» 33 / Ahzâb  24:

Kuran Sırası: 33
İniş Sırası: 90
Ahzab Suresi = Hizipler/Gruplar/Topluluklar Suresi
ismini Müslümanlara karsi savasmak üzere birlesen Arap kabilelerinden almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73

33:24 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
mükafatladırsın | Allah | doğruları | doğruluklarıyle | ve azabetsin | iki yüzlülere | şayet | dilerse | yahut | tevbelerini kabul buyursun | onlardan | şüphesiz | Allah | | çok bağışlayandır | çok esirgeyendir |

LYCZY ÆLLH ÆLṦÆD̃GYN BṦD̃GHM WYAZ̃B ÆLMNÆFGYN ÎN ŞÆÙ ǼW YTWB ALYHM ÎN ÆLLH KÆN ĞFWRÆ RḪYMÆ
liyecziye llahu S-Sādiḳīne biSidḳihim ve yuǎƶƶibe l-munāfiḳīne in şā'e ev yetūbe ǎleyhim inne llahe kāne ğafūran raHīmen

لِيَجْزِيَ اللَّهُ الصَّادِقِينَ بِصِدْقِهِمْ وَيُعَذِّبَ الْمُنَافِقِينَ إِنْ شَاءَ أَوْ يَتُوبَ عَلَيْهِمْ إِنَّ اللَّهَ كَانَ غَفُورًا رَحِيمًا

Transcript Okunuş Türkçe
1. LYCZY = liyecziye : mükafatladırsın
2. ÆLLH = llahu : Allah
3. ÆLṦÆD̃GYN = S-Sādiḳīne : doğruları
4. BṦD̃GHM = biSidḳihim : doğruluklarıyle
5. WYAZ̃B = ve yuǎƶƶibe : ve azabetsin
6. ÆLMNÆFGYN = l-munāfiḳīne : iki yüzlülere
7. ÎN = in : şayet
8. ŞÆÙ = şā'e : dilerse
9. ǼW = ev : yahut
10. YTWB = yetūbe : tevbelerini kabul buyursun
11. ALYHM = ǎleyhim : onlardan
12. ÎN = inne : şüphesiz
13. ÆLLH = llahe : Allah
14. KÆN = kāne :
15. ĞFWRÆ = ğafūran : çok bağışlayandır
16. RḪYMÆ = raHīmen : çok esirgeyendir
mükafatladırsın | Allah | doğruları | doğruluklarıyle | ve azabetsin | iki yüzlülere | şayet | dilerse | yahut | tevbelerini kabul buyursun | onlardan | şüphesiz | Allah | | çok bağışlayandır | çok esirgeyendir |

[CZY] [] [ṦD̃G] [ṦD̃G] [AZ̃B] [NFG] [] [ŞYÆ] [] [TWB] [] [] [] [KWN] [ĞFR] [RḪM]
LYCZY ÆLLH ÆLṦÆD̃GYN BṦD̃GHM WYAZ̃B ÆLMNÆFGYN ÎN ŞÆÙ ǼW YTWB ALYHM ÎN ÆLLH KÆN ĞFWRÆ RḪYMÆ

liyecziye llahu S-Sādiḳīne biSidḳihim ve yuǎƶƶibe l-munāfiḳīne in şā'e ev yetūbe ǎleyhim inne llahe kāne ğafūran raHīmen
ليجزي الله الصادقين بصدقهم ويعذب المنافقين إن شاء أو يتوب عليهم إن الله كان غفورا رحيما

[ج ز ي] [] [ص د ق] [ص د ق] [ع ذ ب] [ن ف ق] [] [ش ي ا] [] [ت و ب] [] [] [] [ك و ن] [غ ف ر] [ر ح م]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ليجزي ج ز ي | CZY LYCZY liyecziye mükafatladırsın That Allah may reward
الله | ÆLLH llahu Allah That Allah may reward
الصادقين ص د ق | ṦD̃G ÆLṦÆD̃GYN S-Sādiḳīne doğruları the truthful
بصدقهم ص د ق | ṦD̃G BṦD̃GHM biSidḳihim doğruluklarıyle for their truth
ويعذب ع ذ ب | AZ̃B WYAZ̃B ve yuǎƶƶibe ve azabetsin and punish
المنافقين ن ف ق | NFG ÆLMNÆFGYN l-munāfiḳīne iki yüzlülere the hypocrites
إن | ÎN in şayet if
شاء ش ي ا | ŞYÆ ŞÆÙ şā'e dilerse He wills
أو | ǼW ev yahut or
يتوب ت و ب | TWB YTWB yetūbe tevbelerini kabul buyursun turn in mercy
عليهم | ALYHM ǎleyhim onlardan to them.
إن | ÎN inne şüphesiz Indeed,
الله | ÆLLH llahe Allah Allah
كان ك و ن | KWN KÆN kāne is
غفورا غ ف ر | ĞFR ĞFWRÆ ğafūran çok bağışlayandır Oft-Forgiving,
رحيما ر ح م | RḪM RḪYMÆ raHīmen çok esirgeyendir Most Merciful.
mükafatladırsın | Allah | doğruları | doğruluklarıyle | ve azabetsin | iki yüzlülere | şayet | dilerse | yahut | tevbelerini kabul buyursun | onlardan | şüphesiz | Allah | | çok bağışlayandır | çok esirgeyendir |

[CZY] [] [ṦD̃G] [ṦD̃G] [AZ̃B] [NFG] [] [ŞYÆ] [] [TWB] [] [] [] [KWN] [ĞFR] [RḪM]
LYCZY ÆLLH ÆLṦÆD̃GYN BṦD̃GHM WYAZ̃B ÆLMNÆFGYN ÎN ŞÆÙ ǼW YTWB ALYHM ÎN ÆLLH KÆN ĞFWRÆ RḪYMÆ

liyecziye llahu S-Sādiḳīne biSidḳihim ve yuǎƶƶibe l-munāfiḳīne in şā'e ev yetūbe ǎleyhim inne llahe kāne ğafūran raHīmen
ليجزي الله الصادقين بصدقهم ويعذب المنافقين إن شاء أو يتوب عليهم إن الله كان غفورا رحيما

[ج ز ي] [] [ص د ق] [ص د ق] [ع ذ ب] [ن ف ق] [] [ش ي ا] [] [ت و ب] [] [] [] [ك و ن] [غ ف ر] [ر ح م]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ليجزي ج ز ي | CZY LYCZY liyecziye mükafatladırsın That Allah may reward
Lam,Ye,Cim,Ze,Ye,
30,10,3,7,10,
PRP – prefixed particle of purpose lām
V – 3rd person masculine singular imperfect verb, subjunctive mood
اللام لام التعليل
فعل مضارع منصوب
الله | ÆLLH llahu Allah That Allah may reward
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – nominative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مرفوع
الصادقين ص د ق | ṦD̃G ÆLṦÆD̃GYN S-Sādiḳīne doğruları the truthful
Elif,Lam,Sad,Elif,Dal,Gaf,Ye,Nun,
1,30,90,1,4,100,10,50,
N – accusative masculine plural active participle
اسم منصوب
بصدقهم ص د ق | ṦD̃G BṦD̃GHM biSidḳihim doğruluklarıyle for their truth
Be,Sad,Dal,Gaf,He,Mim,
2,90,4,100,5,40,
P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
جار ومجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
ويعذب ع ذ ب | AZ̃B WYAZ̃B ve yuǎƶƶibe ve azabetsin and punish
Vav,Ye,Ayn,Zel,Be,
6,10,70,700,2,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine singular (form II) imperfect verb, subjunctive mood
الواو عاطفة
فعل مضارع منصوب
المنافقين ن ف ق | NFG ÆLMNÆFGYN l-munāfiḳīne iki yüzlülere the hypocrites
Elif,Lam,Mim,Nun,Elif,Fe,Gaf,Ye,Nun,
1,30,40,50,1,80,100,10,50,
N – accusative masculine plural (form III) active participle
اسم منصوب
إن | ÎN in şayet if
,Nun,
,50,
COND – conditional particle
حرف شرط
شاء ش ي ا | ŞYÆ ŞÆÙ şā'e dilerse He wills
Şın,Elif,,
300,1,,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
أو | ǼW ev yahut or
,Vav,
,6,
CONJ – coordinating conjunction
حرف عطف
يتوب ت و ب | TWB YTWB yetūbe tevbelerini kabul buyursun turn in mercy
Ye,Te,Vav,Be,
10,400,6,2,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb, subjunctive mood
فعل مضارع منصوب
عليهم | ALYHM ǎleyhim onlardan to them.
Ayn,Lam,Ye,He,Mim,
70,30,10,5,40,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
جار ومجرور
إن | ÎN inne şüphesiz Indeed,
,Nun,
,50,
ACC – accusative particle
حرف نصب
الله | ÆLLH llahe Allah Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – accusative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة منصوب
كان ك و ن | KWN KÆN kāne is
Kef,Elif,Nun,
20,1,50,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
غفورا غ ف ر | ĞFR ĞFWRÆ ğafūran çok bağışlayandır Oft-Forgiving,
Ğayn,Fe,Vav,Re,Elif,
1000,80,6,200,1,
N – accusative masculine singular indefinite noun
اسم منصوب
رحيما ر ح م | RḪM RḪYMÆ raHīmen çok esirgeyendir Most Merciful.
Re,Ha,Ye,Mim,Elif,
200,8,10,40,1,
ADJ – accusative masculine singular indefinite adjective
صفة منصوبة

Konu Başlığı: [33:21-24] Muhammed Peygamberin Örnek Cesareti

Abdulbaki Gölpınarlı : Çünkü Allah, doğruları, doğrulukları yüzünden mükâfâtlandıracak, münâfıklaraysa dilerse azâp edecek, dilerse tövbe nasîb edecek; şüphe yok ki Allah, suçları örter, rahîmdir.
Adem Uğur : Çünkü Allah sadâkat gösterenleri sadâkatları sebebiyle mükâfatlandıracak, münafıklara -dilerse- azap edecek yahut da (tevbe ederlerse) tevbelerini kabul edecektir. Şüphesiz Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.
Ahmed Hulusi : Böylece Allâh, sadıkları (doğrucuları - hakikati tasdik edenleri) sıdkların (saf samimi inanç) sonuçlarıyla cezalandıracak; münafıkları ise, dilerse azabı yaşatacak yahut onların tövbelerini gerçekleştirecek. . . Muhakkak ki Allâh Ğafûr'dur, Rahıym'dir.
Ahmet Tekin : Allah, imanlarında sadâkat gösterenleri, sadâkatları sebebiyle mükâfatlandıracak. Müslüman görünerek İslâm’a karşı gizli eylem planları ve eylem yapan münâfıkları da, sünnetinin, düzeninin yasaları içinde, iradesinin tecellisine uygunsa cezalandıracak veya tevbekâr olurlarsa, günah işlemekten vazgeçip Allah’a itaate yönelirlerse, tevbelerini kabul edecek. Allah çok bağışlayıcı, engin merhamet sahibidir.
Ahmet Varol : Çünkü Allah, doğruları doğruluklarından dolayı mükafatlandıracak, münafıklara da dilerse azab edecek veya tevbelerini kabul edecektir. Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
Ali Bulaç : Çünkü Allah, (sözüne bağlı kalıp doğru olan) sâdıkları sadakatlerinden dolayı mükafaatlandıracak, münafıkları da dilerse azablandıracak veya tevbe (nasib edip tevbe)lerini kabul edecektir. Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.
Ali Fikri Yavuz : Çünkü Allah, sözlerinde duranları, sadakatları sebebiyle mükâfatlandıracak; münafıklara da dilerse azab edecek veya tevbe nasib edecek. Muhakkak ki Allah Gafûr’dur= çok bağışlayıcıdır, Rahîm’dir= çok merhametlidir.
Bekir Sadak : Bu sebeple Allah, dogrulari dogruluklari ile mukafatlandirir; ikiyuzluleri de dilerse azablandirir veya tevbelerini kabul eder. suphesiz Allah bagislayandir, merhamet edendir.
Celal Yıldırım : Allah bu sebeple doğruları doğruluklarına karşılık mükâfatlandıracak ; münafıkları da dilerse azaba uğratacak veya tevbe nasîb edip tevbelerini kabul edecek. Şüphesiz ki Allah çok bağışlayan ve çok merhamet edendir.
Diyanet İşleri : Bunun böyle olması Allah’ın, doğruları, doğrulukları sebebiyle mükâfatlandırması, dilerse münafıklara azap etmesi yahut onların tövbesini kabul etmesi içindir. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
Diyanet İşleri (eski) : Bu sebeple Allah, doğruları doğrulukları ile mükafatlandırır; ikiyüzlüleri de dilerse azablandırır veya tevbelerini kabul eder. Şüphesiz Allah bağışlayandır, merhamet edendir.
Diyanet Vakfi : Çünkü Allah sadâkat gösterenleri sadâkatları sebebiyle mükâfatlandıracak, münafıklara -dilerse- azap edecek yahut da (tevbe ederlerse) tevbelerini kabul edecektir. Şüphesiz Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.
Edip Yüksel : ALLAH böylece doğruları doğrulukları ile ödüllendirir. İkiyüzlüleri de dilerse cezalandırır veya tevbelerini kabul eder. ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Çünkü Allah sadıklara sadakatleriyle mükafat verecek, dilerse münafıklara da azab edecek veya tevbe nasib edecektir. Şüphe yok ki Allah çok bağışlayıcıdır. Çok merhamet edicidir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Çünkü Allah doğrulara, doğrulukları ile mükafat verecek, münafıklara da dilerse azap edecek veya tevbe nasip edecek. Şüphe yok ki Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir.
Elmalılı Hamdi Yazır : Çünkü Allah, sadıklara sadakatleriyle mükâfat edecek, münafıklara da dilerse azâb veya tevbe verecek, şübhe yok ki Allah bir gafur rahîm bulunuyor
Fizilal-il Kuran : Bu sebeple Allah, doğruları doğrulukları ile mükafatlandırır; münafıkları da dilerse azaplandırır veya tevbelerini kabul eder. Şüphesiz Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir.
Gültekin Onan : Çünkü Tanrı, (sözüne bağlı kalıp doğru olan) sadıkları sadakatlerinden dolayı mükafatlandıracak, münafıkları da dilerse azablandıracak veya tevbe (nasib edip tevbe)lerini kabul edecektir. Şüphesiz Tanrı, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.
Hakkı Yılmaz : (23,24) Mü’minlerden öyle kimseler vardır ki, Allah'a, imanları gereği yapmaları gereken şeylere sadakat gösterdiler. İşte onlardan kimisi adağını gerçekleştiren/ canını veren kimsedir, kimi de bekleyen kimsedir. –Onlar, Allah'ın doğru kimseleri doğrulukları sebebiyle ödüllendireceği, dilerse münâfıklara da azap edeceği veya tevbe nasip edeceği için, özgürce davranıp davranışlarında değişiklik yapmadılar.– Şüphesiz Allah, çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.
Hasan Basri Çantay : Çünkü Allah saadık olanları sadâkatları sebebiyle mükâfatlandıracak, münafıkları da dilerse azâblandıracak, yahud onlara tevbe nasıyb edecekdir. Şübhe yok ki Allah çok yarlığayıcı, cidden esirgeyicidir.
Hayrat Neşriyat : Tâ ki Allah, doğru kimseleri sadâkatleriyle mükâfâtlandırsın, münâfıklara da dilerse azâb etsin, yâhut (tevbe ederlerse) tevbelerini kabûl etsin! Şübhesiz ki Allah, Gafûr (çok bağışlayan)dır, Rahîm (çok merhamet eden)dir.
İbni Kesir : Çünkü Allah, doğruları doğruluklarıyla mükafatlandıracak, münafıkları da dilerse azablandıracak veya tevbelerini kabul edecektir. Muhakkak ki Allah, Gafur, Rahim olandır.
İskender Evrenosoğlu : (Bu), Allah'ın sadıkları sadakatlerinden dolayı mükâfatlandırması ve münafıklara azap etmesi veya dilerse tövbelerini kabul etmesi içindir. Muhakkak ki Allah, Gafur'dur (mağfiret eden, günahları sevaba çeviren), Rahîm'dir (rahmet eden, Rahîm esmasıyla tecelli eden).
Muhammed Esed : (İnsan bu tür sınamalara tabi tutulmaktadır ki) Allah, sadakat gösterenleri sözlerini tutmalarından dolayı ödüllendirsin, iki yüzlüleri de -dilerse- azaba çarptırsın yahut (pişmanlık duyarlarsa) tevbelerini kabul etsin; Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, rahmet sahibidir!
Ömer Nasuhi Bilmen : Tâ ki, Allah sâdıkları sadâkatları sebebiyle mükâfaatlandırsın. Münafıkları da dilerse muazzep kılsın veya onlara tevbe nâsib etsin. Şüphe yok ki, Allah çok yarlığayıcıdır, çok merhametlidir.
Ömer Öngüt : Ki Allah sadâkat gösterenleri sadâkatleri sebebiyle mükâfatlandırsın, münafıklara da dilerse azap etsin veyahut tevbelerini kabul buyursun. Şüphesiz ki Allah çok yarlığayıcıdır, çok merhametlidir.
Şaban Piriş : Allah, sözünü yerine getirenleri, doğruluklarıyla ödüllendirir ve münafıkları da dilerse cezalandırır, dilerse tevbelerini kabul eder. Allah, bağışlayıcıdır, merhametlidir.
Suat Yıldırım : Allah, böylece sadık kalanları, doğruluklarına karşılık ödüllendirecek, münafıkları da dilerse azaba uğratacak veya tövbe nasib edip tövbelerini kabul buyuracaktır. Çünkü Allah gafurdur, rahîmdir (çok affedicidir, merhamet ve ihsanı boldur).
Süleyman Ateş : Ki Allâh doğruları, doğruluklarıyle mükâfâtladırsın, iki yüzlülere de dilerse azâbetsin; yahut tevbelerini kabul buyursun. Şüphesiz Allâh çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.
Tefhim-ul Kuran : Çünkü Allah, (sözüne bağlı kalıp doğru olan) sadıkları sadakatlerinden dolayı mükâfatlandıracak, münafıkları da dilerse azablandıracak veya tevbe (nasib edip tevbe)lerini kabul edecektir. Hiç şüphe yok Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.
Ümit Şimşek : Allah o sadıkları sadakatleri sebebiyle ödüllendirecek; münafıklara ise dilerse azap edecek, dilerse tevbe nasip edecektir. Gerçekten de Allah çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir.
Yaşar Nuri Öztürk : Çünkü Allah, doğru sözlülere doğruluklarının karşılığını verecek. İkiyüzlülere de dilerse azap edecek. Belki de onlara tövbe nasip edecek. Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir.


[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}