Ümit Şimşek Meali |
|
1: Hâ mîm. | |
2: Apaçık kitaba and olsun: | |
3: Biz onu mübarek bir gecede indirdik. Biz daima insanları uyarmışızdır. | |
4: (4-6) Herbir hikmetli iş o gecede tarafımızdan bir emirle ayırt edilir. Rabbinden bir rahmet olarak Biz peygamberler göndeririz. O herşeyi işiten, herşeyi bilendir. | |
7: O göklerin, yerin ve ikisi arasındaki herşeyin Rabbidir-eğer kesin bir bilgiyle inanacaksanız. | |
8: Ondan başka tanrı yoktur; O diriltir ve öldürür. Sizin Rabbiniz de, gelip geçmiş atalarınızın Rabbi de Odur. | |
9: Fakat onlar şüphe içinde, eğleniyorlar. | |
10: Sen göğün aşikâr bir duman çıkaracağı günü gözle. | |
11: O duman insanları kaplar. İşte bu acı bir azaptır. | |
12: 'Rabbimiz, bizden azabı kaldır; iman edeceğiz' derler. | |
13: Onlar nerede, öğüt almak nerede? Halbuki onlara herşeyi açıkça bildiren bir peygamber gelmişti. | |
14: Fakat onlar peygamberden yüz çevirmiş, 'Bu, kendisine belletilmiş delinin biri' demişlerdi. | |
15: Biz azabı biraz kaldıracak olsak siz yine inkâra dönersiniz. | |
16: O büyük çarpışla onları yakaladığımız gün intikam almış oluruz. | |
17: Onlardan önce Biz Firavun'un kavmini de sınamıştık. Onlara çok şerefli bir peygamber geldi ve dedi ki: | |
18: 'Allah'ın kullarını bana teslim edin. Ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. | |
19: 'Allah'a karşı büyüklük taslamayın. Ben size apaçık bir delil getirdim. | |
20: 'Beni taşlamanıza karşı da Rabbim ve Rabbiniz olan Allah'a sığındım. | |
21: 'Bana inanmasanız bile, hiç olmazsa bana ilişmeyin.' | |
22: Musa Rabbine dua ederek 'Bunlar bir mücrimler güruhu' dedi. | |
23: Allah buyurdu ki: 'Kullarımla birlikte gece vakti yola çık; çünkü takip edileceksiniz. | |
24: 'Denizi sakin halde bırak. Onlar boğulmaya mahkûm bir ordudur.' | |
25: Neler bırakmadılar ki geride: Bahçeler, pınarlar... | |
26: Çiftlikler, muhteşem konaklar... | |
27: Safâsını sürdükleri nimetler... | |
28: Bütün bunlara Biz başka bir halkı vâris yaptık. | |
29: Gök ve yer onlara ağlamadı; kendilerine süre de tanınmadı. | |
30: Böylece İsrailoğullarını o aşağılayıcı azaptan kurtarmış olduk. | |
31: Onları Firavun'dan kurtardık. Gerçekten o haddini aşmış bir zorba idi. | |
32: Biz onları bilerek o zamanın milletlerine üstün kıldık. | |
33: Kendilerine, herbirinde aşikâr bir imtihan bulunan âyetler verdik. | |
34: Şimdi bunlar diyor ki: | |
35: 'İlk ölümümüzden sonra hiçbir şeyin olacağı yok; biz tekrar diriltilecek değiliz. | |
36: 'Doğru söylüyorsanız, bize atalarımızı getirin.' | |
37: Bunlar mı daha üstün, yoksa Tübba' kavmi ile daha öncekiler mi? Biz onları da helâk ettik; çünkü mücrim olup çıkmışlardı. | |
38: Gökleri, yeri ve ikisi arasındakileri Biz eğlenmek için yaratmadık. | |
39: Biz onları ancak hak ve hikmetle yarattık; lâkin çokları bunu bilmiyor. | |
40: Hüküm günü, hepsi için belirlenmiş bir vakittir. | |
41: O gün dostun dosta bir faydası olmaz; kimseden de yardım görmezler. | |
42: Allah'ın rahmet ettikleri müstesna. Şüphesiz ki O herşeyin mutlak galibi ve sonsuz rahmet sahibidir. | |
43: Zakkum ağacına gelince: | |
44: O günahkârların yemeğidir. | |
45: Erimiş maden gibi karınlarda kaynar: | |
46: Kaynar suyun fokurdayışı gibi. | |
47: Onu tutun, Cehennemin ortasına sürükleyin. | |
48: Sonra da azap olarak başından aşağı kaynar su dökün. | |
49: Tat bakalım; sen çok güçlü, şerefli biriydin! | |
50: İşte şüpheyle karşıladığınız şey buydu. | |
51: Takvâ sahipleri ise güvenli bir yerdedir. | |
52: Bahçelerde, pınar başlarındadır. | |
53: İnce ipekten ve parlak atlastan elbiseler giyinir, karşılıklı otururlar. | |
54: Onları böyle ödüllendirir, güzel gözlü eşlerle birleştiririz. | |
55: Orada, güven içinde, her türlü meyveden isterler. | |
56: İlk ölümlerinden sonra, artık orada ölüm tatmazlar. Allah onları Cehennem azabından da korumuştur. | |
57: Bütün bunlar Rablerinden bir lütuftur. Asıl büyük kazanç ve kurtuluş işte budur. | |
58: İyice düşünüp öğüt alsınlar diye, Biz bu Kur'ân'ı senin dilinde indirdik ve kolaylaştırdık. | |
59: Artık neticeyi bekle; onlar da bekliyorlar. | |