» 38 / Sâd  :

Kuran Sırası: 38
İniş Sırası: 38
Sad Suresi = Sad Suresi
Sad harfi ile basladigindan dolayi bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88

38: için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"

Ümit Şimşek Meali
1: Sâd. And olsun öğüt dolu Kur'ân'a.
2: Doğrusu, inkâr edenler kibirleri yüzünden muhalefet içindeler.
3: Biz onlardan önce nice nesilleri helâk ettik. O zaman feryad edip durdularsa da kurtuluş vakti geçmişti.
4: Onlar, kendilerine içlerinden bir uyarıcının gelmesine şaştılar da 'Bu yalancı bir sihirbaz,' dediler.
5: 'Tanrıları tek bir tanrı mı yapacakmış? Ne acaip şey bu böyle?'
6: İleri gelenleri 'Yürüyün,' diyerek kalktılar. 'Tanrılarınız hakkında sebat gösterin. Sizden istenen budur.
7: 'Böyle birşeyi en son dinde bile işitmedik. Bu uydurmadan başka birşey değil!
8: 'Aramızdan ona mı kitap inmiş?' Doğrusu onlar Benim kitabımdan kuşku içindeler. Fakat henüz azabımı tatmadılar.
9: Yoksa herşeye üstün kudret sahibi ve bütün nimetlerin bağışlayıcısı olan Rabbinin rahmet hazineleri onların yanında mı?
10: Yoksa, göklerin, yerin ve arasındakilerin hakimiyeti onlara mı ait? Öyleyse sebeplerle (bir imkan ve güç bularak göğe) yükselsinler.
11: Nihayet onlar da çeşitli topluluklardan, şuracıkta bozguna uğrayacak bir ordu döküntüsüdür.
12: Onlardan önce Nuh kavmi ile Âd ve güçlü saltanat sahibi Firavun da peygamberlerini yalanlamıştı.
13: Semud, Lût kavmi ve Eyke ahalisi de öyle. O topluluklar, işte bunlardı.
14: Hepsi de peygamberleri yalanladı ve hepsi cezayı hak etti.
15: Bunların beklediği de birtek sesten ibarettir ki, vakti eriştiğinde bir an bile gecikmeksizin geliverir.
16: Yine de 'Rabbimiz, bizim azaptan payımızı hesap gününden önce hemen ver' dediler.
17: Sen onların söylediklerine sabret ve güçlü kulumuz Davud'u hatırla. O, Allah'a yönelmiş bir kimseydi.
18: Dağları Biz onun emrine verdik ki, akşam sabah onunla birlikte tesbih ederlerdi.
19: Kuşları da toplu halde onun emrine vermiştik; hepsi birden ona yönelirdi.
20: Biz onun egemenliğini güçlendirmiş ve kendisine hem hikmet, hem de açık ve güzel konuşma yeteneği vermiştik.
21: Peki, o dâvâcıların haberi sana ulaştı mı? Hani onlar duvardan tırmanarak mâbede girmişlerdi.
22: Yanına girdiklerinde, Davud onlardan korktu. 'Korkma,' dediler. 'Biz birbirimize hakkı geçen iki dâvâlıyız. Aşırı gitmeden, aramızda adaletle hükmet ve bize yolun doğrusunu göster.
23: 'Bu benim kardeşimdir. Onun doksan dokuz koyunu, benim de bir koyunum var. Buna rağmen 'O tek koyunu da bana ver' dedi ve tartışmada bana üstün geldi.'
24: Davud dedi ki: 'Senin koyununu kendi koyunlarına katmak istemekle sana haksızlık etmiş. Ortakların birçoğu böyle birbirinin hakkını yer. Ancak iman edip güzel işler yapanlar müstesna-ki, onların da sayısı pek azdır.' Davud kendisini sınadığımızı anladı ve Rabbinden bağışlanma diledi; Ona yönelerek secdeye kapandı.
25: Biz de onu bağışladık. Onun için katımızda bir yakınlık ve güzel bir âkıbet vardır.
26: Ey Davud, Biz seni yeryüzünde bir halife yaptık. İnsanlar arasında adaletle hükmet. Keyfe tâbi olma ki seni Allah yolundan saptırmasın. Allah yolundan sapanlara, hesap gününü unutmaları yüzünden, çetin bir azap vardır.
27: Biz göğü, yeri ve arasındakileri boşuna yaratmadık. Bu kâfirlerin zannıdır. Cehennem ateşinden, o kâfirlerin başlarına gelecek var!
28: Biz iman edip güzel işler yapanları yeryüzünde bozgunculuk edenlerle bir tutar mıyız? Yahut kötülükten sakınanları yoldan çıkanlarla bir tutar mıyız?
29: Bu kutlu bir kitaptır ki, âyetleri üzerinde iyice düşünsünler ve aklıselim sahipleri öğüt alsın diye sana indirmiş bulunuyoruz.
30: Davud'a Biz Süleyman'ı bağışladık. Ne güzel bir kuldu o; doğrusu, Allah'a yönelmiş bir kimseydi.
31: Hani bir ikindi vakti ona duruşu zarif, koşması çevik mi çevik atlar sunulmuştu.
32: Süleyman, 'Rabbimi hatırlattığı için mal sevgisi bana hoş geliyor' dedi. Nihayet atlar gözden kayboldular.
33: 'Onları bana getirin' dedi. Sonra onların boyunlarını ve bacaklarını okşadı.
34: Biz Süleyman'ı da sınadık ve onu tahtına bir ceset halinde bıraktık; sonra yine eski haline döndü.
35: 'Rabbim, beni bağışla,' dedi. 'Ve bana öyle bir saltanat ver ki, benden başka hiç kimseye nasip olmasın. Şüphesiz bütün nimetleri bağışlayan Sensin.'
36: Biz de rüzgârı ona boyun eğdirdik ki, onun emriyle istediği yöne doğru tatlı tatlı eserdi.
37: Binalar kuran ve dalgıçlık yapan şeytanları,
38: Zincirlere vurulmuş daha başkalarını da onun emrine verdik.
39: 'Bu bizim armağanımızdır,' dedik. 'İster ver, ister tut; hesabı sorulmaz.'
40: Onun için katımızda bir yakınlık ve güzel bir âkıbet vardır.
41: Kulumuz Eyyub'u da an ki, 'Yorgunluk ve acı yüzünden Şeytan bana sıkıntı verdi' diye Rabbine dua etmişti.
42: Ona 'Ayağını yere vur,' dedik. 'İşte sana hem yıkanmak, hem de içmek için soğuk bir su.'
43: Tarafımızdan bir rahmet ve aklıselim sahipleri için bir öğüt olarak, ona ailesini ve bir o kadarını daha bağışladık.
44: 'Eline bir demet alıp onunla vur; yeminini bozma' dedik. Gerçekten Biz onu sabredici bulduk. Ne güzel bir kuldu o; doğrusu, Allah'a yönelmiş bir kimseydi.
45: Güçlü ve basiretli kullarımız İbrahim'i, İshak'ı ve Yakub'u da an.
46: Biz onları, özellikle âhiret yurdunu düşünen ihlâslı kullar kıldık.
47: Hiç şüphesiz, onlar Bizim katımızda seçkin ve hayırlı kullardandı.
48: İsmail, Elyesa' ve Zülkifl'i de an. Onların hepsi de hayırlı kimselerdendi.
49: Bütün bunlar bir hatırlatmadır. Kötülükten sakınanlar için ise varılacak güzel bir yer vardır.
50: Adn Cennetleri ki, kapıları onlara açıktır.
51: Orada koltuklara kurulur, her çeşit meyve ve içecekten isterler.
52: Yanlarında ise gözlerini eşlerine çevirmiş yaşıt güzeller vardır.
53: İşte hesap günü için size vaad edilen budur.
54: Bu Bizim hazırladığımız rızıktır ki, bitmek tükenmek bilmez.
55: Bu sakınanlar içindir; azgınlar için ise varılacak kötü bir yer vardır.
56: Onların gireceği yer Cehennemdir. Ne kötü bir döşektir o!
57: İşte kaynar su ile irin; tatsınlar onu!
58: Bunlara benzer daha nice azaplar var.
59: 'İşte şunlar da sizinle beraber azaba göğüs gerecek olan güruh' denir. Ateştekiler 'Rahat yüzü görmesinler,' derler. 'Onlar da ateşe girecekler.'
60: Onlar ise 'Asıl siz rahat yüzü görmeyin,' derler. 'Bu âkıbeti siz bize hazırladınız. Ne kötü bir yer burası!'
61: 'Rabbimiz,' derler. 'Kim bunu başımıza getirdiyse, Sen ona ateşten kat kat azap ver!'
62: Sonra derler ki: 'Ne oluyor bize, dünyada iken kötü saydığımız adamları niçin burada göremiyoruz?
63: 'Halbuki biz onlarla eğlenirdik. Yoksa gözümüzden mi kaçtılar?'
64: Ateş ehlinin böylece çekişmesi gerçektir.
65: De ki: Ben ancak bir uyarıcıyım. Herşeyi kudretine boyun eğdiren tek bir Allah'tan başka tanrınız yoktur.
66: O göklerin, yerin ve arasındakilerin Rabbidir; Onun kudreti herşeye üstündür; O çok bağışlayıcıdır.
67: De ki: Bu Kur'ân pek büyük bir haberdir.
68: Siz ise ona sırtınızı dönüyorsunuz.
69: Yüce âlemlerin meclislerinde tartışılırken nelerin konuşulduğu hakkında benim bir bilgim yoktur.
70: Yalnız, ben apaçık bir uyarıcı olduğum için, bunlar bana vahyolunuyor.
71: Hani Rabbin meleklere demişti ki: 'Ben çamurdan bir beşer yaratacağım.
72: 'Ben ona güzel ve düzgün bir biçim verip ruhumdan üflediğim zaman, onun önünde secdeye kapanın.'
73: Meleklerin hepsi secde etti.
74: İblis müstesna. O büyüklük tasladı ve kâfir olup çıktı.
75: Allah buyurdu: 'Ey İblis, Kendi elimle yarattığım şeye secde etmekten seni alıkoyan nedir? Büyüklük mü taslıyorsun, yoksa gerçekten yücelerden misin?'
76: İblis 'Ben ondan hayırlıyım,' dedi. 'Çünkü beni ateşten, onu çamurdan yarattın.'
77: Allah 'Çık oradan,' buyurdu. 'Artık kovulmuş birisin.
78: 'Hesap gününe kadar lânetim senin üzerindedir.'
79: İblis 'Yâ Rabbi, onların diriltilecekleri güne kadar bana süre tanı' dedi.
80: Allah buyurdu ki: 'Sana süre tanındı.
81: 'Bu süre, vakti belirlenmiş bir güne kadardır.'
82: İblis dedi ki: 'İzzetin hakkı için, onların hepsini azdıracağım.
83: 'Ancak içlerinden Senin ihlâsa erdirdiğin kulların müstesna.'
84: Allah buyurdu ki: 'İşte bu gerçek. Ben şu gerçeği de söylüyorum:
85: 'Cehennemi seninle ve sana uyanların hepsiyle birden dolduracağım.'
86: De ki: Tebliğim karşılığında sizden bir ücret istemiyorum. Ben kendiliğimden peygamberlik de taslamıyorum.
87: O ancak bütün milletler ve bütün çağlar için bir öğüttür.
88: Onun verdiği haberin gerçek olduğunu bir süre sonra siz de öğreneceksiniz.


[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]
Kurandan.org - "Kuran Sözlüğü Projesi" - Araştırma & İnceleme Sayfası [BETA]
{index.php}