» 24 / Nûr  41:

Kuran Sırası: 24
İniş Sırası: 102
Nur Suresi = Isik Suresi
ismini 35. ayetinde yer alan ve Allah’in nurunu tasvir eden ayetten alir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64

24:41 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
| görmedin mi? | şüphesiz | Allah'ı | tesbih ederler | onu | kimseler | olan | göklerde | ve yerde olan | ve kuşlar | saflar halinde uçan | her biri | andolsun | bilir | kendi du'asını | ve tesbihini | ve Allah | bilmektedir | şeyleri | onların yaptıkları |

ǼLM TR ǼN ÆLLH YSBḪ LH MN FY ÆLSMÆWÆT WÆLǼRŽ WÆLŦYR ṦÆFÆT KL GD̃ ALM ṦLÆTH WTSBYḪH WÆLLH ALYM BMÆ YFALWN
elem tera enne llahe yusebbiHu lehu men s-semāvāti vel'erDi ve TTayru Sāffātin kullun ḳad ǎlime Salātehu ve tesbīHahu vallahu ǎlīmun bimā yef'ǎlūne

أَلَمْ تَرَ أَنَّ اللَّهَ يُسَبِّحُ لَهُ مَنْ فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَالطَّيْرُ صَافَّاتٍ كُلٌّ قَدْ عَلِمَ صَلَاتَهُ وَتَسْبِيحَهُ وَاللَّهُ عَلِيمٌ بِمَا يَفْعَلُونَ

Transcript Okunuş Türkçe
1. ǼLM = elem :
2. TR = tera : görmedin mi?
3. ǼN = enne : şüphesiz
4. ÆLLH = llahe : Allah'ı
5. YSBḪ = yusebbiHu : tesbih ederler
6. LH = lehu : onu
7. MN = men : kimseler
8. FY = fī : olan
9. ÆLSMÆWÆT = s-semāvāti : göklerde
10. WÆLǼRŽ = vel'erDi : ve yerde olan
11. WÆLŦYR = ve TTayru : ve kuşlar
12. ṦÆFÆT = Sāffātin : saflar halinde uçan
13. KL = kullun : her biri
14. GD̃ = ḳad : andolsun
15. ALM = ǎlime : bilir
16. ṦLÆTH = Salātehu : kendi du'asını
17. WTSBYḪH = ve tesbīHahu : ve tesbihini
18. WÆLLH = vallahu : ve Allah
19. ALYM = ǎlīmun : bilmektedir
20. BMÆ = bimā : şeyleri
21. YFALWN = yef'ǎlūne : onların yaptıkları
| görmedin mi? | şüphesiz | Allah'ı | tesbih ederler | onu | kimseler | olan | göklerde | ve yerde olan | ve kuşlar | saflar halinde uçan | her biri | andolsun | bilir | kendi du'asını | ve tesbihini | ve Allah | bilmektedir | şeyleri | onların yaptıkları |

[] [RÆY] [] [] [SBḪ] [] [] [] [SMW] [ÆRŽ] [ŦYR] [ṦFF] [KLL] [] [ALM] [ṦLW] [SBḪ] [] [ALM] [] [FAL]
ǼLM TR ǼN ÆLLH YSBḪ LH MN FY ÆLSMÆWÆT WÆLǼRŽ WÆLŦYR ṦÆFÆT KL GD̃ ALM ṦLÆTH WTSBYḪH WÆLLH ALYM BMÆ YFALWN

elem tera enne llahe yusebbiHu lehu men s-semāvāti vel'erDi ve TTayru Sāffātin kullun ḳad ǎlime Salātehu ve tesbīHahu vallahu ǎlīmun bimā yef'ǎlūne
ألم تر أن الله يسبح له من في السماوات والأرض والطير صافات كل قد علم صلاته وتسبيحه والله عليم بما يفعلون

[] [ر ا ي] [] [] [س ب ح] [] [] [] [س م و] [ا ر ض] [ط ي ر] [ص ف ف] [ك ل ل] [] [ع ل م] [ص ل و] [س ب ح] [] [ع ل م] [] [ف ع ل]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ألم | ǼLM elem Do not
تر ر ا ي | RÆY TR tera görmedin mi? you see
أن | ǼN enne şüphesiz that
الله | ÆLLH llahe Allah'ı Allah -
يسبح س ب ح | SBḪ YSBḪ yusebbiHu tesbih ederler glorify
له | LH lehu onu Him
من | MN men kimseler whoever
في | FY olan (is) in
السماوات س م و | SMW ÆLSMÆWÆT s-semāvāti göklerde the heavens
والأرض ا ر ض | ÆRŽ WÆLǼRŽ vel'erDi ve yerde olan and the earth
والطير ط ي ر | ŦYR WÆLŦYR ve TTayru ve kuşlar and the birds
صافات ص ف ف | ṦFF ṦÆFÆT Sāffātin saflar halinde uçan (with) wings outspread?
كل ك ل ل | KLL KL kullun her biri Each one
قد | GD̃ ḳad andolsun verily
علم ع ل م | ALM ALM ǎlime bilir knows
صلاته ص ل و | ṦLW ṦLÆTH Salātehu kendi du'asını its prayer
وتسبيحه س ب ح | SBḪ WTSBYḪH ve tesbīHahu ve tesbihini and its glorification.
والله | WÆLLH vallahu ve Allah And Allah
عليم ع ل م | ALM ALYM ǎlīmun bilmektedir (is) All-Knower
بما | BMÆ bimā şeyleri of what
يفعلون ف ع ل | FAL YFALWN yef'ǎlūne onların yaptıkları they do.
| görmedin mi? | şüphesiz | Allah'ı | tesbih ederler | onu | kimseler | olan | göklerde | ve yerde olan | ve kuşlar | saflar halinde uçan | her biri | andolsun | bilir | kendi du'asını | ve tesbihini | ve Allah | bilmektedir | şeyleri | onların yaptıkları |

[] [RÆY] [] [] [SBḪ] [] [] [] [SMW] [ÆRŽ] [ŦYR] [ṦFF] [KLL] [] [ALM] [ṦLW] [SBḪ] [] [ALM] [] [FAL]
ǼLM TR ǼN ÆLLH YSBḪ LH MN FY ÆLSMÆWÆT WÆLǼRŽ WÆLŦYR ṦÆFÆT KL GD̃ ALM ṦLÆTH WTSBYḪH WÆLLH ALYM BMÆ YFALWN

elem tera enne llahe yusebbiHu lehu men s-semāvāti vel'erDi ve TTayru Sāffātin kullun ḳad ǎlime Salātehu ve tesbīHahu vallahu ǎlīmun bimā yef'ǎlūne
ألم تر أن الله يسبح له من في السماوات والأرض والطير صافات كل قد علم صلاته وتسبيحه والله عليم بما يفعلون

[] [ر ا ي] [] [] [س ب ح] [] [] [] [س م و] [ا ر ض] [ط ي ر] [ص ف ف] [ك ل ل] [] [ع ل م] [ص ل و] [س ب ح] [] [ع ل م] [] [ف ع ل]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ألم | ǼLM elem Do not
,Lam,Mim,
,30,40,
INTG – prefixed interrogative alif
NEG – negative particle
الهمزة همزة استفهام
حرف نفي
تر ر ا ي | RÆY TR tera görmedin mi? you see
Te,Re,
400,200,
V – 2nd person masculine singular imperfect verb, jussive mood
فعل مضارع مجزوم
أن | ǼN enne şüphesiz that
,Nun,
,50,
ACC – accusative particle
حرف نصب من اخوات «ان»
الله | ÆLLH llahe Allah'ı Allah -
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – accusative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة منصوب
يسبح س ب ح | SBḪ YSBḪ yusebbiHu tesbih ederler glorify
Ye,Sin,Be,Ha,
10,60,2,8,
V – 3rd person masculine singular (form II) imperfect verb
فعل مضارع
له | LH lehu onu Him
Lam,He,
30,5,
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
جار ومجرور
من | MN men kimseler whoever
Mim,Nun,
40,50,
REL – relative pronoun
اسم موصول
في | FY olan (is) in
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
السماوات س م و | SMW ÆLSMÆWÆT s-semāvāti göklerde the heavens
Elif,Lam,Sin,Mim,Elif,Vav,Elif,Te,
1,30,60,40,1,6,1,400,
N – genitive feminine plural noun
اسم مجرور
والأرض ا ر ض | ÆRŽ WÆLǼRŽ vel'erDi ve yerde olan and the earth
Vav,Elif,Lam,,Re,Dad,
6,1,30,,200,800,
"CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – genitive feminine noun → Earth"
الواو عاطفة
اسم مجرور
والطير ط ي ر | ŦYR WÆLŦYR ve TTayru ve kuşlar and the birds
Vav,Elif,Lam,Tı,Ye,Re,
6,1,30,9,10,200,
"CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – nominative masculine noun → Bird"
الواو عاطفة
اسم مرفوع
صافات ص ف ف | ṦFF ṦÆFÆT Sāffātin saflar halinde uçan (with) wings outspread?
Sad,Elif,Fe,Elif,Te,
90,1,80,1,400,
N – genitive feminine plural indefinite active participle
اسم مجرور
كل ك ل ل | KLL KL kullun her biri Each one
Kef,Lam,
20,30,
N – nominative masculine indefinite noun
اسم مرفوع
قد | GD̃ ḳad andolsun verily
Gaf,Dal,
100,4,
CERT – particle of certainty
حرف تحقيق
علم ع ل م | ALM ALM ǎlime bilir knows
Ayn,Lam,Mim,
70,30,40,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
صلاته ص ل و | ṦLW ṦLÆTH Salātehu kendi du'asını its prayer
Sad,Lam,Elif,Te,He,
90,30,1,400,5,
N – accusative feminine noun
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
اسم منصوب والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
وتسبيحه س ب ح | SBḪ WTSBYḪH ve tesbīHahu ve tesbihini and its glorification.
Vav,Te,Sin,Be,Ye,Ha,He,
6,400,60,2,10,8,5,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – accusative masculine (form II) verbal noun
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
الواو عاطفة
اسم منصوب والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
والله | WÆLLH vallahu ve Allah And Allah
Vav,Elif,Lam,Lam,He,
6,1,30,30,5,
"CONJ – prefixed conjunction wa (and)
PN – nominative proper noun → Allah"
الواو عاطفة
لفظ الجلالة مرفوع
عليم ع ل م | ALM ALYM ǎlīmun bilmektedir (is) All-Knower
Ayn,Lam,Ye,Mim,
70,30,10,40,
ADJ – nominative masculine singular indefinite adjective
صفة مرفوعة
بما | BMÆ bimā şeyleri of what
Be,Mim,Elif,
2,40,1,
P – prefixed preposition bi
REL – relative pronoun
جار ومجرور
يفعلون ف ع ل | FAL YFALWN yef'ǎlūne onların yaptıkları they do.
Ye,Fe,Ayn,Lam,Vav,Nun,
10,80,70,30,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل

Konu Başlığı: [24:35-44] Tanrı'nın Mesajı: Evrensel Bir Işık

Abdulbaki Gölpınarlı : Görmez misin ki şüphesiz olarak Allah'ı tenzîh eder göklerde bulunanlar da, yeryüzünde bulunanlar da ve kanatlarını çarpıp katar katar uçan kuşlar da. Hepsi, duâlarını da bilmede, onu tenzîh etmeyi de ve Allah, ne yaparlarsa hepsini bilir.
Adem Uğur : Göklerde ve yerde bulunanlarla dizi dizi kuşların Allah'ı tesbih ettiklerini görmez misin? Her biri kendi duasını ve tesbihini (öğrenmiş) bilmiştir. Allah, onların yapmakta olduklarını hakkıyle bilir.
Ahmed Hulusi : Görmedin mi ki, semâlarda ve arzda ne varsa ve saf saf kuşlar, Allâh'ı tespih eder (kulluk işlevini yerine getirmek suretiyle). . . Her biri kendi salâtını (hakikati olan Esmâ bileşiminin gereğini yaşaması) ve kendi tespihini (salâtının sonucu olan işlevi) gerçekten bilmiştir. . . Allâh yaptıklarını (Esmâ'sıyla hakikati olarak) Aliym'dir.
Ahmet Tekin : Göklerdeki ve yerdeki akıllı ve sorumlu varlıkların, kanat çırparak, süzülerek, sıra sıra uçan kuşların Allah’ın koyduğu düzen içinde Allah’ı tesbih ettiklerini görmüyor musun? Her biri kendi namazını, görevlerini yaparak duasını ve tesbihini biliyor. Allah da onların sergilemeye devam ettikleri güzel davranışları biliyor.
Ahmet Varol : Göklerde ve yerde olanların ve kanatlarını çırparak uçan kuşların Allah'ı tesbih ettiklerini görmedin mi? Her biri kendi duasını ve tesbihini bilmiştir. Allah onların yaptıklarını bilir.
Ali Bulaç : Görmedin mi ki, göklerde ve yerde olanlar ve dizi dizi uçan kuşlar, gerçekten Allah'ı tesbih etmektedir. Her biri, kendi duasını ve tesbihini şüphesiz bilmiştir. Allah, onların işlediklerini bilendir.
Ali Fikri Yavuz : (Ey Rasûlüm), görmedin mi ki, gökte olanlar, yerdekiler, havada kanatlarını çırparak uçan kuşlar, gerçekte hep Allah’ı tesbih ediyorlar. Bunların her biri duasını da, tesbihini de bilmiştir (Allah’ın kendilerine has kıldığı vazifeyi şaşırmazlar.) Allah da bütün yaptıklarını bilir.
Bekir Sadak : Goklerde ve yerde olan kimselerin, sira sira ucan kuslarin Allah'i tesbih ettigini gormez misin? Her biri kendi niyaz ve tesbihini bilir. Allah, onlarin yaptiklarini bilendir.
Celal Yıldırım : Görmedin mi ki, göktekilerle yerdekiler ve dizi dizi olan kuşlar Allah'ı tesbîh ederler. Her biri cidden duâ ve tesbihini bilmiştir. Allah onların yaptıklarını bilendir.
Diyanet İşleri : Göklerde ve yeryüzünde bulunan kimselerle, sıra sıra (kanat çırparak uçan) kuşların Allah’ı tespih ettiğini görmez misin? Her biri duasını ve tesbihini kesin olarak bilmektedir. Allah, onların yapmakta olduğu şeyleri hakkıyla bilendir.
Diyanet İşleri (eski) : Göklerde ve yerde olan kimselerin, sıra sıra uçan kuşların Allah'ı tesbih ettiğini görmez misin? Her biri kendi niyaz ve tesbihini bilir. Allah, onların yaptıklarını bilendir.
Diyanet Vakfi : Göklerde ve yerde bulunanlarla dizi dizi kuşların Allah'ı tesbih ettiklerini görmez misin? Her biri kendi duasını ve tesbihini (öğrenmiş) bilmiştir. Allah, onların yapmakta olduklarını hakkıyle bilir.
Edip Yüksel : Diziler halinde uçan kuşlar dahil, göklerde ve yerde bulunan herkesin ALLAH'ı yücelttiğini görmez misin? Her birisi kendi duasını ve yüceltme yöntemini bilir. ALLAH onların yaptıklarını iyi bilir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Görmez misin ki, göklerde ve yerde bulunanlarla dizi dizi kanat çırpıp uçan kuşların Allah'ı tesbih ettiklerini? Her biri kendi tesbihini ve duâsını bilmiştir. Allah, onların yapmakta olduklarını hakkıyla bilir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Baksana gerçekten Allah, o göklerdeki ve yerdeki kimseler, diziler halinde kanat çırpıp süzülen kuşlar hep O'nun için tesbih ediyorlar. Hepsi gerçekten duasını ve tesbihini bilmiştir. Allah da onların bütün yaptıklarını biliyor.
Elmalılı Hamdi Yazır : Baksan â hakikat Allah, o Semavât-ü Arzdaki kimseler ve o kanad çırpıb süzülen dizilen kuşlar hep onun için tesbih ediyor, her biri cidden salâtını ve tesbihini bilmiş, Allah da, ne yapıyorlarsa hep biliyor
Fizilal-il Kuran : Göklerdeki ve yerdeki tüm varlıkların ve havada süzülen kuşların Allah'ı noksanlıklardan tenzih ettiklerini görmüyor musun? Bu varlıkların tümü, Allah'a nasıl dua edeceğini, O'nu nasıl noksanlıklardan tenzih edeceğini bilir. Allah da onların ne yaptıklarını bilir.
Gültekin Onan : Görmedin mi ki, göklerde ve yerde olanlar ve dizi dizi uçan kuşlar, gerçekten Tanrı'yı tesbih etmektedir. Her biri, kendi duasını ve tesbihini şüphesiz bilmiştir. Tanrı, onların işlediklerini bilendir.
Hakkı Yılmaz : Göklerde ve yeryüzünde bulunanların, dizi dizi uçanların [kuşların, arıların, bulutların, boranların] Allah'ı her türlü noksanlıktan arındırdıklarını görmedin mi/hiç düşünmedin mi? Hepsi kendi arındırmasını ve desteğini/doğaya yapacağı katkıyı kesinlikle bilmektedir. Allah da, onların işlemekte olduklarını en iyi bilendir.
Hasan Basri Çantay : Gör (müş gibi bil) medin mi, göklerde ve yerdekiler ve havada kanatlarını çarpa çarpa uçan kuşlar hakıykatde hep Allâhı tesbihy (ve tenzîh) ediyor (lar. Hem) her biri düaasını da, tesbiyhini de muhakkak bilmişdir. Allah, ne yaparlarsa hakkıyle bilendir.
Hayrat Neşriyat : Görmedin mi, göklerde ve yerde bulunan kimseler ve kanatlarını çırparak uçan kuşlar O’nu, Allah’ı tesbîh eder. Her biri kendi (fıtrî vazîfesiyle) duâsını ve tesbîhini muhakkak bilmiştir. Ve Allah, onların yapmakta olduklarını hakkıyla bilendir.
İbni Kesir : Görmedin mi ki; göklerde ve yerde bulunanlar, saf saf uçan kuşlar Allah' ı tesbih etmektedir. Her biri kendi duasını ve tesbihini bilir. Allah; onların yaptıklarını bilendir.
İskender Evrenosoğlu : Semalarda ve arzda olanların ve saflar halindeki kuşların, Allah'ı tesbih ettiğini görmedin mi? Hepsi, namazlarını (dualarını) ve tesbihlerini bilmişlerdir. Ve Allah, onların yaptıklarını en iyi bilendir.
Muhammed Esed : Göklerde ve yerde var olan bütün yaratıkların, kanatlarını yayarak uçan kuşların, (hepsinin) Allah'ın sınırsız kudret ve yüceliğini dile getirdiklerini görmüyor musun? Gerçek şu ki, Allah'a nasıl yönelip niyaz edeceklerini, O'nun yüceliğini nasıl dile getireceklerini (bunların) hepsi bilmektedirler; ve Allah da onların edip eylediği her şeyi tam olarak bilmektedir;
Ömer Nasuhi Bilmen : Görmedin mi ki, şüphe yok göklerde olan da ve yerde olan da ve kanatlarını açıp uçan kuşlar da o Allah Teâlâ için tesbihte bulunur. Herbiri gerçekte namazını ve tesbihini bilmiştir. Ve Allah Teâlâ da ne yapar olduklarını hakkıyla bilendir.
Ömer Öngüt : Göklerde ve yerde bulunanlarla dizi dizi kanat çırpıp uçan kuşların Allah'ı tesbih ettiklerini görmez misin? Her biri kendi duâsını ve tesbihini bilir. Allah onların yapmakta olduklarını hakkıyla bilendir.
Şaban Piriş : Görmüyor musun ki, göklerde ve yerde olanlar, dizi dizi uçan kuşlar, Allah’ı tesbih ederler. Hepsi de kendi duasını ve tesbihini bilir. Allah da onların yaptıklarını bilir.
Suat Yıldırım : Baksana göklerde olan, yerde olan herkes, kanatlarını çarparak uçan dizi dizi kuşlar, hep Allah’ı tesbih ederler. Onlardan her biri kendi duasını ve tesbihini pek iyi bellemiştir. Allah onların yaptıklarını hakkıyla bilir.
Süleyman Ateş : Görmedin mi göklerde ve yerde olan kimseler, kanatlarını çırparak uçan kuşlar Allâh'ı tesbih ederler? Her biri kendi du'âsını ve tesbihini bilmiştir. Allâh da onların ne yaptıklarını bilmektedir.
Tefhim-ul Kuran : Görmedin mi ki, göklerde ve yerde olanlar ve dizi dizi uçmakta olan kuşlar, gerçekten Allah'ı tesbih etmektedir. Her biri, kendi duasını ve tesbihini hiç şüphesiz bilmiştir. Allah, onların işlemekte olduklarını bilendir.
Ümit Şimşek : Göklerde ve yerde olanların ve kanat çırpan kuşların Onu tesbih ettiğini görmedin mi? Onların hepsi duasını da bilir, tesbihini de. Allah ise onların yaptıklarını bilir.
Yaşar Nuri Öztürk : Göklerde ve yerde bulunanlarla dizi dizi kuşların Allah'ı tesbih ettiklerini görmez misin? Her biri kendi duasını ve tesbihini (öğrenmiş) bilmiştir. Allah, onların yapmakta olduklarını hakkıyle bilir.


[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}