» 38 / Sâd  4:

Kuran Sırası: 38
İniş Sırası: 38
Sad Suresi = Sad Suresi
Sad harfi ile basladigindan dolayi bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88

38:4 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
ve hayret ettiler | | onlara gelmesine | bir uyarıcı (peygamber) | kendilerinden | ve dedi(ler) ki | kafirler | bu | bir sihirbazdır | yalancı |

WACBWÆ ǼN CÆÙHM MNZ̃R MNHM WGÆL ÆLKÆFRWN HZ̃Æ SÆḪR KZ̃ÆB
ve ǎcibū en cā'ehum munƶirun minhum ve ḳāle l-kāfirūne hāƶā sāHirun keƶƶābun

وَعَجِبُوا أَنْ جَاءَهُمْ مُنْذِرٌ مِنْهُمْ وَقَالَ الْكَافِرُونَ هَٰذَا سَاحِرٌ كَذَّابٌ

Transcript Okunuş Türkçe
1. WACBWÆ = ve ǎcibū : ve hayret ettiler
2. ǼN = en :
3. CÆÙHM = cā'ehum : onlara gelmesine
4. MNZ̃R = munƶirun : bir uyarıcı (peygamber)
5. MNHM = minhum : kendilerinden
6. WGÆL = ve ḳāle : ve dedi(ler) ki
7. ÆLKÆFRWN = l-kāfirūne : kafirler
8. HZ̃Æ = hāƶā : bu
9. SÆḪR = sāHirun : bir sihirbazdır
10. KZ̃ÆB = keƶƶābun : yalancı
ve hayret ettiler | | onlara gelmesine | bir uyarıcı (peygamber) | kendilerinden | ve dedi(ler) ki | kafirler | bu | bir sihirbazdır | yalancı |

[ACB] [] [CYÆ] [NZ̃R] [] [GWL] [KFR] [] [SḪR] [KZ̃B]
WACBWÆ ǼN CÆÙHM MNZ̃R MNHM WGÆL ÆLKÆFRWN HZ̃Æ SÆḪR KZ̃ÆB

ve ǎcibū en cā'ehum munƶirun minhum ve ḳāle l-kāfirūne hāƶā sāHirun keƶƶābun
وعجبوا أن جاءهم منذر منهم وقال الكافرون هذا ساحر كذاب

[ع ج ب] [] [ج ي ا] [ن ذ ر] [] [ق و ل] [ك ف ر] [] [س ح ر] [ك ذ ب]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وعجبوا ع ج ب | ACB WACBWÆ ve ǎcibū ve hayret ettiler And they wonder
أن | ǼN en that
جاءهم ج ي ا | CYÆ CÆÙHM cā'ehum onlara gelmesine has come to them
منذر ن ذ ر | NZ̃R MNZ̃R munƶirun bir uyarıcı (peygamber) a warner
منهم | MNHM minhum kendilerinden from themselves.
وقال ق و ل | GWL WGÆL ve ḳāle ve dedi(ler) ki And said
الكافرون ك ف ر | KFR ÆLKÆFRWN l-kāfirūne kafirler the disbelievers,
هذا | HZ̃Æ hāƶā bu """This"
ساحر س ح ر | SḪR SÆḪR sāHirun bir sihirbazdır (is) a magician,
كذاب ك ذ ب | KZ̃B KZ̃ÆB keƶƶābun yalancı a liar.
ve hayret ettiler | | onlara gelmesine | bir uyarıcı (peygamber) | kendilerinden | ve dedi(ler) ki | kafirler | bu | bir sihirbazdır | yalancı |

[ACB] [] [CYÆ] [NZ̃R] [] [GWL] [KFR] [] [SḪR] [KZ̃B]
WACBWÆ ǼN CÆÙHM MNZ̃R MNHM WGÆL ÆLKÆFRWN HZ̃Æ SÆḪR KZ̃ÆB

ve ǎcibū en cā'ehum munƶirun minhum ve ḳāle l-kāfirūne hāƶā sāHirun keƶƶābun
وعجبوا أن جاءهم منذر منهم وقال الكافرون هذا ساحر كذاب

[ع ج ب] [] [ج ي ا] [ن ذ ر] [] [ق و ل] [ك ف ر] [] [س ح ر] [ك ذ ب]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وعجبوا ع ج ب | ACB WACBWÆ ve ǎcibū ve hayret ettiler And they wonder
Vav,Ayn,Cim,Be,Vav,Elif,
6,70,3,2,6,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
أن | ǼN en that
,Nun,
,50,
SUB – subordinating conjunction
حرف مصدري
جاءهم ج ي ا | CYÆ CÆÙHM cā'ehum onlara gelmesine has come to them
Cim,Elif,,He,Mim,
3,1,,5,40,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
فعل ماض و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
منذر ن ذ ر | NZ̃R MNZ̃R munƶirun bir uyarıcı (peygamber) a warner
Mim,Nun,Zel,Re,
40,50,700,200,
N – nominative masculine indefinite (form IV) active participle
اسم مرفوع
منهم | MNHM minhum kendilerinden from themselves.
Mim,Nun,He,Mim,
40,50,5,40,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
جار ومجرور
وقال ق و ل | GWL WGÆL ve ḳāle ve dedi(ler) ki And said
Vav,Gaf,Elif,Lam,
6,100,1,30,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine singular perfect verb
الواو عاطفة
فعل ماض
الكافرون ك ف ر | KFR ÆLKÆFRWN l-kāfirūne kafirler the disbelievers,
Elif,Lam,Kef,Elif,Fe,Re,Vav,Nun,
1,30,20,1,80,200,6,50,
N – nominative masculine plural active participle
اسم مرفوع
هذا | HZ̃Æ hāƶā bu """This"
He,Zel,Elif,
5,700,1,
DEM – masculine singular demonstrative pronoun
اسم اشارة
ساحر س ح ر | SḪR SÆḪR sāHirun bir sihirbazdır (is) a magician,
Sin,Elif,Ha,Re,
60,1,8,200,
N – nominative masculine indefinite active participle
اسم مرفوع
كذاب ك ذ ب | KZ̃B KZ̃ÆB keƶƶābun yalancı a liar.
Kef,Zel,Elif,Be,
20,700,1,2,
ADJ – nominative masculine singular indefinite adjective
صفة مرفوعة

Konu Başlığı: -

Abdulbaki Gölpınarlı : Onların cinsinden bir korkutucu geldi mi şaşıp kalırlar da kâfirler derler ki: Bu, bir büyücü ve pek yalancı.
Adem Uğur : Aralarından kendilerine bir uyarıcının gelmesine şaştılar ve kâfirler: Bu pek yalancı bir sihirbazdır!
Ahmed Hulusi : O hakikat bilgisini inkâr edenler, kendi aralarından bir uyarıcının kendilerine gelmesine şaştılar da: "Bu yalancı bir büyücüdür" dediler.
Ahmet Tekin : İçlerinden, kendilerine sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatan bir uyarıcı, bir peygamber geldi diye şaştılar. Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfirler: 'Bu, büyüleyici konuşarak aklı etki altına alan, peygamberlik iddiasında yalancı biri' dediler.
Ahmet Varol : Kendilerine içlerinden bir uyarıcının gelmesine hayret ettiler. İnkâr edenler dediler ki: 'Bu yalancı bir büyücüdür.
Ali Bulaç : İçlerinden kendilerine bir uyarıcının gelmesine şaştılar. Kâfirler dedi ki: "Bu, yalan söyleyen bir büyücüdür."
Ali Fikri Yavuz : (Kureyş oğulları) içlerinden kendilerine uyarıcı bir peygamber geldiğine şaştılar da, o kâfirler şöyle dediler: “- Bu, bir sihirbazdır, bir yalancıdır.
Bekir Sadak : (4-5) Aralarindan bir uyaricinin gelmesine sasmislardi. Inkarcilar: «Bu, pek yalanci bir sihirbazdir; tanrilari tek bir tanri mi yapti? Dogrusu bu tuhaf bir seydir» demislerdi.
Celal Yıldırım : Kendilerine uyarıcı bir peygamber geldi diye hayret ediyorlar ve kâfirler: Bu çok yalancı bir sihirbazdır,
Diyanet İşleri : Kâfirler, kendilerine içlerinden bir uyarıcının gelmesine şaştılar ve şöyle dediler: “Bu, yalancı bir sihirbazdır.”
Diyanet İşleri (eski) : (4-5) Aralarından bir uyarıcının gelmesine şaşmışlardı. İnkarcılar: 'Bu, pek yalancı bir sihirbazdır; tanrıları tek bir tanrı mı yaptı? Doğrusu bu tuhaf bir şeydir' demişlerdi.
Diyanet Vakfi : (4-5) Aralarından kendilerine bir uyarıcının gelmesine şaştılar ve kâfirler: Bu pek yalancı bir sihirbazdır! Tanrıları, tek tanrı mı yaptı? Doğrusu bu tuhaf bir şeydir! dediler.
Edip Yüksel : Onlara, kendilerinden bir uyarıcının gelmesini yadırgadılar. İnkarcılar, 'Bu pek yalancı bir büyücüdür,' dediler,
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : İçlerinden kendilerine uyarıcı bir peygamber geldiğine şaştılar da kâfirler: «Bu bir sihirbazdır, yalancıdır» dediler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : İçlerinden kendilerine uyarıcı bir peygamber geldiğine şaştılar da kafirler: «Bu bir sihirbaz, yaman bir yalancı» dediler.
Elmalılı Hamdi Yazır : İçlerinden kendilerine uyandırıcı bir Peygamber geldiğine şaştılar da dediler ki kâfirler: bu, bir sihirbaz, bir kezzâb
Fizilal-il Kuran : Aralarından bir uyarıcı gelmesine şaşırdılar. İnkârcılar; «bu yalancı bir sihirbazdır» dediler.
Gültekin Onan : İçlerinden kendilerine bir uyarıcının gelmesine şaştılar. Kafirler dedi ki: "Bu yalan söyleyen bir büyücüdür."
Hakkı Yılmaz : (4,5) "Ve içlerinden kendilerine bir uyarıcı geldiğine şaştılar da o kâfirler; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden o kimseler, “Bu bir sihirbazdır, çok çok yalan söyleyen birisidir. O bunca ilâhı, bir tek ilâh mı yapmış? Bu gerçekten çok şaşılacak bir şey!” dediler. "
Hasan Basri Çantay : O kâfirler içlerinden (kendilerinin başına çökecek) tehlikeleri bildiren (bir peygamber) geldiğine şaşdılar, «Bu, dedi (ler), bir büyücü, bir yalancıdır»;
Hayrat Neşriyat : Buna rağmen (onlar şimdi) kendilerine içlerinden bir korkutucu gelmesine şaştılar. Ve o kâfirler dediler ki: 'Bu pek yalancı bir sihirbazdır.'
İbni Kesir : Küfredenler içlerinden bir uyarıcının gelmesine şaşırmışlardı da demişlerdi ki: Bu, çok yalancı bir sihirbazdır.
İskender Evrenosoğlu : Ve onlara kendilerinden bir uyarıcı gelmesi acayiplerine gitti (şaşırdılar). Ve kâfirler: "Bu çok yalancı bir büyücü." dediler.
Muhammed Esed : Şimdi bu (insanlar) aralarından bir uyarıcının çıkmasına şaşmaktadırlar; ve hakikati inkar edenler şöyle diyorlar: "O (sadece) bir büyücü, bir yalancıdır!
Ömer Nasuhi Bilmen : (4-5) Ve kendilerine içlerinden bir korkutucunun gelmesinden dolayı taaccübe düştüler ve o kâfirler dedi ki: «Bu, bir yalancı sâhirdir.» «İlâhları bir ilâh mı kılmış? Şüphe yok bu, elbette pek ziyâde acaip bir şey.»
Ömer Öngüt : Aralarından bir uyarıcının gelmesine hayret ettiler ve o kâfirler şöyle dediler: "Bu pek yalancı bir sihirbazdır. "
Şaban Piriş : Aralarından bir uyarıcının gelmesine şaşırdılar. Kafirler dedi ki: -Bu, yalancı bir sihirbaz!
Suat Yıldırım : (4-5) İçlerinden kendilerini uyarıp irşad edecek birinin gelmesine her nedense şaşırdılar ve o kâfirler: "Bu bir sihirbaz, bir yalancı! İşte tutmuş bunca ilahı bir tek ilah yapmış! Bu gerçekten şaşılacak, çok tuhaf bir şey!" dediler.
Süleyman Ateş : Onlara kendilerinden bir uyarıcı (peygamber) gelmesine hayret ettiler de o kâfirler dediler ki: "Bu yalancı bir sihirbazdır."
Tefhim-ul Kuran : İçlerinden kendilerine bir uyarıcı korkutucunun gelmiş olmasına şaştılar. Kâfirler dedi ki: «Bu, yalan söyleyen bir büyücüdür.»
Ümit Şimşek : Onlar, kendilerine içlerinden bir uyarıcının gelmesine şaştılar da 'Bu yalancı bir sihirbaz,' dediler.
Yaşar Nuri Öztürk : Kendi içlerinden kendilerine bir uyarıcı geldi diye şaşıp kaldılar. Ve şöyle dedi bu nankörler: "Bu adam yalanlar düzen bir büyücü..."


[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}