» 28 / Kasas  45:

Kuran Sırası: 28
İniş Sırası: 49
Kisas Suresi = Hikayeler/Tarihi Vakalar Suresi
Ismini 25. ayetinde geçen kasas kelimesinden alimistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88

28:45 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
fakat biz | yarattık | birçok nesiller | geçti | onların üzerinden | uzun zamanlar | ve | sen değildin | oturmuş | arasında | halkı | Medyen | okusaydın | bunlara | ayetlerimizi | lakin | biziz | elçi olarak gönderen |

WLKNÆ ǼNŞǼNÆ GRWNÆ FTŦÆWL ALYHM ÆLAMR WMÆ KNT S̃ÆWYÆ FY ǼHL MD̃YN TTLW ALYHM ËYÆTNÆ WLKNÆ KNÆ MRSLYN
velākinnā enşe'nā ḳurūnen fe teTāvele ǎleyhimu l-ǔmuru ve mā kunte ṧāviyen ehli medyene tetlū ǎleyhim āyātinā velākinnā kunnā mursilīne

وَلَٰكِنَّا أَنْشَأْنَا قُرُونًا فَتَطَاوَلَ عَلَيْهِمُ الْعُمُرُ وَمَا كُنْتَ ثَاوِيًا فِي أَهْلِ مَدْيَنَ تَتْلُو عَلَيْهِمْ ايَاتِنَا وَلَٰكِنَّا كُنَّا مُرْسِلِينَ

Transcript Okunuş Türkçe
1. WLKNÆ = velākinnā : fakat biz
2. ǼNŞǼNÆ = enşe'nā : yarattık
3. GRWNÆ = ḳurūnen : birçok nesiller
4. FTŦÆWL = fe teTāvele : geçti
5. ALYHM = ǎleyhimu : onların üzerinden
6. ÆLAMR = l-ǔmuru : uzun zamanlar
7. WMÆ = ve mā : ve
8. KNT = kunte : sen değildin
9. S̃ÆWYÆ = ṧāviyen : oturmuş
10. FY = fī : arasında
11. ǼHL = ehli : halkı
12. MD̃YN = medyene : Medyen
13. TTLW = tetlū : okusaydın
14. ALYHM = ǎleyhim : bunlara
15. ËYÆTNÆ = āyātinā : ayetlerimizi
16. WLKNÆ = velākinnā : lakin
17. KNÆ = kunnā : biziz
18. MRSLYN = mursilīne : elçi olarak gönderen
fakat biz | yarattık | birçok nesiller | geçti | onların üzerinden | uzun zamanlar | ve | sen değildin | oturmuş | arasında | halkı | Medyen | okusaydın | bunlara | ayetlerimizi | lakin | biziz | elçi olarak gönderen |

[] [NŞÆ] [GRN] [ŦWL] [] [AMR] [] [KWN] [S̃WY] [] [ÆHL] [] [TLW] [] [ÆYY] [] [KWN] [RSL]
WLKNÆ ǼNŞǼNÆ GRWNÆ FTŦÆWL ALYHM ÆLAMR WMÆ KNT S̃ÆWYÆ FY ǼHL MD̃YN TTLW ALYHM ËYÆTNÆ WLKNÆ KNÆ MRSLYN

velākinnā enşe'nā ḳurūnen fe teTāvele ǎleyhimu l-ǔmuru ve mā kunte ṧāviyen ehli medyene tetlū ǎleyhim āyātinā velākinnā kunnā mursilīne
ولكنا أنشأنا قرونا فتطاول عليهم العمر وما كنت ثاويا في أهل مدين تتلو عليهم آياتنا ولكنا كنا مرسلين

[] [ن ش ا] [ق ر ن] [ط و ل] [] [ع م ر] [] [ك و ن] [ث و ي] [] [ا ه ل] [] [ت ل و] [] [ا ي ي] [] [ك و ن] [ر س ل]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ولكنا | WLKNÆ velākinnā fakat biz But We
أنشأنا ن ش ا | NŞÆ ǼNŞǼNÆ enşe'nā yarattık [We] produced
قرونا ق ر ن | GRN GRWNÆ ḳurūnen birçok nesiller generations
فتطاول ط و ل | ŦWL FTŦÆWL fe teTāvele geçti and prolonged
عليهم | ALYHM ǎleyhimu onların üzerinden for them
العمر ع م ر | AMR ÆLAMR l-ǔmuru uzun zamanlar the life.
وما | WMÆ ve mā ve And not
كنت ك و ن | KWN KNT kunte sen değildin you were
ثاويا ث و ي | S̃WY S̃ÆWYÆ ṧāviyen oturmuş a dweller
في | FY arasında among
أهل ا ه ل | ÆHL ǼHL ehli halkı (the) people
مدين | MD̃YN medyene Medyen (of) Madyan,
تتلو ت ل و | TLW TTLW tetlū okusaydın reciting
عليهم | ALYHM ǎleyhim bunlara to them
آياتنا ا ي ي | ÆYY ËYÆTNÆ āyātinā ayetlerimizi Our Verses,
ولكنا | WLKNÆ velākinnā lakin but We
كنا ك و ن | KWN KNÆ kunnā biziz [We] were
مرسلين ر س ل | RSL MRSLYN mursilīne elçi olarak gönderen the Senders.
fakat biz | yarattık | birçok nesiller | geçti | onların üzerinden | uzun zamanlar | ve | sen değildin | oturmuş | arasında | halkı | Medyen | okusaydın | bunlara | ayetlerimizi | lakin | biziz | elçi olarak gönderen |

[] [NŞÆ] [GRN] [ŦWL] [] [AMR] [] [KWN] [S̃WY] [] [ÆHL] [] [TLW] [] [ÆYY] [] [KWN] [RSL]
WLKNÆ ǼNŞǼNÆ GRWNÆ FTŦÆWL ALYHM ÆLAMR WMÆ KNT S̃ÆWYÆ FY ǼHL MD̃YN TTLW ALYHM ËYÆTNÆ WLKNÆ KNÆ MRSLYN

velākinnā enşe'nā ḳurūnen fe teTāvele ǎleyhimu l-ǔmuru ve mā kunte ṧāviyen ehli medyene tetlū ǎleyhim āyātinā velākinnā kunnā mursilīne
ولكنا أنشأنا قرونا فتطاول عليهم العمر وما كنت ثاويا في أهل مدين تتلو عليهم آياتنا ولكنا كنا مرسلين

[] [ن ش ا] [ق ر ن] [ط و ل] [] [ع م ر] [] [ك و ن] [ث و ي] [] [ا ه ل] [] [ت ل و] [] [ا ي ي] [] [ك و ن] [ر س ل]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ولكنا | WLKNÆ velākinnā fakat biz But We
Vav,Lam,Kef,Nun,Elif,
6,30,20,50,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
ACC – accusative particle
PRON – 1st person plural object pronoun
الواو عاطفة
حرف نصب من اخوات «ان» و«نا» ضمير متصل في محل نصب اسم «لاكن»
أنشأنا ن ش ا | NŞÆ ǼNŞǼNÆ enşe'nā yarattık [We] produced
,Nun,Şın,,Nun,Elif,
,50,300,,50,1,
V – 1st person plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
قرونا ق ر ن | GRN GRWNÆ ḳurūnen birçok nesiller generations
Gaf,Re,Vav,Nun,Elif,
100,200,6,50,1,
N – accusative masculine plural indefinite noun
اسم منصوب
فتطاول ط و ل | ŦWL FTŦÆWL fe teTāvele geçti and prolonged
Fe,Te,Tı,Elif,Vav,Lam,
80,400,9,1,6,30,
CONJ – prefixed conjunction fa (and)
V – 3rd person masculine singular (form VI) perfect verb
الفاء عاطفة
فعل ماض
عليهم | ALYHM ǎleyhimu onların üzerinden for them
Ayn,Lam,Ye,He,Mim,
70,30,10,5,40,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
جار ومجرور
العمر ع م ر | AMR ÆLAMR l-ǔmuru uzun zamanlar the life.
Elif,Lam,Ayn,Mim,Re,
1,30,70,40,200,
N – nominative masculine noun
اسم مرفوع
وما | WMÆ ve mā ve And not
Vav,Mim,Elif,
6,40,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
NEG – negative particle
الواو عاطفة
حرف نفي
كنت ك و ن | KWN KNT kunte sen değildin you were
Kef,Nun,Te,
20,50,400,
V – 2nd person masculine singular perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع اسم «كان»
ثاويا ث و ي | S̃WY S̃ÆWYÆ ṧāviyen oturmuş a dweller
Se,Elif,Vav,Ye,Elif,
500,1,6,10,1,
N – accusative masculine indefinite active participle
اسم منصوب
في | FY arasında among
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
أهل ا ه ل | ÆHL ǼHL ehli halkı (the) people
,He,Lam,
,5,30,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
مدين | MD̃YN medyene Medyen (of) Madyan,
Mim,Dal,Ye,Nun,
40,4,10,50,
"PN – genitive proper noun → Madyan"
اسم علم مجرور بالفتحة بدلاً من الكسرة لأنه ممنوع من الصرف
تتلو ت ل و | TLW TTLW tetlū okusaydın reciting
Te,Te,Lam,Vav,
400,400,30,6,
V – 3rd person feminine singular imperfect verb
فعل مضارع
عليهم | ALYHM ǎleyhim bunlara to them
Ayn,Lam,Ye,He,Mim,
70,30,10,5,40,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
جار ومجرور
آياتنا ا ي ي | ÆYY ËYÆTNÆ āyātinā ayetlerimizi Our Verses,
,Ye,Elif,Te,Nun,Elif,
,10,1,400,50,1,
N – genitive feminine plural noun
PRON – 1st person plural possessive pronoun
اسم مجرور و«نا» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
ولكنا | WLKNÆ velākinnā lakin but We
Vav,Lam,Kef,Nun,Elif,
6,30,20,50,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
ACC – accusative particle
PRON – 1st person plural object pronoun
الواو عاطفة
حرف نصب من اخوات «ان» و«نا» ضمير متصل في محل نصب اسم «لاكن»
كنا ك و ن | KWN KNÆ kunnā biziz [We] were
Kef,Nun,Elif,
20,50,1,
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع اسم «كان»
مرسلين ر س ل | RSL MRSLYN mursilīne elçi olarak gönderen the Senders.
Mim,Re,Sin,Lam,Ye,Nun,
40,200,60,30,10,50,
N – accusative masculine plural (form IV) active participle
اسم منصوب

Konu Başlığı: [28:43-47] Musa'nın Kitabı

Abdulbaki Gölpınarlı : Fakat biz, Mûsâ'dan sonra da nice nesiller meydana getirdik de ömürleri uzayıp gitti onların ve sen, Medyen halkı içinde oturup âyetlerimizi onlardan okumak sûretiyle de bellemedin, fakat biziz onları gönderen.
Adem Uğur : Bilakis biz nice nesiller var ettik de, onların üzerinden uzun zamanlar geçti. Sen, âyetlerimizi kendilerinden okuyarak öğrenmek üzere Medyen halkı arasında oturmuş da değilsin; aksine (onları sana) gönderen biziz.
Ahmed Hulusi : Bu arada nice nesiller oluşturduk, yaşayıp geçip gittiler. . . Sen Medyen halkı içinde de yaşamış değildin ki işaretlerimizi onlara bildiresin. . . Biziz Rasûlleri irsâl eden!
Ahmet Tekin : Fakat, biz birçok nesiller türettik. Onların üzerinden uzun zamanlar geçti. Sen Medyen halkı arasında da ikamet etmiyordun ki, onlara âyetlerimizi okuyasın. Ama biz onlara başka peygamberler gönderdik.
Ahmet Varol : Ancak biz birçok nesiller yarattık da onların üzerlerinden nice zamanlar geçti. Sen Medyen halkının arasında oturup ayetlerimizi onlardan okumuş değilsin. Ancak (bunları sana) gönderen biziz.
Ali Bulaç : Ancak biz birçok nesiller inşa ettik de onların üzerinde (nice) ömür(ler) uzayıp geçti. Ve sen Medyen halkı içinde yaşayıp da ayetlerimizi onlardan okuyarak öğrenmiş değilsin. Ancak (bu bilgileri sana) gönderen biziz.
Ali Fikri Yavuz : Fakat biz, Mûsa’dan sonra bir çok ümmetler yarattık da onların üzerine ömür uzadı (her şey çöktü). Sen Medyen halkı içinde durmuş da ayetlerimizi onlardan okuyarak öğrenmiş de değilsin. Ancak biz seni peygamber olarak gönderdik (ve bunları sana öğrettik).
Bekir Sadak : Ama biz nice nesiller var etmistik. Sen, Medyen halki arasinda bulunup, onlara ayetlerimizi okumuyordun, fakat o haberleri sana gonderen Biziz.
Celal Yıldırım : Fakat biz, birçok kuşaklar meydana getirdik de ömürleri uzayıp gitti. Ve sen onlara (Mekkeli'lere) âyetlerimizi okurken Medyen halkı arasında da ikamet eder değildin; ama (bu kıssaları anlatman için sana bilgileri) gönderenler elbetteki biziz.
Diyanet İşleri : Fakat biz (Mûsâ’dan sonra) birçok nesiller meydana getirdik. Üzerlerinden uzun çağlar geçti. Sen Medyen halkı arasında yaşıyor değildin, âyetlerimizi onlardan okuyup öğreniyor da değildin. Fakat biz (bu haberi) göndereniz.
Diyanet İşleri (eski) : Ama biz nice nesiller var etmiştik. Sen, Medyen halkı arasında bulunup, onlara ayetlerimizi okumuyordun, fakat o haberleri sana gönderen Biziz.
Diyanet Vakfi : Bilakis biz nice nesiller var ettik de, onların üzerinden uzun zamanlar geçti. Sen, âyetlerimizi kendilerinden okuyarak öğrenmek üzere Medyen halkı arasında oturmuş da değilsin; aksine (onları sana) gönderen biziz.
Edip Yüksel : Fakat biz bir çok nesiller yarattık. Üzerinden çok zaman geçti. Sen Medyen halkı arasında bulunup ayetlerimizi okuyor da değildin. Ancak, biz elçiler göndeririz.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Bilakis biz (o zamandan senin zamanına kadar) nice nesiller var ettik de, onların üzerinden uzun zamanlar geçti. Sen onlara âyetlerimizi okuyarak, Medyen halkı arasında bulunanlardan da değildin; aksine biz (başka) peygamber göndermiştik.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Fakat Biz, birçok nesiller yarattık, ömürleri de uzun oldu. Sen Medyen halkı arasında ikamet ederek ayetlerimizi onlardan okuyup öğrenmedin; fakat peygamberlik verip gönderen Biz olduk.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ve lâkin biz bir çok karınlar inşa eyledik de onların üzerlerine omür uzadı, sen Medyen ehalisi içinde ikamet ederek âyetlerimizi onlardan okuyub öğrenmedin de ve lâkin biz olduk risalet verip gönderen
Fizilal-il Kuran : Biz nice nesiller var etmiştik de onların üzerinden uzun zamanlar geçti. Ey Muhammed! Sen Medyen halkı arasında bulunup onlara ayetlerimizi okumuyordun. Fakat o haberleri sana gönderen biziz.
Gültekin Onan : Ancak biz birçok nesiller inşa ettik de onların üzerinde (nice) ömür(ler) uzayıp geçti. Ve sen Medyen ehli içinde yaşayıp da ayetlerimizi onlardan okuyarak öğrenmiş değilsin. Ancak (bu bilgileri sana) gönderen biziz.
Hakkı Yılmaz : "Ama Biz nice nesiller var ettik de, onların ömürleri uzadıkça uzadı. Sen onlara âyetlerimizi okuyarak, Medyen halkı arasında bulunanlardan da değildin; Fakat Biz elçi gönderenleriz. "
Hasan Basri Çantay : Fakat biz (Mûsâdan sonra) daha bir çok nesiller yaratdık da ömürleri (uzadıkça) uzadı onların. Sen Medyen ehâlîsi içinde ikaamet edici, olub da âyetlerimizi onlardan okuyarak öğrenmiş de değilsin. Ancak (geçmişlerin haberleri sana) gönderenler biziz.
Hayrat Neşriyat : Fakat biz ise, (Mûsâ’dan sonra) nice nesiller yarattık da onların üzerine ömürler uzadı (uzun zamanlar geçti)! Ve (sen, onlar hakkındaki bu) âyetlerimizi (kendilerinden öğrenerek) onlara okumak üzere, Medyen halkı arasında oturan bir kimse değildin; fakat biz (seni peygamber olarak) gönderici (ve sana bu kıssaları anlatıcı)larız.
İbni Kesir : Ama Biz; daha nice nesiller yarattık. Ömürleri uzadıkça uzadı onların. Sen, Medyen halkı arasında bulunup da onlara ayetlerimizi okumuyordun. O haberleri sana gönderen Biziz.
İskender Evrenosoğlu : Ve lâkin (birçok) nesiller inşa ettik (oluşturduk). Onların ömürleri uzun oldu. Sen Medyen halkı arasında olmadığın (halde), onlara (sahâbeye) âyetlerimizi okuyorsun. Fakat (o haberleri sana) gönderen, Biziz.
Muhammed Esed : tersine, Biz (onlarla senin aranda) nice nesiller yarattık ve onlardan sonra nice çağlar geçip gitti. Ve Sen, mesajlarımızı kendilerine okuyup açıklamak üzere, Medyen halkı arasında da yaşamadın; fakat Biz (elçilerimizi insanlara her zaman) gönderiyoruz.
Ömer Nasuhi Bilmen : Velâkin Biz nice ümmetler vücuda getirdik. Onların üzerlerine ömürleri uzadı ve sen Medyen ahalisi arasında ikamet edip de onların üzerlerine âyetlerimizi okumuş olmadın, velâkin Biz peygamberler gönderir olduk.
Ömer Öngüt : Amma biz daha nice nesiller yarattık. Onların üzerlerinden uzun zamanlar geçti. Sen Medyen halkı arasında bulunup da onlara âyetlerimizi okumuyordun. Fakat (o haberleri) sana gönderen biziz.
Şaban Piriş : Fakat biz, bir çok nesiller türettik. Onlar da uzun süre yaşadılar. Nitekim sen, Medyen halkı içinde kalmadın onlara ayetlerimizi okumuş da değildin. Ama onları biz gönderiyorduk.
Suat Yıldırım : Bilakis, Biz onlarla senin aranızda birçok nesiller yarattık ve onlardan sonra birçok çağlar geçip gitti. Sen Medyen halkı arasında oturmuş da, âyetlerimizi onlardan okuyarak öğrenmiş de değilsin. Fakat seni resul olarak Biz gönderdik ve bunları Biz vahyettik de o sebeple biliyorsun.
Süleyman Ateş : Fakat biz (Mûsâ'dan sonra) birçok nesiller yarattık da onların üzerinden uzun zamanlar geçti. Sen Medyen halkı arasında oturmuş değildin ki (orada olanları görüp öğrenesin de) âyetlerimizi bunlara okuyasın. (Bu, bir yerden görme, öğrenme ile değildir, fakat) Biz seni elçi olarak gönderdik (ve bu olayları sana vahyettik).
Tefhim-ul Kuran : Ancak biz birçok kuşaklar inşa ettik de onların üzerinde (nice) ömür(ler) uzayıp geçti. Ve sen Medyen halkı içinde yaşayıp da ayetlerimizi onlardan okuyarak öğrenmiş değilsin. Ancak (bu bilgileri sana) gönderen biziz.
Ümit Şimşek : Daha sonra Biz nice nesiller yarattık; böylece üzerlerinden hayli zaman geçti. Sen Medyen halkı arasında da bulunmadın ki, onlardan öğrenip de âyetlerimizi bunlara okuyasın. Seni peygamber olarak gönderen Biziz.
Yaşar Nuri Öztürk : Ancak biz, birçok nesil oluşturduk da bunlar üzerinden ömürler akıp gitti. Sen Medyen halkı içinde oturarak onlara ayetlerimizi okuyor değildin. Biz, peygamberler gönderiyoruz, hepsi bu.


[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}