CONJ – prefixed conjunction wa (and) V – 3rd person feminine singular perfect verb الواو عاطفة فعل ماض
لأخته
ا خ و | ÆḢW
LǼḢTH
liuḣtihi
kızkardeşine
to his sister,
Lam,,Hı,Te,He, 30,,600,400,5,
P – prefixed preposition lām N – genitive feminine singular noun PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun جار ومجرور والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
قصيه
ق ص ص | GṦṦ
GṦYH
ḳuSSīhi
onu takip et
"""Follow him."""
Gaf,Sad,Ye,He, 100,90,10,5,
V – 2nd person feminine singular imperative verb PRON – subject pronoun PRON – 3rd person masculine singular object pronoun فعل أمر والياء ضمير متصل في محل رفع فاعل والهاء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
فبصرت
ب ص ر | BṦR
FBṦRT
febeSurat
o da gözetledi
So she watched
Fe,Be,Sad,Re,Te, 80,2,90,200,400,
REM – prefixed resumption particle V – 3rd person feminine singular perfect verb الفاء استئنافية فعل ماض
به
|
BH
bihi
onu
him
Be,He, 2,5,
P – prefixed preposition bi PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun جار ومجرور
عن
|
AN
ǎn
from
Ayn,Nun, 70,50,
P – preposition حرف جر
جنب
ج ن ب | CNB
CNB
cunubin
uzaktan
a distance
Cim,Nun,Be, 3,50,2,
N – genitive masculine singular indefinite noun اسم مجرور
وهم
|
WHM
vehum
ve onlar
while they
Vav,He,Mim, 6,5,40,
CIRC – prefixed circumstantial particle PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun الواو حالية ضمير منفصل
لا
|
LÆ
lā
(did) not
Lam,Elif, 30,1,
NEG – negative particle حرف نفي
يشعرون
ش ع ر | ŞAR
YŞARWN
yeş'ǔrūne
farkına varmadan
perceive.
Ye,Şın,Ayn,Re,Vav,Nun, 10,300,70,200,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb PRON – subject pronoun فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
Konu Başlığı: [28:9-11] Kralın Sarayında
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve kız kardeşine, sen dedi gözetle onu; o da, öbürleri anlamadan uzaktan gözetledi.
Adem Uğur : Annesi Musa'nın ablasına: Onun izini takip et, dedi. O da, onlar farkına varmadan uzaktan kardeşini gözetledi.
Ahmed Hulusi : (Musa'nın anası, Musa'nın) kız kardeşine dedi ki: "Onu izle". . . (O da) onlar farkında olmaksızın, Onu uzaktan gözledi.
Ahmet Tekin : Annesi, Mûsâ’nın ablasına:
'Onun peşini takip et' demişti. Ablası, onlar farkına varmadan, özlemini duyarak uzaktan kardeşini gözetliyordu.
Ahmet Varol : (Musa'nın) kızkardeşine: 'Onu izle' dedi. O da ötekiler farkına varmadan onu uzaktan gözetledi.
Ali Bulaç : Ve onun kız kardeşine: "Onu izle," dedi. Böylece o da, kendileri farkında değilken onu uzaktan gözetledi.
Ali Fikri Yavuz : (Mûsa nehire atıldıktan sonra) Mûsa’nın annesi, Mûsa’nın kızkardeşine dedi ki: “- Onun izini tâkip et.” O da uzaktan gözetledi, onlar farkında değillerdi.
Bekir Sadak : Musa'nin ablasina: «Onu izle» dedi. O da, kimse farkina varmadan, Musa'yi uzaktan gozetledi.
Celal Yıldırım : O, Musa'nın kızkardeşine, «kardeşini izle!» dedi. O da uzaktan onu gözetti. Onlar (Fir'avn ailesi) bunu farketmemişlerdi.
Diyanet İşleri : Annesi, Mûsâ’nın kız kardeşine, “Onu takip et” dedi. O da Mûsâ’yı, onlar farkına varmadan uzaktan gözledi.
Diyanet İşleri (eski) : Musa'nın ablasına: 'Onu izle' dedi. O da, kimse farkına varmadan, Musa'yı uzaktan gözetledi.
Diyanet Vakfi : Annesi Musa'nın ablasına: Onun izini takip et, dedi. O da, onlar farkına varmadan uzaktan kardeşini gözetledi.
Edip Yüksel : Kızkardeşine, 'Onu izle,' dedi. O da kimse farketmeden uzaktan izledi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Annesi Musa'nın ablasına, «Onun izini takip et» dedi. O da, onlar farkına varmadan uzaktan kardeşini gözetledi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Musa'nın ablasına «Onun izini takip et.» demişti annesi. O da onlar farkına varmadan uzaktan gözetledi.
Elmalılı Hamdi Yazır : Onun hemşiresine izini ta'kıyb et de demişti, o da uzaktan gözetti, onlar farkında değillerdi
Fizilal-il Kuran : Annesi Musa'nın ablasına; «Onun izini takip et» dedi. O da kimse farkına varmadan, Musa'yı gözetledi.
Gültekin Onan : Ve onun kız kardeşine: "Onu izle" dedi. Böylece o da, kendileri farkında değilken onu uzaktan gözetledi.
Hakkı Yılmaz : Ve Mûsâ'nın annesi Mûsâ'nın kız kardeşine, “Onun izini takip et” dedi. O da hemen, onlar farkına varmazken uzaktan o'nu gözetledi.
Hasan Basri Çantay : (Musânın) kız kardeşine dedi ki: «Onun izini ta'kıyb et». O da, berikiler farkında olmayarak, onu uzakdan gözetledi.
Hayrat Neşriyat : Ve (annesi, Mûsâ’nın) kız kardeşine: 'Onun izini ta'kib et!' dedi. Bu yüzden (o da) onlar farkında olmadan, onu (kardeşini) uzaktan gözetledi.
İbni Kesir : Onun kızkardeşine dedi ki: Onu izle, o da kimse farkına varmadan onu uzaktan gözetledi.
İskender Evrenosoğlu : Ve (Musa (A.S)'ın annesi) onun ablasına: "Onu takip et." dedi. Böylece onlar farkında değilken, onu uzaktan gözetledi.
Muhammed Esed : İşte bu haldeyken (Musa'nın) kız kardeşine: "Onu izle!" dedi. Ve (kız da), (Firavun ailesinden) kimseye fark ettirmeden o'nu uzaktan gözetledi.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve kızkardeşine dedi ki: «Onun izini takib et.» Artık o da onu uzaktan bakıp gördü. Onlar ise farkında değillerdi.
Ömer Öngüt : Annesi onun ablasına: “Onun izini takip et!” dedi. O da kardeşini uzaktan gözetledi. Onlar ise farkında değillerdi.
Şaban Piriş : Musa’nın kız kardeşine “Onu takip et” dedi. O da kimse farkına varmadan onu uzaktan gözetledi.
Suat Yıldırım : İşte bu haldeyken Mûsa’nın annesi, onun kız kardeşine: "Sen, çaktırmadan onu izle!" dedi. O da, kendisini ele vermeksizin kardeşini uzaktan gözetledi.
Süleyman Ateş : (Mûsâ'nın) kızkardeşine "Onun izini takip et," dedi. O da onlar farkına varmadan onu uzaktan gözetledi.
Tefhim-ul Kuran : Ve onun kız kardeşine: «Onu izle,» dedi. Böylece o da, kendileri farkında değilken onu uzaktan gözetledi.
Ümit Şimşek : Annesi, Musa'nın ablasına 'Onu izle' dedi. O da Firavun'un adamlarına fark ettirmeksizin, uzaktan uzağa Musa'yı gözledi.
Yaşar Nuri Öztürk : Annesi, Mûsa'nın kızkardeşine, "onu izle" dedi. O da onu kenardan gözledi. Onlarsa işin farkında olmuyorlardı.