» 44 / Duhân  29:

Kuran Sırası: 44
İniş Sırası: 64
Duhan Suresi = Duman Suresi
ismini 10. ayetinde geçen duhan kelimesinden almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59

44:29 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
| ağlamadı | onlara | gök | ve yer | ve | olmadılar | fırsat verilenlerden |

FMÆ BKT ALYHM ÆLSMÆÙ WÆLǼRŽ WMÆ KÆNWÆ MNƵRYN
fe mā beket ǎleyhimu s-semāu vel'erDu ve mā kānū munZerīne

فَمَا بَكَتْ عَلَيْهِمُ السَّمَاءُ وَالْأَرْضُ وَمَا كَانُوا مُنْظَرِينَ

Transcript Okunuş Türkçe
1. FMÆ = fe mā :
2. BKT = beket : ağlamadı
3. ALYHM = ǎleyhimu : onlara
4. ÆLSMÆÙ = s-semāu : gök
5. WÆLǼRŽ = vel'erDu : ve yer
6. WMÆ = ve mā : ve
7. KÆNWÆ = kānū : olmadılar
8. MNƵRYN = munZerīne : fırsat verilenlerden
| ağlamadı | onlara | gök | ve yer | ve | olmadılar | fırsat verilenlerden |

[] [BKY] [] [SMW] [ÆRŽ] [] [KWN] [NƵR]
FMÆ BKT ALYHM ÆLSMÆÙ WÆLǼRŽ WMÆ KÆNWÆ MNƵRYN

fe mā beket ǎleyhimu s-semāu vel'erDu ve mā kānū munZerīne
فما بكت عليهم السماء والأرض وما كانوا منظرين

[] [ب ك ي] [] [س م و] [ا ر ض] [] [ك و ن] [ن ظ ر]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فما | FMÆ fe mā And not
بكت ب ك ي | BKY BKT beket ağlamadı wept
عليهم | ALYHM ǎleyhimu onlara for them
السماء س م و | SMW ÆLSMÆÙ s-semāu gök the heaven
والأرض ا ر ض | ÆRŽ WÆLǼRŽ vel'erDu ve yer and the earth
وما | WMÆ ve mā ve and not
كانوا ك و ن | KWN KÆNWÆ kānū olmadılar they were
منظرين ن ظ ر | NƵR MNƵRYN munZerīne fırsat verilenlerden given respite.
| ağlamadı | onlara | gök | ve yer | ve | olmadılar | fırsat verilenlerden |

[] [BKY] [] [SMW] [ÆRŽ] [] [KWN] [NƵR]
FMÆ BKT ALYHM ÆLSMÆÙ WÆLǼRŽ WMÆ KÆNWÆ MNƵRYN

fe mā beket ǎleyhimu s-semāu vel'erDu ve mā kānū munZerīne
فما بكت عليهم السماء والأرض وما كانوا منظرين

[] [ب ك ي] [] [س م و] [ا ر ض] [] [ك و ن] [ن ظ ر]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فما | FMÆ fe mā And not
Fe,Mim,Elif,
80,40,1,
CONJ – prefixed conjunction fa (and)
NEG – negative particle
الفاء عاطفة
حرف نفي
بكت ب ك ي | BKY BKT beket ağlamadı wept
Be,Kef,Te,
2,20,400,
V – 3rd person feminine singular perfect verb
فعل ماض
عليهم | ALYHM ǎleyhimu onlara for them
Ayn,Lam,Ye,He,Mim,
70,30,10,5,40,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
جار ومجرور
السماء س م و | SMW ÆLSMÆÙ s-semāu gök the heaven
Elif,Lam,Sin,Mim,Elif,,
1,30,60,40,1,,
N – nominative feminine noun
اسم مرفوع
والأرض ا ر ض | ÆRŽ WÆLǼRŽ vel'erDu ve yer and the earth
Vav,Elif,Lam,,Re,Dad,
6,1,30,,200,800,
"CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – nominative feminine noun → Earth"
الواو عاطفة
اسم مرفوع
وما | WMÆ ve mā ve and not
Vav,Mim,Elif,
6,40,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
NEG – negative particle
الواو عاطفة
حرف نفي
كانوا ك و ن | KWN KÆNWÆ kānū olmadılar they were
Kef,Elif,Nun,Vav,Elif,
20,1,50,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع اسم «كان»
منظرين ن ظ ر | NƵR MNƵRYN munZerīne fırsat verilenlerden given respite.
Mim,Nun,Zı,Re,Ye,Nun,
40,50,900,200,10,50,
N – accusative masculine plural (form IV) passive participle
اسم منصوب

Konu Başlığı: [44:10-39] Duman: Gelecekle İlgili Büyük Haber

Abdulbaki Gölpınarlı : Derken ne gök ağladı onlara, ne yer ve mühlet de verilmedi onlara.
Adem Uğur : Gök ve yer onların ardından ağlamadı; onlara mühlet de verilmedi.
Ahmed Hulusi : Onlara (bedensellikte boğulanlara) semâ ve arz ağlamadı ve onlar nazar edilenlerden olmadılar.
Ahmet Tekin : Gök ve yer onların gidişine ağlamadı. Onlara mühlet de verilmedi.
Ahmet Varol : Onlara ne gök ne de yer ağladı. Kendilerine mühlet de verilmedi.
Ali Bulaç : Onlar için ne gök, ne yer ağlamadı ve onlar(ın azabı) ertelenmedi.
Ali Fikri Yavuz : Nihayet (Firavun ve kavminin) üzerlerine ne gök ağladı, ne yer; ne de (azap bakımından) geciktirildiler.
Bekir Sadak : Gok ve yer, onlar icin gozyasi dokmedi, onlar erteye birakilmamislardi. *
Celal Yıldırım : Üzerlerine ne gök ağladı, ne de yer... Onlara artık mühlet de ve rilmedi.
Diyanet İşleri : Gök ve yer onların ardından ağlamadı; onlara mühlet de verilmedi.
Diyanet İşleri (eski) : Gök ve yer, onlar için gözyaşı dökmedi, onlar erteye bırakılmamışlardı.
Diyanet Vakfi : Gök ve yer onların ardından ağlamadı; onlara mühlet de verilmedi.
Edip Yüksel : Ne gök ve ne de yer onlara ağladı; ertelenmediler de.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Gök ve yer onların üzerine ağlamadı. Onlara mühlet de verilmedi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Sonuçta ne gök ağladı üzerlerine, ne yer; ne de kendilerine bir mühlet verildi.
Elmalılı Hamdi Yazır : Binnetice ne Gök ağladı üzerlerine ne Yer ne de imhal olundular
Fizilal-il Kuran : Onlara gök ve yer ağlamadı ve kendilerine mühlet de verilmedi.
Gültekin Onan : Onlar için ne gök, ne yer ağlamadı ve onlar(ın azabı) ertelenmedi.
Hakkı Yılmaz : İşte, gök ve yeryüzü onların üzerine ağlamadı. Onlar, süre tanınanlar da olmadı.
Hasan Basri Çantay : Ne gök, ne yer onların üstüne ağlamadı. Onlara (aman ve) mühlet verilmedi.
Hayrat Neşriyat : Bunun üzerine onlara, ne gök ne de yer ağladı! (Onlar) mühlet verilen kimseler de olmadılar!
İbni Kesir : Gök ve yer onların helakine ağlamadı. Ve onlar, mühlet verilenler de olmadı.
İskender Evrenosoğlu : Onlara yer ve gök ağlamadı. Ve onlara mühlet verilmedi.
Muhammed Esed : onlara ne gök ne de yer ağladı ve ne de bir mühlet verildi.
Ömer Nasuhi Bilmen : Artık onların üzerine gök ve yer ağlamadı ve bir mühlet verilmişler de olmadılar.
Ömer Öngüt : Gök ve yer onlar için gözyaşı dökmedi, onlara mühlet de verilmedi.
Şaban Piriş : Onlara ne gök ağladı, ne de yer! Hiç bekletilmediler.
Suat Yıldırım : (28-29) İşte böyle oldu! Sonra bütün bunları, başka bir topluma miras bıraktık. Merhamete lâyık olma haklarını kaybettiklerinden, perişan hallerine gök de ağlamadı, yer de ağlamadı. Artık onlara yeni bir mühlet de verilmedi.
Süleyman Ateş : Onlara gök ve yer ağlamadı. Ve kendilerine fırsat da verilmedi.
Tefhim-ul Kuran : Onlar için ne gök, ne yer ağlamadı ve onlar (azabı) ertelenenler de olmadı.
Ümit Şimşek : Gök ve yer onlara ağlamadı; kendilerine süre de tanınmadı.
Yaşar Nuri Öztürk : Gök de ağlamadı onlar için yer de. Yüzlerine bakılmadı bile!


[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}