» 40 / Mü’min  75:

Kuran Sırası: 40
İniş Sırası: 60
Mümin Suresi = Inanan/Bagislayan Suresi
Allah’in günahlari bagislayan sifatinin yeraldigi 3. ayetteki Gafir kelimesinden ötürü bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85

40:75 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
bu durum | ötürüdür | sizin | şımarmanızdan | | yeryüzünde | olmaksızın | hakkı | ve ötürüdür | olmanızdan | böbürlenmiş |

Z̃LKM BMÆ KNTM TFRḪWN FY ÆLǼRŽ BĞYR ÆLḪG WBMÆ KNTM TMRḪWN
ƶālikum bimā kuntum tefraHūne l-erDi biğayri l-Haḳḳi ve bimā kuntum temraHūne

ذَٰلِكُمْ بِمَا كُنْتُمْ تَفْرَحُونَ فِي الْأَرْضِ بِغَيْرِ الْحَقِّ وَبِمَا كُنْتُمْ تَمْرَحُونَ

Transcript Okunuş Türkçe
1. Z̃LKM = ƶālikum : bu durum
2. BMÆ = bimā : ötürüdür
3. KNTM = kuntum : sizin
4. TFRḪWN = tefraHūne : şımarmanızdan
5. FY = fī :
6. ÆLǼRŽ = l-erDi : yeryüzünde
7. BĞYR = biğayri : olmaksızın
8. ÆLḪG = l-Haḳḳi : hakkı
9. WBMÆ = ve bimā : ve ötürüdür
10. KNTM = kuntum : olmanızdan
11. TMRḪWN = temraHūne : böbürlenmiş
bu durum | ötürüdür | sizin | şımarmanızdan | | yeryüzünde | olmaksızın | hakkı | ve ötürüdür | olmanızdan | böbürlenmiş |

[] [] [KWN] [FRḪ] [] [ÆRŽ] [ĞYR] [ḪGG] [] [KWN] [MRḪ]
Z̃LKM BMÆ KNTM TFRḪWN FY ÆLǼRŽ BĞYR ÆLḪG WBMÆ KNTM TMRḪWN

ƶālikum bimā kuntum tefraHūne l-erDi biğayri l-Haḳḳi ve bimā kuntum temraHūne
ذلكم بما كنتم تفرحون في الأرض بغير الحق وبما كنتم تمرحون

[] [] [ك و ن] [ف ر ح] [] [ا ر ض] [غ ي ر] [ح ق ق] [] [ك و ن] [م ر ح]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ذلكم | Z̃LKM ƶālikum bu durum """That was"
بما | BMÆ bimā ötürüdür because
كنتم ك و ن | KWN KNTM kuntum sizin you used to
تفرحون ف ر ح | FRḪ TFRḪWN tefraHūne şımarmanızdan rejoice
في | FY in
الأرض ا ر ض | ÆRŽ ÆLǼRŽ l-erDi yeryüzünde the earth
بغير غ ي ر | ĞYR BĞYR biğayri olmaksızın without
الحق ح ق ق | ḪGG ÆLḪG l-Haḳḳi hakkı right
وبما | WBMÆ ve bimā ve ötürüdür and because
كنتم ك و ن | KWN KNTM kuntum olmanızdan you used to
تمرحون م ر ح | MRḪ TMRḪWN temraHūne böbürlenmiş be insolent.
bu durum | ötürüdür | sizin | şımarmanızdan | | yeryüzünde | olmaksızın | hakkı | ve ötürüdür | olmanızdan | böbürlenmiş |

[] [] [KWN] [FRḪ] [] [ÆRŽ] [ĞYR] [ḪGG] [] [KWN] [MRḪ]
Z̃LKM BMÆ KNTM TFRḪWN FY ÆLǼRŽ BĞYR ÆLḪG WBMÆ KNTM TMRḪWN

ƶālikum bimā kuntum tefraHūne l-erDi biğayri l-Haḳḳi ve bimā kuntum temraHūne
ذلكم بما كنتم تفرحون في الأرض بغير الحق وبما كنتم تمرحون

[] [] [ك و ن] [ف ر ح] [] [ا ر ض] [غ ي ر] [ح ق ق] [] [ك و ن] [م ر ح]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ذلكم | Z̃LKM ƶālikum bu durum """That was"
Zel,Lam,Kef,Mim,
700,30,20,40,
DEM – 2nd person masculine plural demonstrative pronoun
اسم اشارة
بما | BMÆ bimā ötürüdür because
Be,Mim,Elif,
2,40,1,
P – prefixed preposition bi
REL – relative pronoun
جار ومجرور
كنتم ك و ن | KWN KNTM kuntum sizin you used to
Kef,Nun,Te,Mim,
20,50,400,40,
V – 2nd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع اسم «كان»
تفرحون ف ر ح | FRḪ TFRḪWN tefraHūne şımarmanızdan rejoice
Te,Fe,Re,Ha,Vav,Nun,
400,80,200,8,6,50,
V – 2nd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
في | FY in
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
الأرض ا ر ض | ÆRŽ ÆLǼRŽ l-erDi yeryüzünde the earth
Elif,Lam,,Re,Dad,
1,30,,200,800,
"N – genitive feminine noun → Earth"
اسم مجرور
بغير غ ي ر | ĞYR BĞYR biğayri olmaksızın without
Be,Ğayn,Ye,Re,
2,1000,10,200,
P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine noun
جار ومجرور
الحق ح ق ق | ḪGG ÆLḪG l-Haḳḳi hakkı right
Elif,Lam,Ha,Gaf,
1,30,8,100,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
وبما | WBMÆ ve bimā ve ötürüdür and because
Vav,Be,Mim,Elif,
6,2,40,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
P – prefixed preposition bi
REL – relative pronoun
الواو عاطفة
جار ومجرور
كنتم ك و ن | KWN KNTM kuntum olmanızdan you used to
Kef,Nun,Te,Mim,
20,50,400,40,
V – 2nd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع اسم «كان»
تمرحون م ر ح | MRḪ TMRḪWN temraHūne böbürlenmiş be insolent.
Te,Mim,Re,Ha,Vav,Nun,
400,40,200,8,6,50,
V – 2nd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل

Konu Başlığı: [40:69-77] Tanrı'nın Ayet ve Mucizelerini Reddedenler

Abdulbaki Gölpınarlı : Bu da, yeryüzünde haksız yere sevinip övündüğünüzden ve ululanıp kendinizi gördüğünüzdendir.
Adem Uğur : Bu, sizin yeryüzünde haksız olarak şımarmanızdan ve aşırı derecede sevinip böbürlenmenizden ötürüdür.
Ahmed Hulusi : Bu, yeryüzünde haksız olarak sevinip şımarmanız ve kasılıp böbürlenmeniz yüzündendir.
Ahmet Tekin : Bu ceza, sizin, yeryüzünde, hak etmediğiniz halde çok sevinmenizden, şımarmanızdan ve kibirlenmenizden, kendinizde bir güç görerek, güvenerek serkeş, zorba, diktatör, güç ve iktidar sahibi olmanızdan kaynaklanmaktadır.
Ahmet Varol : 'Bu, yeryüzünde haksız yere şımarmanızdan ve böbürlenip azmanızdan dolayıdır.
Ali Bulaç : İşte bu, sizin yeryüzünde haksız yere şımarıp azmanız ve azgınca ölçüyü taşırmanız dolayısıyladır.
Ali Fikri Yavuz : Size bu azap, yeryüzünde azgınlıkla sevinmenizden ve kibirlenmenizden dolayıdır.
Bekir Sadak : (75-76) Onlara: «Iste bu, yeryuzunde haksiz yere simarmaniz ve boburlenmenizden oturudur. Temelli kalacaginiz cehenneme kapilarindan girin» denir. Buyuklenenlerin duragi ne kotudur!
Celal Yıldırım : Bu (kötü sonuç) sizin yeryüzünde haksız yere şımarıp böbürlenmenizden ve ölçüyü kaçırıp taşkınlık yapmanızdandır.
Diyanet İşleri : Bu, sizin yeryüzünde haksız yere şımarmanızdan ve böbürlenmenizden ötürüdür.
Diyanet İşleri (eski) : (75-76) Onlara: 'İşte bu, yeryüzünde haksız yere şımarmanız ve böbürlenmenizden ötürüdür. Temelli kalacağınız cehennem kapılarından girin' denir. Büyüklenenlerin durağı ne kötüdür!
Diyanet Vakfi : Bu, sizin yeryüzünde haksız olarak şımarmanızdan ve aşırı derecede sevinip böbürlenmenizden ötürüdür.
Edip Yüksel : Çünkü siz yeryüzünde gerçeğe dayanmadan seviniyor ve şımarıyordunuz.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Bunun sebebi şudur: Çünkü siz yeryüzünde haksız yere seviniyor ve güveniyordunuz.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Bunun sebebi şudur. Çünkü siz, yeryüzünde haksızlıkla seviniyordunuz ve çünkü güveniyordunuz.
Elmalılı Hamdi Yazır : Bu şundan: Çünkü yeryüzünde haksızlıkla seviniyordunuz ve çünkü güveniyordunuz
Fizilal-il Kuran : Bu durum sizin yeryüzünde haksız olarak şımarmanızdan ve aşırı derecede sevinip böbürlenmenizdendir.
Gültekin Onan : İşte bu, sizin yeryüzünde haksız yere şımarıp azmaniz ve azgınca ölçüyü taşırmanız dolayısıyladır.
Hakkı Yılmaz : (69-76) "Allah'ın âyetleri üzerinde tartışanları görmedin mi/hiç düşünmedin mi? Nasıl da döndürülüyorlar? Kitabı ve elçilerimize gönderdiklerimizi yalanlayanlar elbette ileride, boyunlarında halkalar ve zincirler olarak kaynar suya sürülüp, sonra ateşte yakılırlarken bileceklerdir. Sonra onlara: “Allah'ın astlarından ortaklar koştuğunuz şeyler nerededir?” denir. Onlar: “Bizden kaybolup gittiler; aslında biz zaten önceleri hiçbir şeye yakarmıyorduk” derler. İşte Allah, kâfirleri; Kendisinin ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddedenleri böyle saptırır: “İşte bu, yeryüzünde haksız yere şımarmanız ve böbürlenmenizden ötürüdür. Orada sürekli kalmak üzere cehennem kapılarına girin!” –İşte, büyüklenenlerin durağı ne de kötüdür!– "
Hasan Basri Çantay : Size olan bu (azâb) şunlardır: (Çünkü) siz yer (yüzün) de haksız yere şımarıklık ediyor, (ahırdan çıkmış hayvanlar gibi çılgınca) taşkınlık gösteriyordunuz.
Hayrat Neşriyat : Bu (içinde bulunduğunuz azab) yeryüzünde haksız yere şımarıyor olmanızdan ve böbürlenmekte bulunmanızdan dolayıdır.
İbni Kesir : Bu; sizin yeryüzünde haksız yere şımarmanız ve böbürlenmenizden ötürüdür.
İskender Evrenosoğlu : İşte bu, sizin yeryüzünde haksız yere şımarmanız ve azmanız sebebiyledir.
Muhammed Esed : bu durum, sizin yeryüzünde hiçbir doğru(luk endişesi) taşımadan küstahça böbürlenmenizin ve kendinizi beğenmişliğinizin bir ürünüdür!
Ömer Nasuhi Bilmen : Sizin bu cezanız, yerde haksız yere pek fazla sevinir olmanızdan ve çok güvenir bulunmanızdan dolayıdır.
Ömer Öngüt : Bu, sizin yeryüzünde haksız yere şımarmanızdan, aşırı derecede sevinip böbürlenmenizden ötürüdür.
Şaban Piriş : İşte bu, yeryüzünde haksız yere şımarmanız ve boşuna böbürlenmeniz sebebiyledir.
Suat Yıldırım : Bu şaşırtmanın sebebi, dünyada haksız yere şımarıp kibirlenmeniz ve taşkınlık yapmanızdır.
Süleyman Ateş : "Bu durum, sizin yeryüzünde haksız olarak şımarmanızdan ve bölürlenmenizden ötürüdür."
Tefhim-ul Kuran : İşte bu, sizin yeryüzünde haksız yere şımarıp azmanız ve azgınca ölçüyü taşırmanız dolayısıyladır.
Ümit Şimşek : Bütün bunlar, hakkınız olmadığı halde yeryüzünde şımarıp taşkınlık etmeniz yüzündendir.
Yaşar Nuri Öztürk : Bütün bunlar, yeryüzünde haksız yere sevinç şımarıklığına düşmeniz, kasılıp kabarmanız yüzündendir.


[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}