» 68 / Kalem  27:

Kuran Sırası: 68
İniş Sırası: 2
Kalem Suresi = Kalem Suresi
adini 1. ayetinde yer alan kalem kelimesinden almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52

68:27 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
hayır | biz | mahrum bırakıldık |

BL NḪN MḪRWMWN
bel neHnu meHrūmūne

بَلْ نَحْنُ مَحْرُومُونَ

Transcript Okunuş Türkçe
1. BL = bel : hayır
2. NḪN = neHnu : biz
3. MḪRWMWN = meHrūmūne : mahrum bırakıldık
hayır | biz | mahrum bırakıldık |

[] [] [ḪRM]
BL NḪN MḪRWMWN

bel neHnu meHrūmūne
بل نحن محرومون

[] [] [ح ر م]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
بل | BL bel hayır Nay!
نحن | NḪN neHnu biz We
محرومون ح ر م | ḪRM MḪRWMWN meHrūmūne mahrum bırakıldık "(are) deprived."""
hayır | biz | mahrum bırakıldık |

[] [] [ḪRM]
BL NḪN MḪRWMWN

bel neHnu meHrūmūne
بل نحن محرومون

[] [] [ح ر م]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
بل | BL bel hayır Nay!
Be,Lam,
2,30,
RET – retraction particle
حرف اضراب
نحن | NḪN neHnu biz We
Nun,Ha,Nun,
50,8,50,
PRON – 1st person plural personal pronoun
ضمير منفصل
محرومون ح ر م | ḪRM MḪRWMWN meHrūmūne mahrum bırakıldık "(are) deprived."""
Mim,Ha,Re,Vav,Mim,Vav,Nun,
40,8,200,6,40,6,50,
N – nominative masculine plural passive participle
اسم مرفوع

Konu Başlığı: [68:10-27] Kötü Karakter

Abdulbaki Gölpınarlı : Hayır dediler, biz mahrûm olup gitmişiz.
Adem Uğur : Yok yok, doğrusu biz mahrum bırakılmışız!
Ahmed Hulusi : "Hayır, (doğru yerdeyiz ama) biz yitirmişleriz!" (dediler).
Ahmet Tekin : 'Yok, yok, biz yoksul bırakılmışız.' dediler.
Ahmet Varol : 'Hayır. Doğrusu biz mahrum bırakıldık.'
Ali Bulaç : "Hayır, biz (her şeyden ve bütün servetimizden) yoksun bırakıldık."
Ali Fikri Yavuz : (Etrafa bakınıp kendi bahçeleri olduğunu anladıkları zaman da): “-Hayır, (bahçenin bereketinden) biz mahrum edilmişiz.” dediler.
Bekir Sadak : (26-27) Bahceyi gorduklerinde: «Herhalde yolumuzu sasirmis olacagiz; belki de biz yoksun birakildik» dediler.
Celal Yıldırım : (26-27) Bahçeyi görünce : «Biz şüphesiz şaşırıp (başka yere) sapmışız, hayır biz mahrum kalmışız» dediler.
Diyanet İşleri : (Gerçeği anlayınca da), “Hayır, meğer biz mahrum bırakılmışız!” dediler.
Diyanet İşleri (eski) : (26-27) Bahçeyi gördüklerinde: 'Herhalde yolumuzu şaşırmış olacağız; belki de biz yoksun bırakıldık' dediler.
Diyanet Vakfi : Yok yok, doğrusu biz mahrum bırakılmışız!
Edip Yüksel : 'Yok, doğrusu biz yoksun bırakıldık.'
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : «Yok, biz mahrum edilmişiz.» (dediler).
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Yok, biz mahrum edilmişiz.» dediler.
Elmalılı Hamdi Yazır : Yok biz mahrum edilmişiz
Fizilal-il Kuran : Hayır doğrusu biz mahrum bırakıldık.
Gültekin Onan : "Hayır, biz (her şeyden ve bütün servetimizden) yoksun bırakıldık."
Hakkı Yılmaz : (25-29) "Sadece engelleme gücüne sahip/şiddete güçleri yeten bir tavırla erkenden gittiler. Ama çiftliği gördüklerinde: “Biz şüphesiz biz şaşırmışız/ yanlış yere gelmişiz; yok yok, biz yoksun bırakılmışız; Allah bizi cezalandırmış!” dediler. En hayırlı olanları: “Ben size ‘Allah'ı noksanlıklardan arındırmıyor musunuz?’ dememiş miydim?” dedi. Onlar: “Rabbimiz Seni tenzih ederiz, doğrusu bizler yanlış; kendi zararlarına iş yapan, haksız davranan kimselermişiz!” dediler. "
Hasan Basri Çantay : (Sonra hakıykatı anlayınca da) «Hayır, biz mahrum (kalmış) larız».
Hayrat Neşriyat : (Kendi bahçeleri olduğunu kabûllenince de:) 'Hayır! (O fakirler değil, asıl) biz (bu ni'metten) mahrum bırakılmış kimseleriz!' (dediler.)
İbni Kesir : Hayır, belki de biz mahrum bırakıldık.
İskender Evrenosoğlu : Hayır, biz mahrum olan kimseleriz.
Muhammed Esed : (ve sonra da) "Hayır, galiba elimizden çıkmış!" (dediler).
Ömer Nasuhi Bilmen : (26-27) Vaktâ ki o bostanlarını (o halde) gördüler, dediler ki: «Şüphe yok bizler elbette sapık kimseleriz. Hayır, biz mahrum kimseleriz.»
Ömer Öngüt : "Yok yok! Doğrusu biz mahrum bırakılmışız. "
Şaban Piriş : -Hayır, Biz mahrum bırakıldık.
Suat Yıldırım : Çok geçmeden işi anlayınca: "Hayır! dediler, Doğrusu felakete uğramışız!"
Süleyman Ateş : "Hayır, doğrusu biz mahrum bırakıldık!"
Tefhim-ul Kuran : «Hayır, biz (her şeyden ve bütün servetimizden) yoksun bırakıldık.»
Ümit Şimşek : 'Yok, yanlış gelmedik; mahrum kaldık.'
Yaşar Nuri Öztürk : "Hayır, hayır! Biz mahrum edilenleriz."


[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}