CONJ – prefixed conjunction wa (and) V – 2nd person masculine singular imperative verb الواو عاطفة فعل أمر
البحر
ب ح ر | BḪR
ÆLBḪR
l-beHra
denizi
the sea
Elif,Lam,Be,Ha,Re, 1,30,2,8,200,
N – accusative masculine noun اسم منصوب
رهوا
ر ه و | RHW
RHWÆ
rahven
açık
at rest.
Re,He,Vav,Elif, 200,5,6,1,
N – accusative masculine indefinite noun اسم منصوب
إنهم
|
ÎNHM
innehum
çünkü onlar
Indeed, they
,Nun,He,Mim, ,50,5,40,
ACC – accusative particle PRON – 3rd person masculine plural object pronoun حرف نصب و«هم» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
جند
ج ن د | CND̃
CND̃
cundun
bir ordudur
(are) an army
Cim,Nun,Dal, 3,50,4,
N – nominative masculine indefinite noun اسم مرفوع
مغرقون
غ ر ق | ĞRG
MĞRGWN
muğraḳūne
boğulacak
"(to be) drowned."""
Mim,Ğayn,Re,Gaf,Vav,Nun, 40,1000,200,100,6,50,
N – nominative masculine plural (form IV) passive participle اسم مرفوع
Konu Başlığı: [44:10-39] Duman: Gelecekle İlgili Büyük Haber
Abdulbaki Gölpınarlı : Deniz açılmışken öylece bırak, şüphe yok, onlar bir ordudur ki boğulacak.
Adem Uğur : Denizi açık halde bırak. Çünkü onlar boğulacak bir ordudur.
Ahmed Hulusi : "Denizi açık olduğu hâlde bırak. . . Muhakkak ki onlar boğulmuş bir ordudur. "
Ahmet Tekin : 'Karşıya geçince, denizi olduğu gibi açık bırak. Onlar, denizde boğulacak askerî erkân ve ordudur.'
Ahmet Varol : Denizi sakin bir halde bırak. Şüphesiz onlar boğulacak bir ordudur.'
Ali Bulaç : "Denizi durgun ve açık bırak. Çünkü suda boğulacak bir ordudur."
Ali Fikri Yavuz : Denizi de (karşı yakaya geçtikten sonra, sana açılan yolu da kapamayıp) açık bırak; çünkü onlar (açık görecekleri bu yola girip) bir ordu halinde boğulmuş olacaklardır.”
Bekir Sadak : «enizi sakin iken geride birak, dogrusu onlar suda bogulacak bir ordudur.»
Celal Yıldırım : Denizi (geçtikten sonra) sakin ve (yol verir şekilde) açık bırak. Onlar elbette boğulacak bir ordudur.
Diyanet İşleri : “Denizi açık hâlde bırak.” Çünkü onlar boğulacak bir ordudur.
Diyanet İşleri (eski) : 'Denizi sakin iken geride bırak, doğrusu onlar suda boğulacak bir ordudur.'
Diyanet Vakfi : Denizi açık halde bırak. Çünkü onlar boğulacak bir ordudur.
Edip Yüksel : 'Denizi yarılmış olarak terket. Onlar boğulmaya mahkum bir ordudur.'
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Karşıya geçince denizi olduğu gibi açık bırak. Çünkü onlar suda boğulacak bir ordudur.»
Elmalılı Hamdi Yazır : Ve denizi açık bırak, çünkü onlar ordu halinde gelip gark olunacaklar
Fizilal-il Kuran : Denizi yarıp toplumunu geçirdikten sonra olduğu gibi açık bırak. Çünkü onlar boğulacak bir ordudur.
Gültekin Onan : "Denizi durgun ve açık bırak. Çünkü suda boğulacak bir ordudur."
Hakkı Yılmaz : (23,24) Hadi kullarımı geceleyin yürüt. Şüphesiz siz izlenen kimselersiniz, tedbirli olun. Bol suyu/ nehiri çok hızlı bırak. Şüphesiz onlar suda boğulmuş bir ordudur.–
Hasan Basri Çantay : «Denizi (sen ve ashaabın selâmetle geçdikden sonra) durgun ve açık bırak. Çünkü onlar boğul (mıya mahkûm ol) muş bir ordudur».
Hayrat Neşriyat : 'Ve (karşıya geçince asânla vurarak kapanmasını isteme,) denizi açık bırak! Çünki onlar suda boğul(malarına hükmedil)miş bir ordudur.'
İbni Kesir : Denizi sakin iken geride bırak. Doğrusu onlar, suda boğulacak bir ordudur.
İskender Evrenosoğlu : Ve denizi açık olarak bırak! Muhakkak ki onlar, boğulacak olan bir ordudur.
Muhammed Esed : ve denizi (seninle Firavun'un adamları arasında) öyle, olduğu gibi bırak, zaten onlar boğulmaya mahkum bir topluluktur!" dedi.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve denizi hâli üzere bırak. Çünkü onlar boğulmuşlar olan bir ordudur.
Ömer Öngüt : "Denizi açık bir halde bırak, çünkü onlar boğulacak bir ordudur. "
Şaban Piriş : Denizi durgun olarak terket, şüphesiz onlar, suda boğulacak bir ordudur.
Suat Yıldırım : (23-24) Yüce Allah buyurdu: "Mümin kullarımla geceleyin çıkıp git. Muhakkak ki sizi takip edeceklerdir. Denizi yarıp maiyetini geçirdikten sonra, onu olduğu gibi açık bırak. Çünkü onlar boğulacak bir ordudur."
Süleyman Ateş : "Denizi (yarıp toplumunu geçirdikten sonra olduğu gibi) açık bırak. Çünkü onlar boğulacak bir ordudur."
Tefhim-ul Kuran : «Denizi durgun ve açık bırak. Çünkü onlar, suda boğulacak bir ordudur.»
Ümit Şimşek : 'Denizi sakin halde bırak. Onlar boğulmaya mahkûm bir ordudur.'
Yaşar Nuri Öztürk : "Denizi açık bırak, çünkü onlar, boğulmaya mahkûm edilmiş bir ordudur."