CONJ – prefixed conjunction wa (and) V – 3rd person masculine plural (form IV) passive imperfect verb PRON – subject pronoun الواو عاطفة فعل مضارع مبني للمجهول والواو ضمير متصل في محل رفع نائب فاعل
فيها
|
FYHÆ
fīhā
orada
therein
Fe,Ye,He,Elif, 80,10,5,1,
P – preposition PRON – 3rd person feminine singular object pronoun جار ومجرور
كأسا
ك ا س | KÆS
KǼSÆ
ke'sen
kadehten
a cup -
Kef,,Sin,Elif, 20,,60,1,
N – accusative feminine indefinite noun اسم منصوب
كان
ك و ن | KWN
KÆN
kāne
olan
is
Kef,Elif,Nun, 20,1,50,
V – 3rd person masculine singular perfect verb فعل ماض
مزاجها
م ز ج | MZC
MZÆCHÆ
mizācuhā
karışımı
its mixture
Mim,Ze,Elif,Cim,He,Elif, 40,7,1,3,5,1,
N – nominative masculine noun PRON – 3rd person feminine singular possessive pronoun اسم مرفوع و«ها» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
زنجبيلا
|
ZNCBYLÆ
zencebīlen
zencefil
(of) Zanjabil,
Ze,Nun,Cim,Be,Ye,Lam,Elif, 7,50,3,2,10,30,1,
"N – accusative masculine indefinite noun → Ginger" اسم منصوب
Konu Başlığı: -
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve bir kadehle susuzlukları giderilir ki içindeki şaraba zencefil karıştırılmıştır.
Adem Uğur : Onlara orada bir kâseden içirilir ki (bu şarabın) karışımında zencefil vardır.
Ahmed Hulusi : Onda özelliği zencefil olan bir kâse içirilirler.
Ahmet Tekin : Orada onlara, zencefil karışımı bir dolu kadeh daha sunulur.
Ahmet Varol : Onlara orada karışımı zencefil olan bir kadehten içirilir.
Ali Bulaç : Orada onlara bir kadeh içirilir ki, karışımı zencefildir.
Ali Fikri Yavuz : Orada kendilerine, katığı zencefîl olan (cennet şarabından dolu) bir kadeh de içirilir.
Bekir Sadak : Orada, zencefil karisik bir tasla icirilirler.
Celal Yıldırım : Orada zencefil karışımı kâse ile içirilirler.
Diyanet İşleri : Orada kendilerine, katkısı zencefil olan içecekle dolu bir kâseden içirilir.
Fizilal-il Kuran : Onlara orada taslar içinde zencefil karışımlı içecekler sunulur.
Gültekin Onan : Orada onlara bir kadeh içirilir ki, karışımı zencefildir.
Hakkı Yılmaz : (5-22) "Şüphesiz, “iyi adamlar”, kâfur katılmış bir tastan içerler, fışkırtıldıkça fışkırtılacak bir pınardan ki ondan, verdikleri sözleri yerine getiren, kötülüğü yayılan bir günden korkan ve “Biz sizi, ancak Allah rızası için doyuruyoruz ve sizden bir karşılık ve teşekkür beklemiyoruz; evet, biz asık suratlı ve çatık kaşlı bir günde Rabbimizden korkarız” diyerek Allah sevgisi için/sevmesine rağmen yiyeceği, yoksula ve öksüze ve tutsağa veren Allah'ın kulları içerler. Allah da, bu yüzden onları, o günün kötülüğünden korur; onlara aydınlık ve sevinç rastlayacak, sabretmelerine karşılık onlara cenneti ve ipekleri verecek; orada tahtlara kurulmuş olarak kalacaklar; orada bir güneş de, dondurucu bir soğuk da görmeyecekler ve bahçenin gölgeleri onların üzerlerine sarkacak ve alçaltıldıkça alçaltılacak. Ve aralarında gümüş bir kap ve billûr kâseler dolaştırılacak, -kendilerinin ayarladığı billûrları gümüştendir-. Ve orada onlar, karışımı zencefil olan bir tastan sulanırlar, orada Selsebil denilen bir pınardan... Ve aralarında büyümez, yaşlanmaz çocuklar dolaşır; onları gördüğünde, saçılmış birer inci sanacaksın! Orayı gördüğünde, mutluluk ve büyük bir mülk ve yönetim göreceksin; üzerlerinde ince, yeşil ipekli, parlak atlastan giysiler olacak; gümüş bileziklerle süslenmiş olacaklar; Rableri onlara tertemiz bir içecek içirecek. Şüphesiz ki bu, sizin için karşılıktır. Çalışmalarınız da karşılık ödenecek niteliktedir. "
Hasan Basri Çantay : Orada onlara katgısı zencefil olan (dolu) kadeh de içilir.
Hayrat Neşriyat : Orada katkısı zencefil olan (Cennet şarâbı dolu) bir kadehten de içirilirler.
İbni Kesir : Orada karışımı zencefil olan bir kadehten de içirilirler.