Süleyman Ateş Meali |
|
1: İnsanın üzerinden, henüz kendisinin anılan bir şey olmadığı uzun bir süre geçmedi mi? | |
2: Doğrusu biz insanı, imtihan etmek için karışık bir nutfeden yarattık da onu işitici, görücü yaptık. | |
3: Biz ona yolu gösterdik: Ya şükredici veya nânkör olur. | |
4: Biz, kâfirler için zincirler, demir halkalar ve alevli bir ateş hazırlamışızdır. | |
5: İyiler de, karışımı kâfûr olan bir kadehten içerler. | |
6: Bir kaynak ki Allâh'ın kulları ondan içerler, (istedikleri yere de) fışkırtarak akıtırlar. | |
7: Adaklarını yerine getirirler ve şerri salgın olan bir günden korkarlar. | |
8: Yoksula, yetime ve esire sevdikleri yemeği yedirirler: | |
9: "Biz size sırf Allâh rızâsı için yediriyoruz, sizden bir karşılık ve teşekkür beklemiyoruz." | |
10: "Çünkü biz suratsız, çok katı bir gün(ün azâbın)dan ötürü Rabbimizden korkarız." (derler). | |
11: Allâh da onları, o günün şerrinden korumuş, onlar(ın yüzlerin)e parlaklık ve (gönüllerine) sevinç vermiştir. | |
12: Sabrettiklerinden dolayı onları cennet ve ipekle ödüllendirmiştir! | |
13: Orada divanlar üzerinde yastıklara dayanırlar. Orada ne (yakıcı) güneş görürler, ne de dondurucu soğuk. | |
14: Cennetin gölgeleri, üzerlerine yaklaşmış, meyvaları da aşağı eğdirildikçe eğdirilmiştir. | |
15: Yanlarında gümüş kablar, billûr kupalar dolaştırılır. | |
16: Öyle gümüş kadehler ki onları istedikleri ölçüde takdir etmişlerdir (istedikleri kadar içki alırlar). | |
17: Onlara orada, karışımı zencefil olan kadehten içirilir. | |
18: Bir çeşme ki adına Selsebil denir. | |
19: Çevrelerinde de (öyle) ölümsüz gençler dolaşır ki, onları görsen, kendilerini saçılmış inci sanırsın. | |
20: Orada nereye baksan, bir ni'met ve büyük bir mülk görürsün. | |
21: (Cennet ehlinin) Üstlerinde yeşil ipekten ince ve kalın giysiler var. Gümüş bilezikler takınmışlardır. Rableri onlara tertemiz bir içki içirmiş (ve şöyle demiş)tir: | |
22: "Bu, sizin ödülünüzdür. Çalışmanızın karşılığı verilmiştir!" | |
23: Muhakkak Biziz, Biz ki sana Kur'ân'ı parça parça indirdik. | |
24: O halde Rabbinin hükmüne sabret ve onlardan hiçbir günâhkâra, yahut nânköre itâ'at etme. | |
25: Sabah akşam Rabbinin adını an. | |
26: Gecenin bir bölümünde O'na secde et ve geceleyin uzun zaman O'nu tesbih eyle (şânının yüceliğini an)! | |
27: Bunlar, şu çabuk (geçen dünyây)ı seviyorlar da ötelerindeki ağır bir günü bırakıyorlar. | |
28: Biz onları yarattık, yapılarını sıkıca bağladık. Dilediğimiz zaman onları benzerleriyle değiştiririz. | |
29: Bu bir öğüttür. Dileyen, Rabbine varan yolu tutar. | |
30: Allâh dilemedikçe siz dileyemezsiniz. Şüphesiz Allâh bilendir, hüküm ve hikmet sâhibidir. | |
31: Dilediğini rahmetine sokar. Zâlimlere gelince, onlar için acı bir azâb hazırlamıştır. | |