» 77 / Mürselât  :

Kuran Sırası: 77
İniş Sırası: 33
Mürselat Suresi = Gönderilenler Suresi
ismini 1. ayetinde yer alan mürselat kelimesinden almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50

77: için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"

Hayrat Neşriyat Meali
1: (1-2) Yemîn olsun (emirlerle) birbiri ardınca gönderilenlere (o mürselât’a) ve şiddetli bir şekilde estikçe esen (geçip giden melek)lere!
3: Ve (o emirleri) yaydıkça yayanlara!
4: Artık (hak ile bâtılı) ayırdıkça ayıranlara!
5: (5-6) Hem (tevbe edenleri) ma'zur kılmak veya (günah işleyenleri) korkutmak için(peygamberlere) zikir (vahiy) bırakanlara!
7: Şübhesiz ki va'd olunup durduğunuz (o kıyâmet) mutlaka vâki' (olacak)tır.
8: (8-11) Nihâyet yıldızlar söndürüldüğü zaman, gök yarıldığı zaman, dağlar ufalanıp savrulduğu zaman, peygamberlere (ümmetleri hakkında şâhidlik etmeleri için) vakit belirlendiği zaman!
12: (Denilir ki:) '(Bu şâhidlik) hangi güne ertelendi?'
13: (Mahlûkatın arasını) ayırma (hüküm verme) gününe!
14: O ayırma gününü sana ne bildirdi?
15: Yalanlayanların o gün vay hâline!
16: Biz önceki (kâfir)leri (isyanları sebebiyle) helâk etmedik mi?
17: Sonra geridekileri onların peşine takarız.
18: İşte o günahkârlara, böyle yaparız!
20: (Ey insanlar!) Sizi hakir bir sudan yaratmadık mı?
21: (21-22) Sonra onu belli bir zamâna kadar sağlam bir yerde (rahimde yerleşik) kıldık.
23: Artık (bunu) kudretimizle yaptık; işte (biz) ne güzel güç yetirenler(iz)!
25: (25-26) (Biz,) arzı hayat sâhiblerine de ölülere de bir toplanma yeri yapmadık mı?
27: Orada yüksek, sâbit dağlar meydana getirmedik mi? Hem size tatlı bir su içirmedik mi?
29: (Ki o gün kâfirlere şöyle denilir:) 'Kendisini, yalanlamakta olduğunuz (azâb)a gidin!'
30: '(Haydi!) Üç çatallı bir gölgeye (Cehennemin dumanına) gidin!'
31: (O,) ne gölgelendiricidir ne de alevden korur.
32: Çünki o (Cehennem), saray gibi (büyük) kıvılcımlar saçar.
33: Sanki o (sıçrayan kıvılcımlar, peşpeşe gelen) sarı develer gibidir.
35: Bu, (onların artık) konuşamayacakları bir gündür!
36: Onlara izin de verilmez ki özür dilesinler!
38: (Onlara şöyle denilir:) 'Bu, (hak ile bâtılın) ayırma (hüküm verme) günüdür! Sizi ve (sizden) öncekileri bir araya getirdik.'
39: 'Artık (azabdan kurtulmak için) bir tuzağınız varsa, haydi bana tuzak kurun!'
41: (41-42) Şübhesiz ki takvâ sâhibleri (ise, o gün) gölgelerde ve pınar başlarında, canlarının çekmekte olduğu meyveler arasındadırlar.
43: (Onlara şöyle denilir:) 'İşleyegeldiğiniz (sâlih) ameller sebebiyle (bir mükâfât olarak), âfiyetle yiyin, için!'
44: İşte biz, iyilik edenleri böyle mükâfâtlandırırız.
46: (Ey kâfirler! Siz de dünyada) az bir müddet yiyin, faydalanın! Çünki siz günahkârlarsınız.
48: Hem onlara: 'Rükû' edin!' denildiği zaman, rükû' etmezler.
50: (Onlar) artık bundan (Kur’ân’dan) sonra hangi söze inanacaklar?


[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]
Kurandan.org - "Kuran Sözlüğü Projesi" - Araştırma & İnceleme Sayfası [BETA]
{index.php}