» 29 / Ankebût  24:

Kuran Sırası: 29
İniş Sırası: 85
Ankebut Suresi = Disi Örümcek Suresi
41. ayetinde kâfirlerin isleri örümcek agina benzetildiginden bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69

29:24 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
ve | olmadı | cevabı | kavminin | başka bir şey | | demelerinden | onu öldürün | yahut | onu yakın | fakat onu kurtardı | Allah | -ten | ateş- | şüphesiz | vardır | bunda | ibretler | bir toplum için | inanan |

FMÆ KÆN CWÆB GWMH ÎLÆ ǼN GÆLWÆ ÆGTLWH ǼW ḪRGWH FǼNCÆH ÆLLH MN ÆLNÆR ÎN FY Z̃LK L ËYÆT LGWM YÙMNWN
fe mā kāne cevābe ḳavmihi illā en ḳālū ḳtulūhu ev Harriḳūhu feencāhu llahu mine n-nāri inne ƶālike lāyātin liḳavmin yu'minūne

فَمَا كَانَ جَوَابَ قَوْمِهِ إِلَّا أَنْ قَالُوا اقْتُلُوهُ أَوْ حَرِّقُوهُ فَأَنْجَاهُ اللَّهُ مِنَ النَّارِ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَايَاتٍ لِقَوْمٍ يُؤْمِنُونَ

Transcript Okunuş Türkçe
1. FMÆ = fe mā : ve
2. KÆN = kāne : olmadı
3. CWÆB = cevābe : cevabı
4. GWMH = ḳavmihi : kavminin
5. ÎLÆ = illā : başka bir şey
6. ǼN = en :
7. GÆLWÆ = ḳālū : demelerinden
8. ÆGTLWH = ḳtulūhu : onu öldürün
9. ǼW = ev : yahut
10. ḪRGWH = Harriḳūhu : onu yakın
11. FǼNCÆH = feencāhu : fakat onu kurtardı
12. ÆLLH = llahu : Allah
13. MN = mine : -ten
14. ÆLNÆR = n-nāri : ateş-
15. ÎN = inne : şüphesiz
16. FY = fī : vardır
17. Z̃LK = ƶālike : bunda
18. L ËYÆT = lāyātin : ibretler
19. LGWM = liḳavmin : bir toplum için
20. YÙMNWN = yu'minūne : inanan
ve | olmadı | cevabı | kavminin | başka bir şey | | demelerinden | onu öldürün | yahut | onu yakın | fakat onu kurtardı | Allah | -ten | ateş- | şüphesiz | vardır | bunda | ibretler | bir toplum için | inanan |

[] [KWN] [CWB] [GWM] [] [] [GWL] [GTL] [] [ḪRG] [NCW] [] [] [NWR] [] [] [] [ÆYY] [GWM] [ÆMN]
FMÆ KÆN CWÆB GWMH ÎLÆ ǼN GÆLWÆ ÆGTLWH ǼW ḪRGWH FǼNCÆH ÆLLH MN ÆLNÆR ÎN FY Z̃LK L ËYÆT LGWM YÙMNWN

fe mā kāne cevābe ḳavmihi illā en ḳālū ḳtulūhu ev Harriḳūhu feencāhu llahu mine n-nāri inne ƶālike lāyātin liḳavmin yu'minūne
فما كان جواب قومه إلا أن قالوا اقتلوه أو حرقوه فأنجاه الله من النار إن في ذلك لآيات لقوم يؤمنون

[] [ك و ن] [ج و ب] [ق و م] [] [] [ق و ل] [ق ت ل] [] [ح ر ق] [ن ج و] [] [] [ن و ر] [] [] [] [ا ي ي] [ق و م] [ا م ن]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فما | FMÆ fe mā ve And not
كان ك و ن | KWN KÆN kāne olmadı was
جواب ج و ب | CWB CWÆB cevābe cevabı (the) answer
قومه ق و م | GWM GWMH ḳavmihi kavminin (of) his people
إلا | ÎLÆ illā başka bir şey except
أن | ǼN en that
قالوا ق و ل | GWL GÆLWÆ ḳālū demelerinden they said,
اقتلوه ق ت ل | GTL ÆGTLWH ḳtulūhu onu öldürün """Kill him"
أو | ǼW ev yahut or
حرقوه ح ر ق | ḪRG ḪRGWH Harriḳūhu onu yakın "burn him."""
فأنجاه ن ج و | NCW FǼNCÆH feencāhu fakat onu kurtardı But Allah saved him
الله | ÆLLH llahu Allah But Allah saved him
من | MN mine -ten from
النار ن و ر | NWR ÆLNÆR n-nāri ateş- the fire.
إن | ÎN inne şüphesiz Indeed,
في | FY vardır in
ذلك | Z̃LK ƶālike bunda that,
لآيات ا ي ي | ÆYY L ËYÆT lāyātin ibretler surely (are) Signs
لقوم ق و م | GWM LGWM liḳavmin bir toplum için for a people
يؤمنون ا م ن | ÆMN YÙMNWN yu'minūne inanan who believe.
ve | olmadı | cevabı | kavminin | başka bir şey | | demelerinden | onu öldürün | yahut | onu yakın | fakat onu kurtardı | Allah | -ten | ateş- | şüphesiz | vardır | bunda | ibretler | bir toplum için | inanan |

[] [KWN] [CWB] [GWM] [] [] [GWL] [GTL] [] [ḪRG] [NCW] [] [] [NWR] [] [] [] [ÆYY] [GWM] [ÆMN]
FMÆ KÆN CWÆB GWMH ÎLÆ ǼN GÆLWÆ ÆGTLWH ǼW ḪRGWH FǼNCÆH ÆLLH MN ÆLNÆR ÎN FY Z̃LK L ËYÆT LGWM YÙMNWN

fe mā kāne cevābe ḳavmihi illā en ḳālū ḳtulūhu ev Harriḳūhu feencāhu llahu mine n-nāri inne ƶālike lāyātin liḳavmin yu'minūne
فما كان جواب قومه إلا أن قالوا اقتلوه أو حرقوه فأنجاه الله من النار إن في ذلك لآيات لقوم يؤمنون

[] [ك و ن] [ج و ب] [ق و م] [] [] [ق و ل] [ق ت ل] [] [ح ر ق] [ن ج و] [] [] [ن و ر] [] [] [] [ا ي ي] [ق و م] [ا م ن]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فما | FMÆ fe mā ve And not
Fe,Mim,Elif,
80,40,1,
CONJ – prefixed conjunction fa (and)
NEG – negative particle
الفاء عاطفة
حرف نفي
كان ك و ن | KWN KÆN kāne olmadı was
Kef,Elif,Nun,
20,1,50,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
جواب ج و ب | CWB CWÆB cevābe cevabı (the) answer
Cim,Vav,Elif,Be,
3,6,1,2,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
قومه ق و م | GWM GWMH ḳavmihi kavminin (of) his people
Gaf,Vav,Mim,He,
100,6,40,5,
N – genitive masculine noun
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
اسم مجرور والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
إلا | ÎLÆ illā başka bir şey except
,Lam,Elif,
,30,1,
RES – restriction particle
أداة حصر
أن | ǼN en that
,Nun,
,50,
SUB – subordinating conjunction
حرف مصدري
قالوا ق و ل | GWL GÆLWÆ ḳālū demelerinden they said,
Gaf,Elif,Lam,Vav,Elif,
100,1,30,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
اقتلوه ق ت ل | GTL ÆGTLWH ḳtulūhu onu öldürün """Kill him"
Elif,Gaf,Te,Lam,Vav,He,
1,100,400,30,6,5,
V – 2nd person masculine plural imperative verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
فعل أمر والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل والهاء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
أو | ǼW ev yahut or
,Vav,
,6,
CONJ – coordinating conjunction
حرف عطف
حرقوه ح ر ق | ḪRG ḪRGWH Harriḳūhu onu yakın "burn him."""
Ha,Re,Gaf,Vav,He,
8,200,100,6,5,
V – 2nd person masculine plural (form II) imperative verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
فعل أمر والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل والهاء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
فأنجاه ن ج و | NCW FǼNCÆH feencāhu fakat onu kurtardı But Allah saved him
Fe,,Nun,Cim,Elif,He,
80,,50,3,1,5,
REM – prefixed resumption particle
V – 3rd person masculine singular (form IV) perfect verb
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
الفاء استئنافية
فعل ماض والهاء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
الله | ÆLLH llahu Allah But Allah saved him
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – nominative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مرفوع
من | MN mine -ten from
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
النار ن و ر | NWR ÆLNÆR n-nāri ateş- the fire.
Elif,Lam,Nun,Elif,Re,
1,30,50,1,200,
N – genitive feminine noun
اسم مجرور
إن | ÎN inne şüphesiz Indeed,
,Nun,
,50,
ACC – accusative particle
حرف نصب
في | FY vardır in
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
ذلك | Z̃LK ƶālike bunda that,
Zel,Lam,Kef,
700,30,20,
DEM – masculine singular demonstrative pronoun
اسم اشارة
لآيات ا ي ي | ÆYY L ËYÆT lāyātin ibretler surely (are) Signs
Lam,,Ye,Elif,Te,
30,,10,1,400,
EMPH – emphatic prefix lām
N – genitive feminine plural indefinite noun
اللام لام التوكيد
اسم مجرور
لقوم ق و م | GWM LGWM liḳavmin bir toplum için for a people
Lam,Gaf,Vav,Mim,
30,100,6,40,
P – prefixed preposition lām
N – genitive masculine indefinite noun
جار ومجرور
يؤمنون ا م ن | ÆMN YÙMNWN yu'minūne inanan who believe.
Ye,,Mim,Nun,Vav,Nun,
10,,40,50,6,50,
V – 3rd person masculine plural (form IV) imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل

Konu Başlığı: [29:24-24] İbrahim'in Tarihine Devam

Abdulbaki Gölpınarlı : Kavminin cevâbı, ancak onu öldürün, yahut yakın sözü olmuştu da Allah, onu ateşten kurtarmıştı; şüphe yok ki bunda elbette deliller var inananlara.
Adem Uğur : Kavminin (İbrahim'e) cevabı ise: "Onu öldürün yahut yakın!" demelerinden ibaret oldu. Ama Allah onu ateşten kurtardı. Doğrusu bunda, iman eden bir kavim için ibretler vardır.
Ahmed Hulusi : (İbrahim'in) toplumunun cevabı şu oldu: "Onu öldürün yahut Onu yakın!" (Fakat) Allâh, Onu ateşten kurtardı. . . Muhakkak ki bu olayda, iman eden toplum için elbette işaretler vardır.
Ahmet Tekin : Allah’ın birliğine, tevhide davetten sonra kavminin İbrâhim’e cevabı, 'Onu öldürün yahut yakın' demelerinden ibaretti. Ama Allah onu ateşten kurtardı. Bunda iman eden bir kavim için Allah’ın varlığını, birliğini gösteren deliller vardır.
Ahmet Varol : Kavminin cevabı ancak: 'Onu öldürün veya yakın' demeleri oldu. Ancak Allah onu ateşten kurtardı. Şüphesiz bunda iman eden bir topluluk için ibretler vardır.
Ali Bulaç : Bunun üzerine kavminin (İbrahim'e) cevabı yalnızca: "Onu öldürün ya da yakın" demek oldu. Böylece Allah onu ateşten kurtardı. Şüphesiz bunda, iman eden bir kavim için ayetler vardır.
Ali Fikri Yavuz : (Hz. İbrahîm, imana davet edince) kavminin cevabı ancak şu olmuştur: “- Öldürün onu, yahud yakın onu.” (Bunun üzerine kavmi, İbrahîm’i ateşe attığı zaman) Allah da onu ateşten kurtardı. Elbette buna iman edecek bir kavim için şübhe götürmez ibretler var.
Bekir Sadak : Ibrahim'in sozlerine milletinin cevabi sadece: «Onu oldurun yahut yakin» demek oldu. Ama Allah onu atesten kurtardi. Dogrusu bunda, inanan kimseler icin dersler vardir.
Celal Yıldırım : (İbrâhim Peygamber'in putları kırıp kavmini Hakka' çağrısına) onların cevabı sadece şöyle demeleri oldu : «İbrahim'i ya öldürün, ya da ateşte yakın.» Ama Allah O'nu ateşten (salimen) kurtardı. Bunda elbette dosdoğru inanan bir millet için öğütler, ibretler ve belgeler vardır.
Diyanet İşleri : (İbrahim’in) kavminin cevabı, “Onu öldürün veya yakın” demekten ibaret oldu. Allah da onu ateşten kurtardı. Şüphesiz bunda inanan bir toplum için ibretler vardır.
Diyanet İşleri (eski) : İbrahim'in sözlerine milletinin cevabı sadece: 'Onu öldürün yahut yakın' demek oldu. Ama Allah onu ateşten kurtardı. Doğrusu bunda, inanan kimseler için dersler vardır.
Diyanet Vakfi : Kavminin (İbrahim'e) cevabı ise: «Onu öldürün yahut yakın!» demelerinden ibaret oldu. Ama Allah onu ateşten kurtardı. Doğrusu bunda, iman eden bir kavim için ibretler vardır.
Edip Yüksel : Halkının karşılığı, 'Onu öldürün, yahut yakın,'demelerinden başka bir şey olmadı. Ancak ALLAH onu ateşten kurtardı. İnanan bir toplum için bunda dersler vardır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Kavminin (İbrahim'e) cevabı ise, «Onu öldürün, yahut yakın!» demelerinden ibaret oldu. Ama Allah onu ateşten kurtardı. Doğrusu bunda, iman eden bir kavim için ibretler vardır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Onun için kavminin ona cevabı sadece şu oldu: «Öldürün onu veya yakın!» dediler. Allah da onu o ateşten kurtardı. Şüphesiz bunda inanacak bir topluluk için ibretler vardır.
Elmalılı Hamdi Yazır : Onun için ona kavminin cevabı sâde şu oldu: öldürün onu veya yakın dediler, Allah da onu o ateşten kurtardı, elbette bunda iyman edecek bir kavm için şübhesiz âyetler var
Fizilal-il Kuran : Soydaşlarının İbrahim'e verdikleri cevap sadece «Bu adamı öldürünüz, ya da yakınız» biçiminde oldu. Fakat Allah onu ateşte yanmaktan kurtardı. Hiç kuşkusuz bu olayda mü'minlerin alacakları birçok ders vardır.
Gültekin Onan : Bunun üzerine kavminin (İbrahim'e) cevabı yalnızca: "Onu öldürün ya da yakın" demek oldu. Böylece Tanrı onu ateşten kurtardı. Şüphesiz bunda inanan bir kavim için ayetler vardır.
Hakkı Yılmaz : Sonra İbrâhîm'in toplumunun cevabı, yalnızca: “Onu öldürün veya yandırın/ ileri derecede sıkıntıya sokun” demeleri oldu. Sonra da Allah o'nu ateşten/ sıkıntıdan kurtardı. Şüphesiz bunda, iman edecek bir toplum için alâmetler/ göstergeler vardır.
Hasan Basri Çantay : Bundan dolayı kavminin cevâbı: «Öldürün onu, yahud yakın onu» demelerinden başka (bir şey) olmadı. Aliah da onu ateşden kurtardı. Şübhe yok ki bunda îman edecek zümreler için her halde ibretler vardır.
Hayrat Neşriyat : Kavminin (İbrâhîm’e) cevâbı ise: 'Onu öldürün yâhut onu yakın!' demelerinden başka bir şey olmadı. Bunun üzerine Allah onu ateşten kurtardı. Şübhesiz ki bunda, îmân edecek bir kavim için nice ibretler vardır.
İbni Kesir : Bunun üzerine kavminin ona cevabı sadece: Onu öldürün veya yakın, demek oldu. Ama Allah onu ateşten korudu. Doğrusu bunda, inananlar için ayetler vardır.
İskender Evrenosoğlu : Buna rağmen onun kavminin (İbrâhîm (A.S)'a) cevabı: "Onu öldürün veya yakın!" demekten başka bir şey olmadı. Bunun üzerine Allah, onu ateşten kurtardı. Bunda muhakkak ki mü'min kavim için elbette âyetler (ibretler) vardır.
Muhammed Esed : İmdi (İbrahim'e gelince,) kavminin o'na tek cevabı şu oldu: "Onu öldürün, veya yakın!" Ama Allah o'nu ateşten korudu. Bakın, bu (kıssa)da inanacak kimseler için dersler vardır!
Ömer Nasuhi Bilmen : Artık (İbrahim aleyhisselâm'ın) kavminin cevabı, «O'nu öldürünüz veya O'nu yakınız,» demekten başka olmadı. Fakat Allah O'nu ateşten kurtardı. Şüphe yok ki bunda imân edecekler olan bir kavim için elbette ibretler vardır.
Ömer Öngüt : Kavminin İbrahim'e cevabı sadece: “Onu öldürün, ya da ateşte yakın!” demelerinden ibaret oldu. Allah onu ateşten kurtardı. Şüphesiz ki bunda iman eden bir kavim için âyetler (ibretler) vardır.
Şaban Piriş : İbrahim’in kavminin cevabı: -Onu öldürün veya onu ateşte yakın! demekten başka birşey olmadı. Allah ise onu ateşten kurtardı. İşte bunda inanacak bir toplum için ibretler vardır.
Suat Yıldırım : Halkının ona verdikleri cevap: "Öldürün onu!" veya "Ateşe atın!" demekten başka bir şey olmadı. Ateşe attılar ama Allah onu ateşten kurtardı. Elbette bunda iman edecek kimseler için ibretler vardır.
Süleyman Ateş : Kavminin (İbrâhim'e) cevabı, sâdece: "Onu öldürün, yahut yakın!" demeleri oldu. Allâh onu ateşten kurtardı. Şüphesiz bunda inanan bir toplum için ibretler vardır.
Tefhim-ul Kuran : Bunun üzerine kendi kavminin (İbrahim'e) cevabı yalnızca: «Onu öldürün ya da yakın» demek oldu. Böylece Allah da onu ateşten kurtardı. Şüphesiz bunda, iman etmekte olan bir kavim için ayetler vardır.
Ümit Şimşek : Kavminin İbrahim'e verdiği cevap, 'Onu öldürün yahut yakın' demekten ibaret oldu. Allah ise onu ateşten kurtardı. İman eden bir topluluk için, işte bunda ibretler vardır.
Yaşar Nuri Öztürk : Toplumunun İbrahim'e cevabı sadece şunu söylemeleri oldu: "Bunu öldürün, yahut yakın!" Ama Allah onu ateşten kurtardı. İnanan bir toplum için bunda elbette ibretler vardır.


[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}