» 8 / Enfâl  31:

Kuran Sırası: 8
İniş Sırası: 88
Enfal Suresi = Ganimetler Suresi
Savas ganimetlerinin durumundan bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75

8:31 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
zaman | okunduğu | onlara | ayetlerimiz | dediler | muhakkak | İşittik | şayet | istesek | biz de söyleriz | gibisini | bunun | | bu | ancak | masallarındandır | evvelkilerin |

WÎZ̃Æ TTL ALYHM ËYÆTNÆ GÆLWÆ GD̃ SMANÆ LW NŞÆÙ LGLNÆ MS̃L HZ̃Æ ÎN HZ̃Æ ÎLÆ ǼSÆŦYR ÆLǼWLYN
ve iƶā tutlā ǎleyhim āyātunā ḳālū ḳad semiǎ'nā lev neşā'u leḳulnā miṧle hāƶā in hāƶā illā esāTīru l-evvelīne

وَإِذَا تُتْلَىٰ عَلَيْهِمْ ايَاتُنَا قَالُوا قَدْ سَمِعْنَا لَوْ نَشَاءُ لَقُلْنَا مِثْلَ هَٰذَا إِنْ هَٰذَا إِلَّا أَسَاطِيرُ الْأَوَّلِينَ

Transcript Okunuş Türkçe
1. WÎZ̃Æ = ve iƶā : zaman
2. TTL = tutlā : okunduğu
3. ALYHM = ǎleyhim : onlara
4. ËYÆTNÆ = āyātunā : ayetlerimiz
5. GÆLWÆ = ḳālū : dediler
6. GD̃ = ḳad : muhakkak
7. SMANÆ = semiǎ'nā : İşittik
8. LW = lev : şayet
9. NŞÆÙ = neşā'u : istesek
10. LGLNÆ = leḳulnā : biz de söyleriz
11. MS̃L = miṧle : gibisini
12. HZ̃Æ = hāƶā : bunun
13. ÎN = in :
14. HZ̃Æ = hāƶā : bu
15. ÎLÆ = illā : ancak
16. ǼSÆŦYR = esāTīru : masallarındandır
17. ÆLǼWLYN = l-evvelīne : evvelkilerin
zaman | okunduğu | onlara | ayetlerimiz | dediler | muhakkak | İşittik | şayet | istesek | biz de söyleriz | gibisini | bunun | | bu | ancak | masallarındandır | evvelkilerin |

[] [TLW] [] [ÆYY] [GWL] [] [SMA] [] [ŞYÆ] [GWL] [MS̃L] [] [] [] [] [SŦR] [ÆWL]
WÎZ̃Æ TTL ALYHM ËYÆTNÆ GÆLWÆ GD̃ SMANÆ LW NŞÆÙ LGLNÆ MS̃L HZ̃Æ ÎN HZ̃Æ ÎLÆ ǼSÆŦYR ÆLǼWLYN

ve iƶā tutlā ǎleyhim āyātunā ḳālū ḳad semiǎ'nā lev neşā'u leḳulnā miṧle hāƶā in hāƶā illā esāTīru l-evvelīne
وإذا تتلى عليهم آياتنا قالوا قد سمعنا لو نشاء لقلنا مثل هذا إن هذا إلا أساطير الأولين

[] [ت ل و] [] [ا ي ي] [ق و ل] [] [س م ع] [] [ش ي ا] [ق و ل] [م ث ل] [] [] [] [] [س ط ر] [ا و ل]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وإذا | WÎZ̃Æ ve iƶā zaman And when
تتلى ت ل و | TLW TTL tutlā okunduğu are recited
عليهم | ALYHM ǎleyhim onlara to them
آياتنا ا ي ي | ÆYY ËYÆTNÆ āyātunā ayetlerimiz Our Verses
قالوا ق و ل | GWL GÆLWÆ ḳālū dediler they say,
قد | GD̃ ḳad muhakkak """Verily"
سمعنا س م ع | SMA SMANÆ semiǎ'nā İşittik we have heard.
لو | LW lev şayet if
نشاء ش ي ا | ŞYÆ NŞÆÙ neşā'u istesek we wish
لقلنا ق و ل | GWL LGLNÆ leḳulnā biz de söyleriz surely, we could say
مثل م ث ل | MS̃L MS̃L miṧle gibisini like
هذا | HZ̃Æ hāƶā bunun this.
إن | ÎN in Not
هذا | HZ̃Æ hāƶā bu is this
إلا | ÎLÆ illā ancak but
أساطير س ط ر | SŦR ǼSÆŦYR esāTīru masallarındandır tales
الأولين ا و ل | ÆWL ÆLǼWLYN l-evvelīne evvelkilerin "(of) the former (people)."""
zaman | okunduğu | onlara | ayetlerimiz | dediler | muhakkak | İşittik | şayet | istesek | biz de söyleriz | gibisini | bunun | | bu | ancak | masallarındandır | evvelkilerin |

[] [TLW] [] [ÆYY] [GWL] [] [SMA] [] [ŞYÆ] [GWL] [MS̃L] [] [] [] [] [SŦR] [ÆWL]
WÎZ̃Æ TTL ALYHM ËYÆTNÆ GÆLWÆ GD̃ SMANÆ LW NŞÆÙ LGLNÆ MS̃L HZ̃Æ ÎN HZ̃Æ ÎLÆ ǼSÆŦYR ÆLǼWLYN

ve iƶā tutlā ǎleyhim āyātunā ḳālū ḳad semiǎ'nā lev neşā'u leḳulnā miṧle hāƶā in hāƶā illā esāTīru l-evvelīne
وإذا تتلى عليهم آياتنا قالوا قد سمعنا لو نشاء لقلنا مثل هذا إن هذا إلا أساطير الأولين

[] [ت ل و] [] [ا ي ي] [ق و ل] [] [س م ع] [] [ش ي ا] [ق و ل] [م ث ل] [] [] [] [] [س ط ر] [ا و ل]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وإذا | WÎZ̃Æ ve iƶā zaman And when
Vav,,Zel,Elif,
6,,700,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
T – time adverb
الواو عاطفة
ظرف زمان
تتلى ت ل و | TLW TTL tutlā okunduğu are recited
Te,Te,Lam,,
400,400,30,,
V – 3rd person feminine singular passive imperfect verb
فعل مضارع مبني للمجهول
عليهم | ALYHM ǎleyhim onlara to them
Ayn,Lam,Ye,He,Mim,
70,30,10,5,40,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
جار ومجرور
آياتنا ا ي ي | ÆYY ËYÆTNÆ āyātunā ayetlerimiz Our Verses
,Ye,Elif,Te,Nun,Elif,
,10,1,400,50,1,
N – nominative feminine plural noun
PRON – 1st person plural possessive pronoun
اسم مرفوع و«نا» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
قالوا ق و ل | GWL GÆLWÆ ḳālū dediler they say,
Gaf,Elif,Lam,Vav,Elif,
100,1,30,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
قد | GD̃ ḳad muhakkak """Verily"
Gaf,Dal,
100,4,
CERT – particle of certainty
حرف تحقيق
سمعنا س م ع | SMA SMANÆ semiǎ'nā İşittik we have heard.
Sin,Mim,Ayn,Nun,Elif,
60,40,70,50,1,
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
لو | LW lev şayet if
Lam,Vav,
30,6,
COND – conditional particle
حرف شرط
نشاء ش ي ا | ŞYÆ NŞÆÙ neşā'u istesek we wish
Nun,Şın,Elif,,
50,300,1,,
V – 1st person plural imperfect verb
فعل مضارع
لقلنا ق و ل | GWL LGLNÆ leḳulnā biz de söyleriz surely, we could say
Lam,Gaf,Lam,Nun,Elif,
30,100,30,50,1,
EMPH – emphatic prefix lām
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
اللام لام التوكيد
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
مثل م ث ل | MS̃L MS̃L miṧle gibisini like
Mim,Se,Lam,
40,500,30,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
هذا | HZ̃Æ hāƶā bunun this.
He,Zel,Elif,
5,700,1,
DEM – masculine singular demonstrative pronoun
اسم اشارة
إن | ÎN in Not
,Nun,
,50,
NEG – negative particle
حرف نفي
هذا | HZ̃Æ hāƶā bu is this
He,Zel,Elif,
5,700,1,
DEM – masculine singular demonstrative pronoun
اسم اشارة
إلا | ÎLÆ illā ancak but
,Lam,Elif,
,30,1,
RES – restriction particle
أداة حصر
أساطير س ط ر | SŦR ǼSÆŦYR esāTīru masallarındandır tales
,Sin,Elif,Tı,Ye,Re,
,60,1,9,10,200,
N – nominative masculine plural noun
اسم مرفوع
الأولين ا و ل | ÆWL ÆLǼWLYN l-evvelīne evvelkilerin "(of) the former (people)."""
Elif,Lam,,Vav,Lam,Ye,Nun,
1,30,,6,30,10,50,
N – genitive masculine plural noun
اسم مجرور

Konu Başlığı: [8:30-34] İnkârcıların Planları

Abdulbaki Gölpınarlı : Onlara âyetlerimiz okunurken dediler ki: Duyduk, dilersek biz de buna benzer sözler söyleriz ve bu, eskilerin masallarından başka bir şey de değil.
Adem Uğur : Onlara âyetlerimiz okunduğu zaman dediler ki: "(Evet) işittik, istesek biz de bunun benzerini elbette söyleyebiliriz. Bu öncekilerin masallarından başka bir şey değildir."
Ahmed Hulusi : Onlara işaretlerimiz okunduğunda: "Gerçekten işittik. . . Eğer dilesek elbette bunun benzerini biz de söylerdik. . . Evvelkilerin masallarından başka bir şey değil bu!" dediler.
Ahmet Tekin : Onlara âyetlerimiz okunduğu zaman: 'Böyle şeyler işittik. İstesek biz de bunun benzerini elbette söyleyebiliriz. Bu kesinlikle eskilerin masallarından ibaret' dediler.
Ahmet Varol : Onlara ayetlerimiz okunduğunda: 'Duyduk. İstesek bunun gibisini biz de söyleriz. Bu, eskilerin masallarından başka bir şey değildir' derler.
Ali Bulaç : Ayetlerimiz onlara okunduğu zaman; "İşittik" dediler. "İstesek, biz de bunun bir benzerini söyleyebiliriz. Bu, eskilerin efsanelerinden başkası değildir."
Ali Fikri Yavuz : Onlara âyetlerimiz okunduğu zaman: “- İşittik, istersek biz de bunun benzerini söyleriz! Bu eskilerin masallarından başka bir şey değildir!” diyorlardı.
Bekir Sadak : Ayetlerimiz onlara okundugu zaman, «Isittik, isittik! Istesek biz de aynini soyleyebiliriz; bu sadece eskilerin masallaridir» derlerdi.
Celal Yıldırım : Âyetlerimiz onlara karşı okununca, «işittik, işittik, istersek bunun bir benzerini biz de söyleyebilirdik ; bu olsa olsa eskilerin masallarıdır!» derler.
Diyanet İşleri : Onlara karşı âyetlerimiz okunduğu zaman, “Duyduk, istesek biz de bunun benzerini elbette söyleriz. Bu, eskilerin masallarından başka bir şey değildir” dediler.
Diyanet İşleri (eski) : Ayetlerimiz onlara okunduğu zaman, 'İşittik, işittik! İstesek biz de aynını söyleyebiliriz; bu sadece eskilerin masallarıdır' derlerdi.
Diyanet Vakfi : Onlara âyetlerimiz okunduğu zaman dediler ki: «(Evet) işittik, istesek biz de bunun benzerini elbette söyleyebiliriz. Bu öncekilerin masallarından başka bir şey değildir.»
Edip Yüksel : Ayetlerimizi dinledikleri zaman, 'İşittik,' diyorlardı, 'İstesek biz de bunun bir benzerini getiririz. Bu, geçmişlerin efsanelerinden başka bir şey değil.'
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Onlara âyetlerimiz okunduğu zaman, «işittik, dilersek bunun gibisini biz de söyleriz, bu, eskilerin efsanelerinden başka bir şey değildir» diyorlardı.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Ve onlara ayetlerimiz okunacağı zaman: «Artık işittik, dilesek bunun gibisini biz de söyleriz; bu eskilerin masallarından başka birşey değil!» diyorlardı.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ve onlara âyetlerimiz okunacağı zaman artık işittik, dilesek bunun gibisini biz de söyleriz, bu, eskilerin efsânelerinden başka bir şey değil diyorlardı
Fizilal-il Kuran : Onlara ayetlerimiz okununca «işittik, istesek biz de bunlar gibisini söyleyebiliriz, bunlar eskilerin masallarından başka bir şey değildirler» dediler.
Gültekin Onan : Ayetlerimiz onlara okunduğu zaman "işittik" dediler. "İstesek, biz de bunun bir benzerini söyleyebiliriz. Bu eskilerin efsanelerinden başkası değildir."
Hakkı Yılmaz : Onlara âyetlerimiz okunduğu zaman da, “İşittik, dilersek bunun gibisini biz de söyleriz, bu, geçmiş toplumların efsanelerinden başka bir şey değildir” demişlerdi.
Hasan Basri Çantay : Onlara âyetlerimiz okunurken şöyle dedilerdi: «İşitdik. Eğer dilersek biz de elbet bunun benzerini söyleriz! Bu, eskilerin masallarından barka (bir şey) değildir!».
Hayrat Neşriyat : Onlara âyetlerimiz okunduğu zaman da: 'Doğrusu işittik; eğer istesek elbette (biz de) bunun benzerini söyleriz. Bu, evvelkilerin masallarından başka bir şey değildir!' dediler.
İbni Kesir : Ayetlerimiz onlara okunduğu zaman; işittik, istersek biz de bunun benzerini söyleriz. Bu, eskilerin masallarından başka bir şey değildir, demişlerdi.
İskender Evrenosoğlu : Ve âyetlerimiz onlara okunduğu zaman, “Biz işittik. Şâyet biz dileseydik, bunun gibisini elbette biz de söylerdik. Bu ise ancak evvelkilerin masalıdır.” dediler.
Muhammed Esed : Ve kendilerine her ne zaman ayetlerimiz ulaştırılsa, "Biz (bütün bunları) önceden de işitmiştik," derlerdi, "istesek, şüphesiz, biz (kendimiz) de bu tür sözler düzebiliriz: eski zamanlara dair masallardan başka bir şey değil, bunlar!"
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve onlara âyetlerimiz okunduğu zaman dediler ki: «Artık işittik, eğer dileyecek olsak elbette bunun mislini biz de söyleyebiliriz. Bu evvelkilerin efsanelerinden başka birşey değildir.»
Ömer Öngüt : Onlara âyetlerimiz okunduğu zaman: “İşittik, istersek biz de benzerini söyleyebiliriz. Bu, eskilerin masallarından başka bir şey değildir. ” derlerdi.
Şaban Piriş : Ayetlerimiz onlara okunduğu zaman ‘duyduk, istesek biz de bunun benzerini söyleyebiliriz. Bu sadece eskilerin masalları’ dediler.
Suat Yıldırım : Onlara âyetlerimiz okunduğu zaman:"Artık anladık! Biliyoruz! Dilesek bunun benzerini biz de söyleyebiliriz. Bu, önceden geçmiş insanların masallarından başka bir şey değildir!" derler.
Süleyman Ateş : Onlara âyetlerimiz okunduğu zaman "İşittik" dediler, "İstesek, biz de bunun gibisini söyleriz. Bu, evvelkilerin masallarından başka bir şey değildir!"
Tefhim-ul Kuran : Ayetlerimiz onlara okunduğu zaman: «İşittik» dediler. «İstesek, biz de bunun bir benzerini söyleyebiliriz. Bu, eskilerin efsanelerinden başkası değildir.»
Ümit Şimşek : Onlara âyetlerimiz okunduğunda, 'Bunu daha önce işitmiştik. İstesek biz de böyle şeyler söyleriz. Bu eskilerin efsanelerinden başka birşey değil' dediler.
Yaşar Nuri Öztürk : Ayetlerimiz onlara okunduğunda şöyle derler: "Tamam, işittik. İstersek bunun gibisini elbette ki söyleriz; öncekilerin masallarından başka şey değil ki bu!"


[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}