REM – prefixed resumption particle NEG – negative particle الواو استئنافية حرف نفي
يحسبن
ح س ب | ḪSB
YḪSBN
yeHsebenne
sanmasınlar
think
Ye,Ha,Sin,Be,Nun, 10,8,60,2,50,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb EMPH – emphatic suffix nūn فعل مضارع والنون للتوكيد
الذين
|
ÆLZ̃YN
elleƶīne
kimseler
those who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun, 1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun اسم موصول
كفروا
ك ف ر | KFR
KFRWÆ
keferū
inkar edenler
disbelieve
Kef,Fe,Re,Vav,Elif, 20,80,200,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb PRON – subject pronoun فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
سبقوا
س ب ق | SBG
SBGWÆ
sebeḳū
kaçabileceklerini
they can outstrip.
Sin,Be,Gaf,Vav,Elif, 60,2,100,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb PRON – subject pronoun فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
إنهم
|
ÎNHM
innehum
şüphesiz onlar
Indeed, they
,Nun,He,Mim, ,50,5,40,
ACC – accusative particle PRON – 3rd person masculine plural object pronoun حرف نصب و«هم» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
لا
|
LÆ
lā
(can) not
Lam,Elif, 30,1,
NEG – negative particle حرف نفي
يعجزون
ع ج ز | ACZ
YACZWN
yuǎ'cizūne
(bizi) aciz bırakamazlar
escape.
Ye,Ayn,Cim,Ze,Vav,Nun, 10,70,3,7,6,50,
V – 3rd person masculine plural (form IV) imperfect verb PRON – subject pronoun فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
Konu Başlığı: [8:56-61] Savaş ve Barış
Abdulbaki Gölpınarlı : Kâfirler, işin geçip gittiğini, kendilerinin unutulduğunu ve bir daha da horlanmayacaklarını, âciz bir hâle getirilmeyeceklerini sanmasınlar.
Adem Uğur : İnkâr edenler yakayı kurtardıklarını sanmasınlar. Çünkü onlar (bizi) âciz bırakamazlar.
Ahmed Hulusi : O hakikat bilgisini inkâr edenler, sakın kaçarak kendilerini kurtaracaklarını sanmasınlar. . . Kesinlikle onlar (Allâh'ı) dilediğini yapmaktan âciz bırakamazlar!
Ahmet Tekin : Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenler, kâfirler, ilâhî kanunların dışına çıkarak yakayı kurtardık sanmasınlar. Çünkü onlar bizi âciz bırakamazlar.
Ahmet Varol : İnkar edenler yakalarını kurtarıp geçtiklerini sanmasınlar. Onlar (bizi) acze düşüremezler. [9]
Ali Bulaç : İnkâr edenler, kaçıp kurtulduklarını sanmasınlar; gerçek şu ki, onlar (bizi) aciz bırakamazlar.
Ali Fikri Yavuz : (Bedir savaşında) kurtulan kâfirler, aslâ zannetmesinler ki, azabımızdan kurtulmuşlardır. Onlar, kendilerine azabımızın ulaşmasından bizi âciz bırakamazlar.
Bekir Sadak : Inkar edenler, asla one gectiklerini sanmasinlar, cunku onlar sizi aciz birakamiyacaklardir.
Celal Yıldırım : O inkâr edenler, öne geçtiklerini (ve geçeceklerini) hiç de sanmasınlar. Çünkü onlar (bizi ve sizi) âciz bırakamazlar.
Diyanet İşleri : İnkâr edenler, asla yakayı kurtardıklarını zannetmesinler. Çünkü onlar (sizi) âciz bırakamazlar.
Diyanet İşleri (eski) : İnkar edenler, asla öne geçtiklerini sanmasınlar, çünkü onlar bizi aciz bırakamıyacaklardır.
Diyanet Vakfi : İnkâr edenler yakayı kurtardıklarını sanmasınlar. Çünkü onlar (bizi) âciz bırakamazlar.
Edip Yüksel : Kafirler, kurtulduklarını sanmasınlar. Kaçamazlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : O kâfirler ileri geçip kurtulduklarını sanmasınlar. Onlar kesinlikle (bizi) aciz bırakamazlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Ve sakın küfredenler ileri gidip kurtulduklarını sanmasınlar, çünkü onlar aciz bırakamazlar.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ve o küfr edenler asla zannetmesinler ki ileri gitmişlerdir çünkü onlar âciz bırakamazlar
Fizilal-il Kuran : Kâfirler sakın yakayı kurtardıklarını sanmasınlar. Çünkü onlar bizi kesinlikle aciz bırakamazlar.
Gültekin Onan : Küfredenler kaçıp kurtulduklarını sanmasınlar; gerçek şu ki, onlar (bizi) aciz bırakamazlar.
Hakkı Yılmaz : "Kâfirler; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddetmiş olan o kimseler, kendilerinin öne geçtiklerini de sanmasınlar. Şüphesiz onlar âciz bırakamazlar. "
Hasan Basri Çantay : O küfredenler (yakalarını kurtarıb) geçdiklerini ve (sizi) âciz bırakacaklarını asla zannetmesin (ler).
Hayrat Neşriyat : İnkâr edenler sakın öne geçtiklerini (kaçıp kurtulduklarını) sanmasınlar! Şübhe yok ki onlar (Allah’ı) âciz bırakamazlar.
İbni Kesir : Küfredenler; asla öne geçtiklerini ve bizi aciz bırakacaklarını sanmasınlar.
Muhammed Esed : (Bunun için) o hakkı inkara şartlanmış olanlar, (Allahtan) kaçıp kurtulacaklarını sanmasınlar: (Onun murad ettiği şeyin gerçekleşmesine) asla engel olamayacaklar.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve o kâfirler asla zannetmesinler ki, ilerleyip kurtulmuşlardır. Şüphe yok ki, onlar aciz bırakamayacaklardır.
Ömer Öngüt : Kâfirler (kendilerini kurtarıp) geçtiklerini sanmasınlar. Şüphesiz ki onlar (Allah'ı) âciz bırakamazlar.
Şaban Piriş : O kafirler asla üstün geldiklerini sanmasınlar. Çünkü onlar (sizi) aciz bırakamazlar.
Suat Yıldırım : İnkâr edenler, öne geçtiklerini hiç zannetmesinler. Onlar elimizden kurtulamazlar.
Süleyman Ateş : İnkâr edenler (bizim elimizden kurtulup) geçtiklerini sanmasınlar. Onlar (bizi) âciz bırakamazlar.
Tefhim-ul Kuran : Küfre sapanlar, kaçıp kurtulduklarını sanmasınlar; gerçek şu ki, onlar (bizi) aciz bırakamazlar.