» 44 / Duhân  :

Kuran Sırası: 44
İniş Sırası: 64
Duhan Suresi = Duman Suresi
ismini 10. ayetinde geçen duhan kelimesinden almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59

44: için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"

Ali Bulaç Meali
1: Ha, Mim.
2: Apaçık Kitaba andolsun;
3: Gerçekten Biz onu mübarek bir gecede indirdik, gerçekten biz uyaranlarız.
4: Ki onda (o gecede) her hikmetli iş ayrılır.
5: Katımızdan bir emir ile; doğrusu biz, (insanlara elçi) gönderenleriz.
6: Rabbinden bir rahmet olarak. Şüphesiz O, işitendir, bilendir.
7: Eğer kesin bir bilgiyle inanıyorsanız (Allah), göklerin, yerin ve bu ikisi arasında bulunanların Rabbidir.
8: O'ndan başka ilah yoktur; diriltir ve öldürür. Sizin de Rabbinizdir, geçmiş atalarınızın da Rabbidir.
9: Hayır, onlar şüphe içindedirler; oynayıp oyalanıyorlar.
10: Öyleyse sen, göğün açıkça bir duman getireceği günü gözle;
11: (Bu duman) insanları sarıp kuşatıverir. İşte bu, acı bir azabtır.
12: "Rabbimiz, azabı üstümüzden açıp gider; çünkü biz (artık) iman edicileriz."
13: Onlar için öğüt alıp düşünmek nerede? Onlara, açıklayan bir elçi gelmişti.
14: Sonra, ondan yüz çevirdiler ve dediler ki: "(Bu,) Öğretilmiştir, bir delidir."
15: Biz sizden bu azabı biraz açıp gidereceğiz; (ama yine) dönecek olanlarsınız siz.
16: Büyük bir şiddetle yakalayacağımız gün, elbette biz intikam alacağız.
17: Andolsun, biz kendilerinden önce, Firavun'un kavmini de denedik. Onlara kerim bir elçi gelmişti;
18: "Allah'ın kullarını bana teslim edin; gerçekten ben, sizin için güvenilir bir elçiyim" (demişti).
19: "Allah'a karşı büyüklenmeyin; şüphesiz size apaçık, bir delil getiriyorum."
20: "Ve doğrusu ben, sizin taşa tutmanızdan benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan (Allah)a sığındım."
21: "Eğer bana inanmıyorsanız, bu durumda benden kopup ayrılın."
22: Sonunda Rabbine: "Gerçekten bunlar, suçlu günahkar bir kavimdirler" diye dua etti.
23: (Allah da:) "Öyleyse, kullarımı geceleyin yürüyüşe geçir, muhakkak takip edileceksiniz." (diye duasını kabul edip cevap verdi).
24: "Denizi durgun ve açık bırak. Çünkü suda boğulacak bir ordudur."
25: Onlar nice bahçeler ve pınarlar terketmişlerdi;
26: (Nice) Ekinler, güzel konaklar,
27: Ve içlerinde 'sevinç ve mutluluk içinde' yaşadıkları nimetler,
28: İşte böyle; Biz bunları başka bir kavime miras olarak verdik.
29: Onlar için ne gök, ne yer ağlamadı ve onlar(ın azabı) ertelenmedi.
30: Andolsun, biz İsrailoğullarını o alçaltıcı azabtan kurtardık.
31: Firavun'dan. Çünkü, o, ölçüyü taşıran bir mütekebbirdi.
32: Andolsun, biz onları bir ilim üzere alemlere üstün kıldık.
33: Ve onlara, her birinde açık birer imtihan bulunan ayetler verdik.
34: Muhakkak, bunlar da diyorlar ki:
35: "(Bütün her şey) Bizim yalnızca ilk ölümümüzdür; biz yeniden diriltilip kaldırılacak değiliz."
36: "Eğer doğru sözlüyseniz, şu halde atalarımızı getirin bakalım."
37: Onlar mı hayırlı, yoksa Tübba' kavmi ve onlardan öncekiler mi? Biz onları yıkıma uğrattık. Çünkü onlar, suçlu günahkardı.
38: Biz, gökleri, yeri ve ikisi arasında bulunanları bir 'oyun ve oyalanma konusu' olsun diye yaratmadık.
39: Biz onları yalnızca hak ile yarattık. Ancak onların çoğu bilmezler.
40: Şüphesiz o (hakkı batıldan, haklıyı haksızdan) ayırma günü, hepsinin (hesaba çekilecekleri) vakitleridir.
41: O gün, bir dost dosttan herhangi bir şeyle yarar sağlayamaz. Ve onlara yardım edilmez.
42: Ancak Allah'ın rahmet ettiği başka. Şüphesiz O, üstün ve güçlü olandır, esirgeyendir.
43: Doğrusu, o zakkum ağacı;
44: Günahkar olanın yemeğidir.
45: Pota gibi; karınlarda kaynar durur;
46: Kaynar suyun kaynaması gibi.
47: "Onu tutun da cehennemin orta yerine sürükleyin."
48: "Sonra kaynar suyun azabından başının üstüne dökün;"
49: "(Azabı) Tad; çünkü sen, (kendince) üstün, onurluydun."
50: "Gerçekten bu, sizin kuşkuya kapıldığınız şeydir."
51: Muttakilere gelince; muhakkak onlar, güvenli bir makamdadırlar.
52: Cennetlerde ve pınarlarda,
53: Hafif ipekten ve ağır işlenmiş atlastan (elbiseler) giyinirler, karşılıklı (otururlar).
54: İşte böyle; ve biz onları iri gözlü hurilerle evlendirmişizdir.
55: Orada, güvenlik içinde her türlü meyveyi istiyorlar;
56: Orada, ilk ölümün dışında başka ölüm tadmazlar. Ve (Allah da) onları cehennem azabından korumuştur.
57: Senin Rabbinden, bir fazl ve (lütuf) olarak. İşte büyük 'mutluluk ve kurtuluş' budur.
58: Belki onlar öğüt alıp düşünürler diye, Biz onu (Kur'an'ı), senin dilinle kolaylaştırdık.
59: Öyleyse sen gözleyip bekle; elbette onlar da gözleyip bekliyorlar.


[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]
Kurandan.org - "Kuran Sözlüğü Projesi" - Araştırma & İnceleme Sayfası [BETA]
{index.php}