» 38 / Sâd  21:

Kuran Sırası: 38
İniş Sırası: 38
Sad Suresi = Sad Suresi
Sad harfi ile basladigindan dolayi bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88

38:21 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
-mi? | sana geldi- | haberi | davacıların | hani | tırmanmışlardı | mabed(in duvarına) |

WHL ǼTÆK NBǼ ÆLḢṦM ÎZ̃ TSWRWÆ ÆLMḪRÆB
ve hel etāke nebeu l-ḣismi tesevverū l-miHrābe

وَهَلْ أَتَاكَ نَبَأُ الْخَصْمِ إِذْ تَسَوَّرُوا الْمِحْرَابَ

Transcript Okunuş Türkçe
1. WHL = ve hel : -mi?
2. ǼTÆK = etāke : sana geldi-
3. NBǼ = nebeu : haberi
4. ÆLḢṦM = l-ḣismi : davacıların
5. ÎZ̃ = iƶ : hani
6. TSWRWÆ = tesevverū : tırmanmışlardı
7. ÆLMḪRÆB = l-miHrābe : mabed(in duvarına)
-mi? | sana geldi- | haberi | davacıların | hani | tırmanmışlardı | mabed(in duvarına) |

[] [ÆTY] [NBÆ] [ḢṦM] [] [SWR] [ḪRB]
WHL ǼTÆK NBǼ ÆLḢṦM ÎZ̃ TSWRWÆ ÆLMḪRÆB

ve hel etāke nebeu l-ḣismi tesevverū l-miHrābe
وهل أتاك نبأ الخصم إذ تسوروا المحراب

[] [ا ت ي] [ن ب ا] [خ ص م] [] [س و ر] [ح ر ب]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وهل | WHL ve hel -mi? And has (there)
أتاك ا ت ي | ÆTY ǼTÆK etāke sana geldi- come to you
نبأ ن ب ا | NBÆ NBǼ nebeu haberi (the) news
الخصم خ ص م | ḢṦM ÆLḢṦM l-ḣismi davacıların (of) the litigants,
إذ | ÎZ̃ hani when
تسوروا س و ر | SWR TSWRWÆ tesevverū tırmanmışlardı they climbed over the wall
المحراب ح ر ب | ḪRB ÆLMḪRÆB l-miHrābe mabed(in duvarına) (of) the chamber?
-mi? | sana geldi- | haberi | davacıların | hani | tırmanmışlardı | mabed(in duvarına) |

[] [ÆTY] [NBÆ] [ḢṦM] [] [SWR] [ḪRB]
WHL ǼTÆK NBǼ ÆLḢṦM ÎZ̃ TSWRWÆ ÆLMḪRÆB

ve hel etāke nebeu l-ḣismi tesevverū l-miHrābe
وهل أتاك نبأ الخصم إذ تسوروا المحراب

[] [ا ت ي] [ن ب ا] [خ ص م] [] [س و ر] [ح ر ب]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وهل | WHL ve hel -mi? And has (there)
Vav,He,Lam,
6,5,30,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
INTG – interrogative particle
الواو عاطفة
حرف استفهام
أتاك ا ت ي | ÆTY ǼTÆK etāke sana geldi- come to you
,Te,Elif,Kef,
,400,1,20,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
PRON – 2nd person masculine singular object pronoun
فعل ماض والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
نبأ ن ب ا | NBÆ NBǼ nebeu haberi (the) news
Nun,Be,,
50,2,,
N – nominative masculine noun
اسم مرفوع
الخصم خ ص م | ḢṦM ÆLḢṦM l-ḣismi davacıların (of) the litigants,
Elif,Lam,Hı,Sad,Mim,
1,30,600,90,40,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
إذ | ÎZ̃ hani when
,Zel,
,700,
T – time adverb
ظرف زمان
تسوروا س و ر | SWR TSWRWÆ tesevverū tırmanmışlardı they climbed over the wall
Te,Sin,Vav,Re,Vav,Elif,
400,60,6,200,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form V) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
المحراب ح ر ب | ḪRB ÆLMḪRÆB l-miHrābe mabed(in duvarına) (of) the chamber?
Elif,Lam,Mim,Ha,Re,Elif,Be,
1,30,40,8,200,1,2,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب

Konu Başlığı: [38:17-29] Davud'un Adalet Konusundaki Duyarlılığı

Abdulbaki Gölpınarlı : Sen, o dâvacılardan haber aldın mı? Hani Dâvûd'un ibâdet ettiği yerin duvarına tırmanmışlardı.
Adem Uğur : (Ey Muhammed!), Sana davacıların haberi ulaştı mı? Mâbedin duvarına tırmanmışlardı.
Ahmed Hulusi : Sana o tartışmanın haberi geldi mi? Hani duvarı tırmanıp mabede ulaştılar.
Ahmet Tekin : Davacı kılığındaki suikastçilerin kıssası geldi mi sana? Mâbedin duvarından atlayarak gelmişler.
Ahmet Varol : Sana davacıların haberi geldi mi? Hani onlar yüksek duvardan tırmanarak mihraba girmişlerdi.
Ali Bulaç : Sana o davacıların haberi geldi mi? Hani mihraba (Davud'un bulunduğu yere girmek için) yüksek duvardan tırmanmışlardı.
Ali Fikri Yavuz : Bir de (Davûd mescidde ibadetle meşgul olduğundan kapısında bekçiler vardı. Kapıdan içeri giremiyen) davacıların haberi geldi mi sana? Hani duvardan çıkıb mescide inmişlerdi.
Bekir Sadak : (21-22) Sana davacilarin haberi ulasti mi? Mabedin duvarina tirmanip Davud'un yanina girmislerdi de, o onlardan urkmustu. soyle demislerdi: «Korkma, birbirinin hakkina tecavuz etmis iki davaci; aramizda adaletle hukmet, ondan ayrilma, bizi dogru yola cikar.»
Celal Yıldırım : Sana, o dâvalı-dâvacı haberi geldi mi ? Hani sûrdan tırmanıp ibâdet odasına yükselip çıkmışlardı.
Diyanet İşleri : Sana davacıların haberi geldi mi? Hani onlar duvarı aşarak mabede girmişlerdi.
Diyanet İşleri (eski) : (21-22) Sana davacıların haberi ulaştı mı? Mabedin duvarına tırmanıp Davud'un yanına girmişlerdi de, o onlardan ürkmüştü. Şöyle demişlerdi: 'Korkma, birbirinin hakkına tecavüz etmiş iki davacıyız; aramızda adaletle hükmet, ondan ayrılma, bizi doğru yola çıkar.'
Diyanet Vakfi : (21-22) (Ey Muhammed!) Sana davacıların haberi ulaştı mı? Mâbedin duvarına tırmanıp, Davud'un yanına girmişlerdi de Dâvud onlardan korkmuştu. «Korkma! Biz birbirine hasım iki davacıyız, aramızda adaletle hükmet, haksızlık etme; bize doğru yolu göster» dediler.
Edip Yüksel : Davacıların haberi sana ulaştı mı? Hani mabedine tırmanmışlardı.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Bir de davacıların kıssası geldi mi sana? Hani surdan aşarak mihraba ulaşmışlardı.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Birde davacıların kıssası geldi mi sana? Hani surdan aşarak mihraba ulaşmışlardı.
Elmalılı Hamdi Yazır : Bir de hasım kıssası geldi mi sana? Hani surdan mihraba aştıkları vakıt
Fizilal-il Kuran : Sana davacılarının haberi geldi mi? Hani odasının duvarına tırmanmışlardı.
Gültekin Onan : Sana o davacıların haberi geldi mi? Hani mihraba (Davud'un bulunduğu yere girmek için) yüksek duvardan tırmanmışlardı.
Hakkı Yılmaz : Ve sana şu davacıların haberi geldi mi? Hani onlar mihraba/Dâvûd'un özel evine çıkıp varmışlardı.
Hasan Basri Çantay : Sana o da'vâcıların haberi geldi mi? Hani onlar dıvardan mescide tırmanmışlardı.
Hayrat Neşriyat : Hem sana o da'vâcıların haberi geldi mi? Hani ma'bed(in duvarın)a tırmanmışlardı.
İbni Kesir : Sana davacıların haberi ulaştı mı? Hani onlar ma'bedin duvarına tırmanmışlardı.
İskender Evrenosoğlu : Ve o hasımların (davacıların) haberi sana geldi mi? Mihraba (Dâvud (a.s)'ın ibadet ettiği yere) duvarın üstünden aşarak gelmişlerdi.
Muhammed Esed : Davacıların kıssasından haberin oldu mu? (Davud'un ibadet ettiği) mabedin duvarlarına tırmanan (iki kişinin kıssasından)?
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve sana o davacıların haberi geldi mi? O vakit ki, ibadetgâha tırmanıp çıkmışlardı.
Ömer Öngüt : Sana o dâvâcıların haberi geldi mi? Hani onlar mâbedin duvarına tırmanıp çıkmışlardı.
Şaban Piriş : Sana o davacıların haberi gelmedi mi? Hani duvara tırmanmışlar.
Suat Yıldırım : (21-22) O mahkemeleşen hasımların olayından haberin oldu mu? Onlar mâbedin duvarına tırmanıp Davud’un yanına birden girince o, onlardan ürktü. Onlar da "Korkma! dediler, biz sadece birbirimize hakkı geçen iki dâvalıyız. Senden dileğimiz: Aramızda adaletle hükmet, haktan uzaklaşma ve bize tam doğruyu göster."
Süleyman Ateş : Sana dâvâcıların haberi geldi mi? Hani odasının duvarına tırmanmışlardı,
Tefhim-ul Kuran : Sana o davacıların haberi geldi mi? Hani onlar mihraba (Davud'un bulunduğu yere girmek için) yüksek duvardan tırmanmışlardı.
Ümit Şimşek : Peki, o dâvâcıların haberi sana ulaştı mı? Hani onlar duvardan tırmanarak mâbede girmişlerdi.
Yaşar Nuri Öztürk : Geldi mi sana, o çekişme hikâyesinin haberi? Hani, o hasımlar, duvarı aşarak mihraba ulaşmışlardı.


[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}