V – 3rd person masculine plural (form II) imperfect verb PRON – subject pronoun PRON – 3rd person feminine singular object pronoun فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل و«ها» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
تفجيرا
ف ج ر | FCR
TFCYRÆ
tefcīran
fışkırtarak
abundantly.
Te,Fe,Cim,Ye,Re,Elif, 400,80,3,10,200,1,
N – accusative masculine indefinite (form II) verbal noun اسم منصوب
Konu Başlığı: -
Abdulbaki Gölpınarlı : Allah'ın has kullarının içtiği bu şarap, bir kaynaktan çıkar ki onlar, diledikleri gibi, diledikleri yerlerde, onu akıtıp fışkırtırlar.
Adem Uğur : (Bu,) Allah'ın has kullarının içtikleri ve akıttıkça akıttıkları bir pınardır.
Ahmed Hulusi : (O kâfur), Allâh kullarının (kendi özlerinden) fışkırtıp akıtarak içtiği tükenmez bir kaynaktır.
Ahmet Tekin : Allah’ın has kullarının içtiği, faydalandığı kaynaktan içerler, kaynakları istedikleri yerde çıkarıp diledikleriyle karıştırırlar.
Ahmet Varol : Bir kaynaktır ki, Allah'ın kulları ondan içer; onu (istedikleri yere) fışkırtarak akıtırlar.
Ali Bulaç : Allah'ın kullarının kendisinden içtikleri bir kaynak; onu fışkırttıkça fışkırtıp akıtırlar.
Ali Fikri Yavuz : (O şarabın katığı olan Kâfur) bir kaynaktır ki, ondan Allah’ın kulları içerler. İstedikleri yere onu kolayca akıtırlar.
Bekir Sadak : Bu ancak Allah 'in kullarinin tasira tasira icebilecegi bir pinardir.
Celal Yıldırım : Bir pınardan ki Allah'ın kulları ondan içer de fışkırttıkça fışkırtırlar.
Diyanet İşleri : Bir pınar ki Allah’ın kulları ondan içer, onu (istedikleri şekilde) fışkırtıp akıtırlar.
Diyanet İşleri (eski) : Bu ancak Allah'ın kullarının taşıra taşıra içebileceği bir pınardır.
Diyanet Vakfi : (Bu,) Allah'ın has kullarının içtikleri ve akıttıkça akıttıkları bir pınardır.
Edip Yüksel : ALLAH'ın kullarının taşıra taşıra içtikleri bir kaynak...
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Allah'ın kullarının içtiği bir çeşme ki güzel yollar açarak onu akıtırlar da akıtırlar.
Elmalılı Hamdi Yazır : Bir çeşme, ondan Allahın kulları içer, güzel, yollar açarak akıtırlar onu akıtırlar
Fizilal-il Kuran : Bu Allah'ın iyi kullarının istedikleri yere akmasını sağlayarak içebilecekleri bir pınardır.
Gültekin Onan : Tanrı'nın kullarının kendisinden içtikleri bir kaynak; onu fışkırttıkça fışkırtıp (yüfecciruneha) akıtırlar (tefciyra).
Hakkı Yılmaz : (5-22) "Şüphesiz, “iyi adamlar”, kâfur katılmış bir tastan içerler, fışkırtıldıkça fışkırtılacak bir pınardan ki ondan, verdikleri sözleri yerine getiren, kötülüğü yayılan bir günden korkan ve “Biz sizi, ancak Allah rızası için doyuruyoruz ve sizden bir karşılık ve teşekkür beklemiyoruz; evet, biz asık suratlı ve çatık kaşlı bir günde Rabbimizden korkarız” diyerek Allah sevgisi için/sevmesine rağmen yiyeceği, yoksula ve öksüze ve tutsağa veren Allah'ın kulları içerler. Allah da, bu yüzden onları, o günün kötülüğünden korur; onlara aydınlık ve sevinç rastlayacak, sabretmelerine karşılık onlara cenneti ve ipekleri verecek; orada tahtlara kurulmuş olarak kalacaklar; orada bir güneş de, dondurucu bir soğuk da görmeyecekler ve bahçenin gölgeleri onların üzerlerine sarkacak ve alçaltıldıkça alçaltılacak. Ve aralarında gümüş bir kap ve billûr kâseler dolaştırılacak, -kendilerinin ayarladığı billûrları gümüştendir-. Ve orada onlar, karışımı zencefil olan bir tastan sulanırlar, orada Selsebil denilen bir pınardan... Ve aralarında büyümez, yaşlanmaz çocuklar dolaşır; onları gördüğünde, saçılmış birer inci sanacaksın! Orayı gördüğünde, mutluluk ve büyük bir mülk ve yönetim göreceksin; üzerlerinde ince, yeşil ipekli, parlak atlastan giysiler olacak; gümüş bileziklerle süslenmiş olacaklar; Rableri onlara tertemiz bir içecek içirecek. Şüphesiz ki bu, sizin için karşılıktır. Çalışmalarınız da karşılık ödenecek niteliktedir. "
Hasan Basri Çantay : (O kâfuur) bir pınardır ki onu (ancak) Allahın (velî) kulları içerler. Onu (nereye isterlerse kolayca) akıtırlar, fışkırtırlar.
Hayrat Neşriyat : (Bu kâfûr) bir pınardır ki, Allah’ın (makbûl) kulları ondan içer, onu (istedikleri yerde kolayca) akıttıkça akıtırlar.
İbni Kesir : Bu; yalnız Allah'ın kullarının, taşıra taşıra içebileceği bir pınardır.