DEM – masculine singular demonstrative pronoun اسم اشارة
يوم
ي و م | YWM
YWM
yevmu
günüdür
(is the) Day
Ye,Vav,Mim, 10,6,40,
N – nominative masculine noun اسم مرفوع
الفصل
ف ص ل | FṦL
ÆLFṦL
l-feSli
hüküm
"(of) Judgment;"
Elif,Lam,Fe,Sad,Lam, 1,30,80,90,30,
N – genitive masculine noun اسم مجرور
جمعناكم
ج م ع | CMA
CMANÆKM
cemeǎ'nākum
sizi bir araya topladık
We have gathered you
Cim,Mim,Ayn,Nun,Elif,Kef,Mim, 3,40,70,50,1,20,40,
V – 1st person plural perfect verb PRON – subject pronoun PRON – 2nd person masculine plural object pronoun فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
والأولين
ا و ل | ÆWL
WÆLǼWLYN
vel'evvelīne
ve öncekileri
and the former (people).
Vav,Elif,Lam,,Vav,Lam,Ye,Nun, 6,1,30,,6,30,10,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and) N – accusative masculine plural noun الواو عاطفة اسم منصوب
Adem Uğur : (O zaman şöyle denir:) Bu, ayırım günüdür. Sizi ve sizden öncekileri bir araya getirdik.
Ahmed Hulusi : Bu ayırt etme sürecidir! Sizi ve öncekileri bir araya getirdik.
Ahmet Tekin : 'Bugün, sorumluluk gereği, mükâfata nâil olanla cezaya müstehak olanların muhakeme ile ayırt edileceği gündür. Sizleri ve önceki ümmetleri birlikte topladık.'
Ahmet Varol : İşte bu ayırım günüdür. Sizi ve öncekileri bir araya toplamışızdır.
Ali Bulaç : Bu, hüküm günüdür; sizi ve öncekileri 'bir arada topladık.'
Ali Fikri Yavuz : Bu, (haklı ile haksızın ayırd edileceği) fâsıl günü, sizi ve evvelki ümmetleri topladık.
Bekir Sadak : «Bu, sizleri ve oncekileri topladigimiz hukum gunudur.»
Celal Yıldırım : Bu, sizleri ve öncekileri toplayıp biraraya getirdiğimiz (Hakkı bâtıldan, doğruyu eğriden, gerçeği yalandan) ayırd eden hüküm günüdür.
Diyanet İşleri : Bu, hüküm ve ayırma günüdür. Sizi ve öncekileri bir araya toplamışızdır.