» 28 / Kasas  84:

Kuran Sırası: 28
İniş Sırası: 49
Kisas Suresi = Hikayeler/Tarihi Vakalar Suresi
Ismini 25. ayetinde geçen kasas kelimesinden alimistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88

28:84 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
kim | getirirse | bir iyilik | Zira onlar/onlarsa | daha güzeli | ondan | ve kim | getirirse | kötülük | | cezalandırılmaz | kimseler | yapan(lar) | kötülükleri | başkasıyla | şeylerden | oldukları | yapıyor(lar) |

MN CÆÙ BÆLḪSNT FLH ḢYR MNHÆ WMN CÆÙ BÆLSYÙT FLÆ YCZ ÆLZ̃YN AMLWÆ ÆLSYÙÆT ÎLÆ KÆNWÆ YAMLWN
men cā'e bil-Haseneti fe lehu ḣayrun minhā ve men cā'e bis-seyyieti felā yuczā elleƶīne ǎmilū s-seyyiāti illā kānū yeǎ'melūne

مَنْ جَاءَ بِالْحَسَنَةِ فَلَهُ خَيْرٌ مِنْهَا وَمَنْ جَاءَ بِالسَّيِّئَةِ فَلَا يُجْزَى الَّذِينَ عَمِلُوا السَّيِّئَاتِ إِلَّا مَا كَانُوا يَعْمَلُونَ

Transcript Okunuş Türkçe
1. MN = men : kim
2. CÆÙ = cā'e : getirirse
3. BÆLḪSNT = bil-Haseneti : bir iyilik
4. FLH = fe lehu : Zira onlar/onlarsa
5. ḢYR = ḣayrun : daha güzeli
6. MNHÆ = minhā : ondan
7. WMN = ve men : ve kim
8. CÆÙ = cā'e : getirirse
9. BÆLSYÙT = bis-seyyieti : kötülük
10. FLÆ = felā :
11. YCZ = yuczā : cezalandırılmaz
12. ÆLZ̃YN = elleƶīne : kimseler
13. AMLWÆ = ǎmilū : yapan(lar)
14. ÆLSYÙÆT = s-seyyiāti : kötülükleri
15. ÎLÆ = illā : başkasıyla
16. MÆ = mā : şeylerden
17. KÆNWÆ = kānū : oldukları
18. YAMLWN = yeǎ'melūne : yapıyor(lar)
kim | getirirse | bir iyilik | Zira onlar/onlarsa | daha güzeli | ondan | ve kim | getirirse | kötülük | | cezalandırılmaz | kimseler | yapan(lar) | kötülükleri | başkasıyla | şeylerden | oldukları | yapıyor(lar) |

[] [CYÆ] [ḪSN] [LH] [ḢYR] [] [] [CYÆ] [SWÆ] [] [CZY] [] [AML] [SWÆ] [] [] [KWN] [AML]
MN CÆÙ BÆLḪSNT FLH ḢYR MNHÆ WMN CÆÙ BÆLSYÙT FLÆ YCZ ÆLZ̃YN AMLWÆ ÆLSYÙÆT ÎLÆ KÆNWÆ YAMLWN

men cā'e bil-Haseneti fe lehu ḣayrun minhā ve men cā'e bis-seyyieti felā yuczā elleƶīne ǎmilū s-seyyiāti illā kānū yeǎ'melūne
من جاء بالحسنة فله خير منها ومن جاء بالسيئة فلا يجزى الذين عملوا السيئات إلا ما كانوا يعملون

[] [ج ي ا] [ح س ن] [ل ه] [خ ي ر] [] [] [ج ي ا] [س و ا] [] [ج ز ي] [] [ع م ل] [س و ا] [] [] [ك و ن] [ع م ل]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
من | MN men kim Whoever
جاء ج ي ا | CYÆ CÆÙ cā'e getirirse comes
بالحسنة ح س ن | ḪSN BÆLḪSNT bil-Haseneti bir iyilik with a good (deed)
فله ل ه | LH FLH fe lehu Zira onlar/onlarsa then for him
خير خ ي ر | ḢYR ḢYR ḣayrun daha güzeli (will be) better
منها | MNHÆ minhā ondan "than it;"
ومن | WMN ve men ve kim and whoever
جاء ج ي ا | CYÆ CÆÙ cā'e getirirse comes
بالسيئة س و ا | SWÆ BÆLSYÙT bis-seyyieti kötülük with an evil (deed)
فلا | FLÆ felā then not
يجزى ج ز ي | CZY YCZ yuczā cezalandırılmaz will be recompensed
الذين | ÆLZ̃YN elleƶīne kimseler those who
عملوا ع م ل | AML AMLWÆ ǎmilū yapan(lar) do
السيئات س و ا | SWÆ ÆLSYÙÆT s-seyyiāti kötülükleri the evil (deeds)
إلا | ÎLÆ illā başkasıyla except
ما | şeylerden what
كانوا ك و ن | KWN KÆNWÆ kānū oldukları they used (to)
يعملون ع م ل | AML YAMLWN yeǎ'melūne yapıyor(lar) do.
kim | getirirse | bir iyilik | Zira onlar/onlarsa | daha güzeli | ondan | ve kim | getirirse | kötülük | | cezalandırılmaz | kimseler | yapan(lar) | kötülükleri | başkasıyla | şeylerden | oldukları | yapıyor(lar) |

[] [CYÆ] [ḪSN] [LH] [ḢYR] [] [] [CYÆ] [SWÆ] [] [CZY] [] [AML] [SWÆ] [] [] [KWN] [AML]
MN CÆÙ BÆLḪSNT FLH ḢYR MNHÆ WMN CÆÙ BÆLSYÙT FLÆ YCZ ÆLZ̃YN AMLWÆ ÆLSYÙÆT ÎLÆ KÆNWÆ YAMLWN

men cā'e bil-Haseneti fe lehu ḣayrun minhā ve men cā'e bis-seyyieti felā yuczā elleƶīne ǎmilū s-seyyiāti illā kānū yeǎ'melūne
من جاء بالحسنة فله خير منها ومن جاء بالسيئة فلا يجزى الذين عملوا السيئات إلا ما كانوا يعملون

[] [ج ي ا] [ح س ن] [ل ه] [خ ي ر] [] [] [ج ي ا] [س و ا] [] [ج ز ي] [] [ع م ل] [س و ا] [] [] [ك و ن] [ع م ل]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
من | MN men kim Whoever
Mim,Nun,
40,50,
REL – relative pronoun
اسم موصول
جاء ج ي ا | CYÆ CÆÙ cā'e getirirse comes
Cim,Elif,,
3,1,,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
بالحسنة ح س ن | ḪSN BÆLḪSNT bil-Haseneti bir iyilik with a good (deed)
Be,Elif,Lam,Ha,Sin,Nun,Te merbuta,
2,1,30,8,60,50,400,
P – prefixed preposition bi
N – genitive feminine noun
جار ومجرور
فله ل ه | LH FLH fe lehu Zira onlar/onlarsa then for him
Fe,Lam,He,
80,30,5,
REM – prefixed resumption particle
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
الفاء استئنافية
جار ومجرور
خير خ ي ر | ḢYR ḢYR ḣayrun daha güzeli (will be) better
Hı,Ye,Re,
600,10,200,
N – nominative masculine singular indefinite noun
اسم مرفوع
منها | MNHÆ minhā ondan "than it;"
Mim,Nun,He,Elif,
40,50,5,1,
P – preposition
PRON – 3rd person feminine singular object pronoun
جار ومجرور
ومن | WMN ve men ve kim and whoever
Vav,Mim,Nun,
6,40,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
REL – relative pronoun
الواو عاطفة
اسم موصول
جاء ج ي ا | CYÆ CÆÙ cā'e getirirse comes
Cim,Elif,,
3,1,,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
بالسيئة س و ا | SWÆ BÆLSYÙT bis-seyyieti kötülük with an evil (deed)
Be,Elif,Lam,Sin,Ye,,Te merbuta,
2,1,30,60,10,,400,
P – prefixed preposition bi
N – genitive feminine noun
جار ومجرور
فلا | FLÆ felā then not
Fe,Lam,Elif,
80,30,1,
REM – prefixed resumption particle
NEG – negative particle
الفاء استئنافية
حرف نفي
يجزى ج ز ي | CZY YCZ yuczā cezalandırılmaz will be recompensed
Ye,Cim,Ze,,
10,3,7,,
V – 3rd person masculine singular passive imperfect verb, subjunctive mood
فعل مضارع مبني للمجهول منصوب
الذين | ÆLZ̃YN elleƶīne kimseler those who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
عملوا ع م ل | AML AMLWÆ ǎmilū yapan(lar) do
Ayn,Mim,Lam,Vav,Elif,
70,40,30,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
السيئات س و ا | SWÆ ÆLSYÙÆT s-seyyiāti kötülükleri the evil (deeds)
Elif,Lam,Sin,Ye,,Elif,Te,
1,30,60,10,,1,400,
N – genitive feminine plural noun
اسم مجرور
إلا | ÎLÆ illā başkasıyla except
,Lam,Elif,
,30,1,
RES – restriction particle
أداة حصر
ما | şeylerden what
Mim,Elif,
40,1,
REL – relative pronoun
اسم موصول
كانوا ك و ن | KWN KÆNWÆ kānū oldukları they used (to)
Kef,Elif,Nun,Vav,Elif,
20,1,50,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع اسم «كان»
يعملون ع م ل | AML YAMLWN yeǎ'melūne yapıyor(lar) do.
Ye,Ayn,Mim,Lam,Vav,Nun,
10,70,40,30,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل

Konu Başlığı: [28:83-88] Asıl Kazananlar

Abdulbaki Gölpınarlı : Kim bir iyilikle gelirse ona, yaptığından daha hayırlı mükâfat var ve kim, bir kötülükle gelirse o kötülükleri işleyenler, ancak yaptıklarının karşılığı neyse onunla cezâlandırılır.
Adem Uğur : Kim bir iyilik getirirse ona bundan daha hayırlı karşılık vardır. Kim bir kötülük getirirse, o kötülükleri işleyenler, ancak yaptıkları kadar ceza görürler.
Ahmed Hulusi : Kim güzellikleriyle (açığa çıkardığı Esmâ kemâlâtıyla) gelirse, onun için ondan daha hayırlısı vardır. . . Kim de kötülük ile (kendini toprak olacak beden kabullenerek yaşamanın getirisi olan davranışlarla) gelirse, yaptığı kötülüklerin sonuçlarından başka bir şeyle karşılaşmaz!
Ahmet Tekin : Kimler işlediği iyi amellerle Allah’ın huzuruna gelirse, onlara daha iyisi verilir. Kimler de işledikleri kötü amellerle gelirse, kötülük yapanlar, ancak işlemeye devam ettikleri ameller kadarıyla cezalandırılacaklar.
Ahmet Varol : Kim bir iyilik getirirse ona ondan daha hayırlısı vardır. Kim de bir kötülük getirirse (bilsin ki) kötülükleri işleyenler yaptıklarından başkasıyla cezalandırılmazlar.
Ali Bulaç : Kim bir iyilikle gelirse, artık onun için daha hayırlısı vardır; kim bir kötülükle gelirse, artık kötülükleri yapanlar, yalnızca yaptıklarıyla karşılık görürler.
Ali Fikri Yavuz : Kim hasene (salih amel) ile gelirse, ona, ondan daha hayırlısı (bir mükâfat) vardır. Kim de günahla gelirse, artık o kötülükleri yapanlar ancak yaptıklarıyla cezalanır, (cezaları kötülükleri kadar olur).
Bekir Sadak : Kim bir iyilik getirirse, ona daha iyisi verilir. Kim bir kotuluk getirirse, o kutulukleri isleyenler, ancak yaptiklari kadar ceza gorurler.
Celal Yıldırım : Kim iyilikle gelirse, ona daha hayırlısı vardır. Kim de kötülükle gelirse, kötülük işleyenler ancak işlediklerine denk ceza görürler.
Diyanet İşleri : Kim bir iyilik getirirse, ona bundan daha hayırlısı vardır. Kim de bir kötülük getirirse, bilsin ki, kötülük işleyenler ancak yapmakta olduklarının cezasına çarptırılırlar.
Diyanet İşleri (eski) : Kim bir iyilik getirirse, ona daha iyisi verilir. Kim bir kötülük getirirse, o kötülükleri işleyenler, ancak yaptıkları kadar ceza görürler.
Diyanet Vakfi : Kim bir iyilik getirirse ona bundan daha hayırlı karşılık vardır. Kim bir kötülük getirirse, o kötülükleri işleyenler, ancak yaptıkları kadar ceza görürler.
Edip Yüksel : Kim iyilikle gelirse kendisine ondan daha iyisi verilecektir. Kim kötülük ile gelirse, o kötülükleri işleyenlere ancak yaptıkları kadar bir karşılık verilecektir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Kim bir iyilik getirirse ona ondan daha üstün karşılık vardır. Kim bir kötülük getirirse, o kötülükleri işleyenler, ancak yaptıkları kadar ceza görürler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Her kim bir iyilikle gelirse, o vakit ona ondan daha hayırlısı var; kim bir kötülükle gelirse, kötülük yapanlar, sadece yaptıklarıyla cezalanırlar.
Elmalılı Hamdi Yazır : Her kim hasene ile gelirse o vakıt ona ondan daha hayırlısı var, her kim de seyyie ile gelirse seyyiat yapanlar hep yaptıklariyle cezalanırlar
Fizilal-il Kuran : Kim bir iyilik getirirse, ona ondan daha güzeli vardır. Kim kötülük getirirse, kötülükleri yapanlar, ancak yaptıkları kötülük kadar cezalandırılırlar.
Gültekin Onan : Kim bir iyilikle gelirse, artık onun için daha hayırlısı vardır; kim bir kötülükle gelirse, artık kötülükleri yapanlar, yalnızca yaptıklarıyla karşılık görürler.
Hakkı Yılmaz : "Kim bir iyilik getirirse, ona ondan daha hayırlısı/ ona ondan dolayı bir hayır vardır. Ve kim bir kötülük getirirse; işte o kötülükleri işleyenler, ancak yaptıkları şeyler ile karşılıklandırılırlar. "
Hasan Basri Çantay : Kim iyi (haal) ile gelirse onun için bundan daha hayırlısı vardır. Kim de kötü (haal) ile gelirse o kötülükleri işleyenler yapmış olduklarından başkasıyle cezalandırılmaz(lar).
Hayrat Neşriyat : Kim iyilikle gelirse, artık ona ondan daha hayırlısı vardır. Kim de kötülükle gelirse, kötülükleri yapanlar, artık ancak yapmakta olduklarıyla cezâlandırılırlar.
İbni Kesir : Kim, bir iyilikle gelirse; ona, daha hayırlısı verilir. Kim de bir kötülükle gelirse; o kötülükleri işleyenler, ancak yaptıkları kadar ceza görürler.
İskender Evrenosoğlu : Kim hasenat ile (pozitif dereceler ile) gelirse o taktirde ona, ondan daha hayırlısı vardır. Ve kim seyyiat ile (negatif dereceler ile) gelirse, işte o zaman kötü amel yapanlar "yaptıklarından başkası (fazlası) ile cezalandırılmazlar. (Derecat kaybedenlerin cezası kazandıkları dereceler kaybettikleri derecelerden çıkarıldıktan sonra kalan dereceşer kadardır.)
Muhammed Esed : Kim ki (Allah'ın huzuruna) iyilik yaparak çıkarsa, daha iyisini, daha üstününü bulacaktır. Ve kim ki kötülük yaparak çıkarsa, (bilsin ki,) kötülük yapanlar yalnızca yaptıklarının karşılığını görecekler.
Ömer Nasuhi Bilmen : Her kim güzellik ile gelirse onun için ondan daha hayırlısı vardır. Her kim de kötülük ile gelirse artık o kötülük yapanlar da başkasıyla değil, ancak o yaptıkları ile cezalandırılırlar.
Ömer Öngüt : Kim bir iyilik getirirse, ona bundan daha üstün karşılık vardır. Kim bir kötülük getirirse, ancak yaptıkları kadar ceza görürler.
Şaban Piriş : Kim iyilik getirirse, ona daha hayırlısı vardır. Kim de kötülük getirirse, o kötülükleri işleyenler, ancak yaptıklarının cezasını görürler.
Suat Yıldırım : Kim iyilik yaparsa, âhirette ondan çok daha iyi bir karşılık görür. Kim kötülük işlerse, bilesiniz ki kötülük işleyenler ancak yaptıkları kötülük kadar ceza görürler.
Süleyman Ateş : Kim bir iyilik getirirse ona ondan daha güzeli vardır. Kim kötülük getirirse, kötülükleri yapanlar, ancak yaptıkları (kötülük) kadar cezâlanırlar.
Tefhim-ul Kuran : Kim bir iyilikle gelirse, artık onun için ondan daha hayırlısı vardır; kim de bir kötülükle gelirse, artık kötülükleri yapanlar, yalnızca yapmakta olduklarıyla karşılık görürler.
Ümit Şimşek : Kim huzurumuza iyilikle gelirse, onun için bundan daha hayırlısı vardır. Kim de huzurumuza kötülükle gelirse, kötülük işleyenler ancak yaptıklarının cezasını görürler.
Yaşar Nuri Öztürk : İyilik/güzellik getirene ondan daha hayırlısı var. Kötülük getirenlere gelince, kötülükleri yapanlar yapmış olduklarından fazlasıyla cezalandırılmayacaklardır.


[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}