V – 3rd person masculine singular (form II) imperfect verb فعل مضارع
من
|
MN
men
kimseye
whom
Mim,Nun, 40,50,
REL – relative pronoun اسم موصول
يشاء
ش ي ا | ŞYÆ
YŞÆÙ
yeşā'u
dilediği
He wills
Ye,Şın,Elif,, 10,300,1,,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb فعل مضارع
ويرحم
ر ح م | RḪM
WYRḪM
ve yerHamu
ve acır
and has mercy
Vav,Ye,Re,Ha,Mim, 6,10,200,8,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and) V – 3rd person masculine singular imperfect verb الواو عاطفة فعل مضارع
من
|
MN
men
kimseye
(on) whom
Mim,Nun, 40,50,
REL – relative pronoun اسم موصول
يشاء
ش ي ا | ŞYÆ
YŞÆÙ
yeşā'u
dilediği
He wills,
Ye,Şın,Elif,, 10,300,1,,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb فعل مضارع
وإليه
|
WÎLYH
ve ileyhi
ve hepiniz O'na
and to Him
Vav,,Lam,Ye,He, 6,,30,10,5,
CONJ – prefixed conjunction wa (and) P – preposition PRON – 3rd person masculine singular object pronoun الواو عاطفة جار ومجرور
تقلبون
ق ل ب | GLB
TGLBWN
tuḳlebūne
çevrilirsiniz
you will be returned.
Te,Gaf,Lam,Be,Vav,Nun, 400,100,30,2,6,50,
V – 2nd person masculine plural passive imperfect verb PRON – subject pronoun فعل مضارع مبني للمجهول والواو ضمير متصل في محل رفع نائب فاعل
Konu Başlığı: [29:19-23] Hayatın Kaynağını Araştırıp İnceleyin
Abdulbaki Gölpınarlı : Dilediğini azaplandırır ve dilediğine acır ve siz, döndürülüp onun tapısına götürüleceksiniz.
Adem Uğur : O, dilediğine azabeder, dilediğini esirger. Ancak O'na döndürüleceksiniz.
Ahmed Hulusi : "Dilediğine azap eder, dilediğine de merhamet eder. . . O'na dönüştürüleceksiniz (Hakikatinizin El Esmâ ül Hüsnâ olduğunu fark edeceksiniz)!"
Ahmet Tekin : Allah sünnetine, düzeninin yasalarına uygun olarak, iradesinin tecellisine tâbi, akıllı ve sorumlu varlıkları cezalandırır. Sünnetine, düzeninin yasalarına uygun olarak, iradesinin tecellisine tâbi, akıllı ve sorumlu varlıklara rahmeti ve merhametiyle muamele de eder. Sadece O’nun huzuruna götürüleceksiniz.
Ahmet Varol : Dilediğine azab eder ve dilediğine merhamet eder. Siz O'na döndürülürsünüz.
Ali Bulaç : Dilediğini azablandırır, dilediğine merhamet eder. O'na çevrilip götürüleceksiniz.
Ali Fikri Yavuz : Dilediğine azab eder, dilediğine de merhamet eder; ve ancak O’na döndürüleceksiniz.
Bekir Sadak : (20-21) De ki: «Yeryuzunde dolasin; Allah'in yaratmaya nasil basladigini bir gorun. Iste Allah ayni sekilde ahiret yaratmasini da yapacaktir. Dogrusu Allah her seye Kadir'dir. Diledigine azabeder, diledigine merhamet eder. O'na cevrileceksiniz.
Celal Yıldırım : Dilediğine azâb eder, dilediğine merhamette bulunur ve ancak O'na çevrileceksiniz.
Diyanet İşleri : O, dilediğine azap eder, dilediğine de merhamet eder. Ancak O’na döndürüleceksiniz.
Diyanet İşleri (eski) : (20-21) De ki: 'Yeryüzünde dolaşın; Allah'ın yaratmaya nasıl başladığını bir görün. İşte Allah aynı şekilde ahiret yaratmasını da yapacaktır. Doğrusu Allah her şeye Kadir'dir. Dilediğine azabeder, dilediğine merhamet eder. O'na çevrileceksiniz.
Diyanet Vakfi : O, dilediğine azabeder, dilediğini esirger. Ancak O'na döndürüleceksiniz.
Edip Yüksel : Dilediğini cezalandırır ve dilediğine acır; O'na çevrileceksiniz.
Hakkı Yılmaz : (20-22) De ki: “Yeryüzünde gezip dolaşın da, O'nun oluşturmaya nasıl başladığına bir bakın. Sonra Allah, son yapıyı inşa edecektir. Şüphesiz Allah, her şeye güç yetirendir. O, dilediği kimseye azap eder, dilediği kimseye de rahmet eder. Ve siz yalnızca O'na döndürüleceksiniz. Ve siz yeryüzünde ve gökte âciz bırakanlar değilsiniz. Ve sizin için Allah'ın astlarından bir koruyucu, yol gösterici yakın ve yardımcı yoktur.”
Hasan Basri Çantay : Kimi dilerse azâblandırır, kimi dilerse esirger O. (Hepiniz) ancak ona döndürü (lüp götürü) leceksiniz.
Hayrat Neşriyat : (O,) dilediğine (hak ettiği üzere) azâb eder; dilediğine de merhamet eder. Ve (sizler, sonunda) ancak O’na döndürüleceksiniz.
İbni Kesir : Dilediğine azab eder, dilediğine merhamet eder. Ve ona çevrileceksiniz.
İskender Evrenosoğlu : (Allah), dilediği kişiye azap eder ve dilediği kişiye rahmet eder (Rahîm esmasıyla tecelli eder). Ve O'na, (halden hale çevrilip) döndürüleceksiniz.
Muhammed Esed : Dilediğine azap verir, dilediğine merhamet eder; hepiniz O'na döndürüleceksiniz:
Ömer Nasuhi Bilmen : Dilediği kimseye azap eder ve dilediği kimseye de merhamet buyurur. Ve O'na döndürüleceksiniz.
Ömer Öngüt : O dilediğine azap eder, dilediğine rahmet eder. Hepiniz O'na döndürüleceksiniz.
Şaban Piriş : O dilediğine azap eder, dilediğine rahmet eder. O’na döndürüleceksiniz.
Suat Yıldırım : O, dilediğini cezalandırır, dilediğine merhamet eder. Hepiniz O’nun huzuruna götürüleceksiniz.
Süleyman Ateş : Dilediğine azâbeder, dilediğine acır ve hepiniz O'na çevrilirsiniz.
Tefhim-ul Kuran : Dilediğini azablandırır, dilediğine merhamet eder. O'na çevrilip götürüleceksiniz.
Ümit Şimşek : O dilediğine azap verir, dilediğine merhamet eder. Siz de Onun huzuruna götürüleceksiniz.