
60: Dileseydik sizi, yeryüzünü koloni haline getiren meleklere çevirirdik.
61: O (İsa), Saat hakkında bir bilgi kaynağı ve işarettir. Öyleyse onun (zamanı) hakkında kuşku beslemeyin ve beni izleyin. Doğru yol budur.
62: Şeytan sizi yoldan çıkarmasın. O size açık bir düşmandır.
63: İsa apaçık mucizelerle gelince demişti ki, 'Size bilgelik, ve ayrılığa düştüğünüz konulara açıklama getirdim. ALLAH'ı dinleyiniz ve bana uyunuz.'
64: 'ALLAH benim Rabbim ve sizin de Rabbinizdir, sadece O'na kulluk etmelisiniz. Dosdoğru yol budur.'
65: Partiler ve mezhepler aralarında tartıştılar. Acı azaptan dolayı vay zalimlerin haline.
66: Onlar, farkında değilken, Saatin kendilerine ansızın gelmesini mi bekliyorlar?
67: Erdemlilerin dışında, o gün yakın dostlar birbirlerine düşman kesilecek.
68: Kullarım, bugün size korku yoktur ve üzülmeyeceksiniz.
69: Ayetlerime inananlar ve teslim olanlar,
70: Siz ve eşleriniz cennete girin; sevinç içinde ağırlanacaksınız.
71: Onlara altın tepsiler ve kadehlerle sunulur. Orada canların çektiği ve gözlerin hoşlandığı herşey vardır. Siz orada ebedi kalacaksınız.
72: Yaptıklarınızın bir karşılığı olarak size miras olarak verilen cennet budur.
73: Orada sizin yemeniz için bol meyveler vardır
74: Suçlular, cehennem azabında ebedi kalıcıdırlar.
75: Onlardan hafifletilmez ve onlar orada ümitsizdirler.
76: Biz onlara haksızlık etmedik, onlar kendi kendilerine haksızlık ettiler.
77: 'Ey Malik, artık Rabbin bizim işimizi bitirsin,' diye seslenirler. O da, 'Siz böyle kalacaksınız,' der.
78: Size gerçeği getirdik; ancak çoğunuz gerçekten hoşlanmıyorsunuz.
79: Yoksa onlar bir plan mı kurdular? Biz de plan kurarız.
80: Yoksa, sırlarını ve komplolarını işitmediğimizi mi sanıyorlar. Doğrusu, yanlarındaki elçilerimiz kaydetmektedirler.
81: De ki; 'Rahman'ın bir çocuğu olsaydı, ona tapanların ilki ben olurdum.'
82: Göklerin ve yerin Rabbi, Yönetimin Rabbi, onların nitelemelerinden çok yücedir.
83: Bırak onları, kendilerine söz verilen günlerine kavuşuncaya kadar dalsınlar, oynasınlar.
84: Gökte de tanrı, yerde de tanrı O'dur. O Bilgedir, Bilendir.
85: Göklerin, yerin ve aralarındakilerin yönetimine sahip olan çok yücedir. Saat'in (dünyanın sonunun) bilgisi O'nun yanındadır ve siz O'na döndürüleceksiniz.
86: Onların O'nun dışında çağırdıkları şefaat edemezler. Ancak bilerek gerçeğe tanıklık edenler hariç
87: Onlara, kendilerini kimin yarattığını sorsan, 'ALLAH' diyeceklerdir. Öyleyse neden çevriliyorlar?
88: 'Rabbim bunlar inanmıyan bir topluluktur,' denmişti.
89: Onlara aldırma ve 'Selam' (barış ve esenlik), de; yakında bilecekler.


[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]
Kurandan.org - "Kuran Sözlüğü Projesi" - Araştırma & İnceleme Sayfası [BETA]
{index.php}