» 8 / Enfâl  74:

Kuran Sırası: 8
İniş Sırası: 88
Enfal Suresi = Ganimetler Suresi
Savas ganimetlerinin durumundan bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75

8:74 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
onlar ki | inandılar | ve hicret ettiler | ve savaştılar | | yolunda | Allah | ve onlar ki | barındırdılar | ve yardım ettiler | işte | onlardır | mü'minler | gerçek | onlar için vardır | bağışlanma | ve rızık | bol |

WÆLZ̃YN ËMNWÆ WHÆCRWÆ WCÆHD̃WÆ FY SBYL ÆLLH WÆLZ̃YN ËWWÆ WNṦRWÆ ǼWLÙK HM ÆLMÙMNWN ḪGÆ LHM MĞFRT WRZG KRYM
velleƶīne āmenū ve hācerū ve cāhedū sebīli llahi velleƶīne āvev ve neSarū ulāike humu l-mu'minūne Haḳḳan lehum meğfiratun ve rizḳun kerīmun

وَالَّذِينَ امَنُوا وَهَاجَرُوا وَجَاهَدُوا فِي سَبِيلِ اللَّهِ وَالَّذِينَ اوَوْا وَنَصَرُوا أُولَٰئِكَ هُمُ الْمُؤْمِنُونَ حَقًّا لَهُمْ مَغْفِرَةٌ وَرِزْقٌ كَرِيمٌ

Transcript Okunuş Türkçe
1. WÆLZ̃YN = velleƶīne : onlar ki
2. ËMNWÆ = āmenū : inandılar
3. WHÆCRWÆ = ve hācerū : ve hicret ettiler
4. WCÆHD̃WÆ = ve cāhedū : ve savaştılar
5. FY = fī :
6. SBYL = sebīli : yolunda
7. ÆLLH = llahi : Allah
8. WÆLZ̃YN = velleƶīne : ve onlar ki
9. ËWWÆ = āvev : barındırdılar
10. WNṦRWÆ = ve neSarū : ve yardım ettiler
11. ǼWLÙK = ulāike : işte
12. HM = humu : onlardır
13. ÆLMÙMNWN = l-mu'minūne : mü'minler
14. ḪGÆ = Haḳḳan : gerçek
15. LHM = lehum : onlar için vardır
16. MĞFRT = meğfiratun : bağışlanma
17. WRZG = ve rizḳun : ve rızık
18. KRYM = kerīmun : bol
onlar ki | inandılar | ve hicret ettiler | ve savaştılar | | yolunda | Allah | ve onlar ki | barındırdılar | ve yardım ettiler | işte | onlardır | mü'minler | gerçek | onlar için vardır | bağışlanma | ve rızık | bol |

[] [ÆMN] [HCR] [CHD̃] [] [SBL] [] [] [ÆWY] [NṦR] [] [] [ÆMN] [ḪGG] [] [ĞFR] [RZG] [KRM]
WÆLZ̃YN ËMNWÆ WHÆCRWÆ WCÆHD̃WÆ FY SBYL ÆLLH WÆLZ̃YN ËWWÆ WNṦRWÆ ǼWLÙK HM ÆLMÙMNWN ḪGÆ LHM MĞFRT WRZG KRYM

velleƶīne āmenū ve hācerū ve cāhedū sebīli llahi velleƶīne āvev ve neSarū ulāike humu l-mu'minūne Haḳḳan lehum meğfiratun ve rizḳun kerīmun
والذين آمنوا وهاجروا وجاهدوا في سبيل الله والذين آووا ونصروا أولئك هم المؤمنون حقا لهم مغفرة ورزق كريم

[] [ا م ن] [ه ج ر] [ج ه د] [] [س ب ل] [] [] [ا و ي] [ن ص ر] [] [] [ا م ن] [ح ق ق] [] [غ ف ر] [ر ز ق] [ك ر م]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
والذين | WÆLZ̃YN velleƶīne onlar ki And those who
آمنوا ا م ن | ÆMN ËMNWÆ āmenū inandılar believed
وهاجروا ه ج ر | HCR WHÆCRWÆ ve hācerū ve hicret ettiler and emigrated
وجاهدوا ج ه د | CHD̃ WCÆHD̃WÆ ve cāhedū ve savaştılar and strove hard
في | FY in
سبيل س ب ل | SBL SBYL sebīli yolunda (the) way
الله | ÆLLH llahi Allah (of) Allah
والذين | WÆLZ̃YN velleƶīne ve onlar ki and those who
آووا ا و ي | ÆWY ËWWÆ āvev barındırdılar gave shelter
ونصروا ن ص ر | NṦR WNṦRWÆ ve neSarū ve yardım ettiler and helped,
أولئك | ǼWLÙK ulāike işte those -
هم | HM humu onlardır they (are)
المؤمنون ا م ن | ÆMN ÆLMÙMNWN l-mu'minūne mü'minler the believers
حقا ح ق ق | ḪGG ḪGÆ Haḳḳan gerçek (in) truth.
لهم | LHM lehum onlar için vardır For them
مغفرة غ ف ر | ĞFR MĞFRT meğfiratun bağışlanma (is) forgiveness
ورزق ر ز ق | RZG WRZG ve rizḳun ve rızık and a provision
كريم ك ر م | KRM KRYM kerīmun bol noble.
onlar ki | inandılar | ve hicret ettiler | ve savaştılar | | yolunda | Allah | ve onlar ki | barındırdılar | ve yardım ettiler | işte | onlardır | mü'minler | gerçek | onlar için vardır | bağışlanma | ve rızık | bol |

[] [ÆMN] [HCR] [CHD̃] [] [SBL] [] [] [ÆWY] [NṦR] [] [] [ÆMN] [ḪGG] [] [ĞFR] [RZG] [KRM]
WÆLZ̃YN ËMNWÆ WHÆCRWÆ WCÆHD̃WÆ FY SBYL ÆLLH WÆLZ̃YN ËWWÆ WNṦRWÆ ǼWLÙK HM ÆLMÙMNWN ḪGÆ LHM MĞFRT WRZG KRYM

velleƶīne āmenū ve hācerū ve cāhedū sebīli llahi velleƶīne āvev ve neSarū ulāike humu l-mu'minūne Haḳḳan lehum meğfiratun ve rizḳun kerīmun
والذين آمنوا وهاجروا وجاهدوا في سبيل الله والذين آووا ونصروا أولئك هم المؤمنون حقا لهم مغفرة ورزق كريم

[] [ا م ن] [ه ج ر] [ج ه د] [] [س ب ل] [] [] [ا و ي] [ن ص ر] [] [] [ا م ن] [ح ق ق] [] [غ ف ر] [ر ز ق] [ك ر م]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
والذين | WÆLZ̃YN velleƶīne onlar ki And those who
Vav,Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
6,1,30,700,10,50,
REM – prefixed resumption particle
REL – masculine plural relative pronoun
الواو استئنافية
اسم موصول
آمنوا ا م ن | ÆMN ËMNWÆ āmenū inandılar believed
,Mim,Nun,Vav,Elif,
,40,50,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
وهاجروا ه ج ر | HCR WHÆCRWÆ ve hācerū ve hicret ettiler and emigrated
Vav,He,Elif,Cim,Re,Vav,Elif,
6,5,1,3,200,6,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine plural (form III) perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
وجاهدوا ج ه د | CHD̃ WCÆHD̃WÆ ve cāhedū ve savaştılar and strove hard
Vav,Cim,Elif,He,Dal,Vav,Elif,
6,3,1,5,4,6,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine plural (form III) perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
في | FY in
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
سبيل س ب ل | SBL SBYL sebīli yolunda (the) way
Sin,Be,Ye,Lam,
60,2,10,30,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
الله | ÆLLH llahi Allah (of) Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – genitive proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مجرور
والذين | WÆLZ̃YN velleƶīne ve onlar ki and those who
Vav,Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
6,1,30,700,10,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
REL – masculine plural relative pronoun
الواو عاطفة
اسم موصول
آووا ا و ي | ÆWY ËWWÆ āvev barındırdılar gave shelter
,Vav,Vav,Elif,
,6,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
ونصروا ن ص ر | NṦR WNṦRWÆ ve neSarū ve yardım ettiler and helped,
Vav,Nun,Sad,Re,Vav,Elif,
6,50,90,200,6,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
أولئك | ǼWLÙK ulāike işte those -
,Vav,Lam,,Kef,
,6,30,,20,
DEM – plural demonstrative pronoun
اسم اشارة
هم | HM humu onlardır they (are)
He,Mim,
5,40,
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
ضمير منفصل
المؤمنون ا م ن | ÆMN ÆLMÙMNWN l-mu'minūne mü'minler the believers
Elif,Lam,Mim,,Mim,Nun,Vav,Nun,
1,30,40,,40,50,6,50,
N – nominative masculine plural (form IV) active participle
اسم مرفوع
حقا ح ق ق | ḪGG ḪGÆ Haḳḳan gerçek (in) truth.
Ha,Gaf,Elif,
8,100,1,
ADJ – accusative masculine indefinite adjective
صفة منصوبة
لهم | LHM lehum onlar için vardır For them
Lam,He,Mim,
30,5,40,
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
جار ومجرور
مغفرة غ ف ر | ĞFR MĞFRT meğfiratun bağışlanma (is) forgiveness
Mim,Ğayn,Fe,Re,Te merbuta,
40,1000,80,200,400,
N – nominative feminine indefinite noun
اسم مرفوع
ورزق ر ز ق | RZG WRZG ve rizḳun ve rızık and a provision
Vav,Re,Ze,Gaf,
6,200,7,100,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – nominative masculine indefinite noun
الواو عاطفة
اسم مرفوع
كريم ك ر م | KRM KRYM kerīmun bol noble.
Kef,Re,Ye,Mim,
20,200,10,40,
ADJ – nominative masculine singular indefinite adjective
صفة مرفوعة

Konu Başlığı: [8:72-75] Uluslararası Anlaşmalar Bağlayıcıdır

Abdulbaki Gölpınarlı : İnananlar ve yurtlarından göçenler, Allah yolunda savaşanlar ve bir de bunları yer-yurt sâhibi edenler ve yardımda bulunanlarsa onlardır gerçekten inanmış olanlar. Onların hakkıdır yarlıganmak ve sayısız, tükenmez rızık.
Adem Uğur : İman edip de Allah yolunda hicret ve cihad edenler, (muhacirleri) barındıran ve yardım edenler var ya, işte gerçek müminler onlardır. Onlar için mağfiret ve bol rızık vardır.
Ahmed Hulusi : Onlar ki iman ettiler, hicret ettiler, Allâh yolunda mücahede ettiler ve onlar ki (hicret edenleri) barındırdılar ve yardım ettiler; işte onlar imanı tam hakkını vererek yaşayan iman edenlerdir! Onlar için bağışlanma ve rızk-u kerîm (bol rızık) vardır.
Ahmet Tekin : İman edip, hicret edenler, Allah yolunda, İslâm uğrunda hayatlarını ortaya koyarak, konuşarak, yazarak, hesapsız servet harcayarak cihâd edenler, muhacirleri bağırlarına basanlar ve yardım edenler, onlar işte onlar hâlis mü’mindirler. Koruma kalkanına alınırlar. Onlara bağışlanma ve bol rızık vardır.
Ahmet Varol : İman edenler, hicret edenler ve Allah yolunda cihad edenler ile (hicret eden mü'minleri) barındırıp onlara yardım edenler işte bunlar gerçek mü'minlerdirler. Onlara mağfiret ve bolca rızık vardır.
Ali Bulaç : İman edenler, hicret edenler ve Allah yolunda cihad edenler ile (hicret edenleri) barındıranlar ve yardım edenler, işte gerçek mü'min olanlar bunlardır. Onlar için bir bağışlanma ve üstün bir rızık vardır.
Ali Fikri Yavuz : İman edip hicret edenler ve Allah yolunda cihad yapanlarla (Muhacirlerle), bir de onları barındırıp yardım edenler (Ensar) var ya, işte onlar, gerçek müminlerdir. Bunlara, bir mağfiret ve kerîm bir rızık vardır.
Bekir Sadak : Inanip hicret eden, Allah yolunda savasanlar ve muhacirleri barindirip onlara yardim edenler, iste onlar gercekten inanmis olanlardir. Onlara magfiret ve comertce verilmis riziklar vardir.
Celal Yıldırım : İnanıp hicret edenler ve Allah yolunda savaşanlarla (onları) barındırıp yardımda bulunanlar (var ya), işte onlar gerçekten mü'minlerdir. On lar için mağfiret ve bol bereketli rızık vardır.
Diyanet İşleri : İman edip hicret eden ve Allah yolunda cihad edenler ve (muhacirleri) barındırıp (onlara) yardım edenler var ya; işte onlar gerçek mü’minlerdir. Onlar için bir bağışlanma ve bol bir rızık vardır.
Diyanet İşleri (eski) : İnanıp hicret eden, Allah yolunda savaşanlar ve muhacirleri barındırıp onlara yardım edenler, işte onlar gerçekten inanmış olanlardır. Onlara mağfiret ve cömertçe verilmiş rızıklar vardır.
Diyanet Vakfi : İman edip de Allah yolunda hicret ve cihad edenler, (muhacirleri) barındıran ve yardım edenler var ya, işte gerçek müminler onlardır. Onlar için mağfiret ve bol rızık vardır.
Edip Yüksel : İnananlar, ALLAH yolunda göç edip çaba gösterenler ve onları barındırıp yardım edenler, işte bunlar gerçek inananlardır. Onlar için bağışlanma ve bol rızık vardır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : O kimseler ki, iman ettiler, hicret ettiler ve Allah yolunda cihada katıldılar, bir kısımları da onları barındırıp yer, yurt sahibi yaptılar ve yardıma koştular, işte bunlar hakkıyla mümin olanlardır. Bunlara bir mağfiret ve cömertçe bir rızık vardır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : İman edip hicret eden ve Allah yolunda cihada gidenlerle onları barındırıp yardıma koşanlar, işte onlardır gerçek mü'minler. Onlara bir bağışlama ve bol rızık vardır.
Elmalılı Hamdi Yazır : O kimseler ki iyman edib hicret ettiler ve Allah yolunda cihada gittiler, ve o kimseler ki iyvâ ettiler, yardıma koştular, işte bunlar hakkâ mü'minlerdir, bunlara bir mağfiret var ve kerîm bir rızk var
Fizilal-il Kuran : İman edip Medine'ye göçenler ve Allah yolunda malları ile, canları ile cihad edenler ile bu göçmenlere barınak sağlayanlar ve yardım edenler var ya, işte bunlar gerçek mü'minlerdir, onları bağışlanma ve bol rızık beklemektedir.
Gültekin Onan : İnananlar, hicret edenler ve Tanrı yolunda cihad edenler ile (hicret edenleri) barındıranlar ve yardım edenler, işte gerçek inançlılar bunlardır. Onlar için bir bağışlanma ve üstün bir rızık vardır.
Hakkı Yılmaz : "Ve iman eden, hicret eden ve Allah yolunda var gücüyle gayret eden o kimseler ile barındıran ve yardım eden kimseler; işte bunlar, gerçek mü’minlerin ta kendileridir. Bunlar için bir bağışlanma ve saygın bir rızık vardır. "
Hasan Basri Çantay : İman edib de Allah yolunda hicret ve cihâd edenler, barındıranlar, yardım edenler: İşte gerçek mü'min olanlar bunlardır. Mağfiret ve uçsuz bucaksız rızık da onlarındır.
Hayrat Neşriyat : Îmân edip hicret edenler ve Allah yolunda cihâd eden (Muhâcir)ler ve (onları)barındırıp yardım edenler (Ensâr) var ya, işte gerçek mü’minler, ancak onlardır! Kendileri için (Rablerinden) bir mağfiret ve dâimî bir rızık vardır.
İbni Kesir : İman edip hicret edenler, Allah yolunda cihad edenler, barındıranlar ve yardım edenler; işte onlar, gerçek mü'minlerdir. Onlar için mağfiret ve cömertçe verilmiş rızıklar vardır.
İskender Evrenosoğlu : Ve âmenû olanlar ve hicret (göç) eden kimseler ve Allah'ın yolunda cihad (savaş) eden kimseler ve barındıran (himaye eden) ve yardım eden kimseler, işte onlar, onlar gerçek mü'minlerdir. Onlar için mağfiret ve kerim rızık vardır.
Muhammed Esed : Ve o imana erişen, zulmün hüküm sürdüğü diyardan göç eden ve Allah yolunda elinden gelen her türlü çabayı gösteren kimselerle (onlara) kol kanat gerip yardım eden kimseler; işte bunlardır, gerçekten inanan kimseler! Günahlarından bağışlanma ve çok kutlu bir rızık beklemektedir onları.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve o kimseler ki, imân ettiler ve muhâcerette bulundular ve Allah yolunda cihada atıldılar. Ve o kimseler ki, (muhacirleri) barındırdılar ve yardım ettiler. İşte bihakkın mü'min olanlar onlardır. Onlar için bir mağfiret vardır ve bir kerîm rızık vardır.
Ömer Öngüt : İman edip hicret edenler, Allah yolunda cihad edenler, muhacirleri barındıranlar var ya, işte gerçek müminler onlardır. Onlar için mağfiret ve cömertçe verilmiş bir rızık vardır.
Şaban Piriş : İman edip, hicret eden, Allah yolunda cihat eden, barındıran ve yardım edenler, işte onlar gerçek müminlerdir. Onlara bağış ve bol rızıklar vardır.
Suat Yıldırım : İman edip hicret edenler, Allah yolunda cihad edenlerle onlara kucak açıp yardım eden Ensar var ya, İşte gerçek müminler bunlardır. Bunlara bir mağfiret, pek değerli bir nasip vardır.
Süleyman Ateş : Onlar ki, inandılar, hicret ettiler, Allâh yolunda savaştılar ve onlar ki, (göçmenleri) barındırdılar ve (onlara) yardım ettiler, işte gerçek mü'minler onlardır. Onlar için bağış ve bol rızık vardır.
Tefhim-ul Kuran : İman edenler, hicret edenler ve Allah yolunda cihad edenler ile (hicret edenleri) barındıranlar ve yardım edenler, işte gerçek mü'min olanlar bunlardır. Onlar için bir bağışlanma ve üstün bir rızık vardır.
Ümit Şimşek : İman edip hicret edenler, Allah yolunda cihad edenler ve onları barındırıp onlara yardım edenler-işte onlar hakkıyla mü'min olanlardır. Onlar için bir bağışlanma ve pek bol bir rızık vardır.
Yaşar Nuri Öztürk : O inanıp hicret edenler, Allah yolunda didinenler, o barındırıp yardımcı olanlar var ya, gerçek müminler işte onlardır! Bir bağışlanma var onlar için, bol bir rızık var.


[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}