Adem Uğur Meali |
|
1: Kıyamet gününe yemin ederim. | |
2: Kendini kınayan (pişmanlık duyan) nefse yemin ederim (diriltilip hesaba çekileceksiniz). | |
3: İnsan, kendisinin kemiklerini biraraya toplayamayacağımızı mı sanır? | |
4: Evet, bizim, onun parmak uçlarını bile aynen eski haline getirmeye gücümüz yeter. | |
5: Fakat insan önündekini (kıyameti) yalanlamak ister. | |
6: Kıyamet günü ne zamanmış? diye sorar. | |
7: İşte, göz kamaştığı, | |
8: Ay tutulduğu, | |
9: Güneşle ay biraraya getirildiği zaman! | |
10: O gün insan, "Kaçacak yer neresi!" diyecektir. | |
11: Hayır, hayır! (Kaçıp) sığınacak yer yoktur! | |
12: O gün varıp durulacak yer, sadece Rabbinin huzurudur. | |
13: O gün insana, ileri götürdüğü ve geri bıraktığı ne varsa bildirilir. | |
14: Artık insan, kendi kendinin şahididir. | |
15: İsterse özürlerini sayıp döksün. | |
16: (Resûlüm!) onu (vahyi) çarçabuk almak için dilini kımıldatma. | |
17: Şüphesiz onu, toplamak (senin kalbine yerleştirmek) ve onu okutmak bize aittir. | |
18: O halde, biz onu okuduğumuz zaman, sen onun okunuşunu takip et. | |
19: Sonra şüphen olmasın ki, onu açıklamak da bize aittir. | |
20: Hayır! Doğrusu siz, çarçabuk geçeni (dünya hayatını ve nimetlerini) seviyorsunuz da, | |
21: Ahireti bırakıyorsunuz. | |
22: Yüzler vardır ki, o gün ışıl ışıl parıldayacaktır. | |
23: Rablerine bakacaklardır (O'nu göreceklerdir). | |
24: Yüzler de vardır ki, o gün buruşacaktır; | |
25: Kendilerinin, bel kemiklerini kıran bir felâkete uğratılacağını sezeceklerdir. | |
26: Artık gözünüzü açın! Ne zaman ki can köprücük kemiğine dayanır, | |
27: Tedavi edebilecek kimdir? denir. | |
28: (Can çekişen) bunun gerçek bir ayrılış olduğunu anlar. | |
29: Ve bacak bacağa dolaşır. | |
30: İşte o gün sevkedilecek yer, sadece Rabbinin huzurudur. | |
31: İşte o, (Peygamber'in getirdiğini) doğru kabul etmemiş, namaz da kılmamıştı. | |
32: Aksine yalan saymış ve yüz çevirmişti. | |
33: Sonra da çalım sata sata yürüyerek kendi ehline (taraftarlarına) gitmişti. | |
34: Lâyıktır (o azap) sana, lâyık! | |
35: Evet, lâyıktır sana (o azap) lâyık! | |
36: İnsan, kendisinin başıboş bırakılacağını mı sanır! | |
37: O, (döl yatağına) akıtılan meninin içinden bir nutfe (sperm) değil miydi? | |
38: Sonra bu, alaka (aşılanmış yumurta) olmuş, derken Allah onu (insan biçiminde) yaratıp şekillendirmişti. | |
39: Ondan da iki eşi, yani erkek ve dişiyi var etmişti. | |
40: Peki (bunları yapan) Allah'ın, ölüleri tekrar diriltmeye gücü yetmez mi? | |