» 72 / Cin  13:

Kuran Sırası: 72
İniş Sırası: 40
Cin Suresi = Cin Suresi
Cinlerden bir grubun Kur’an’i dinleyerek dogru yola girmeleri bulmalari anlatildigindan bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28

72:13 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
biz | ne zaman ki | işitince | yol gösteren (Kur'an)ı | inandık | ona | artık kim | inanırsa | Rabbine | | korkmaz | eksik verilmesinden | ve ne de | kötülük edilmesinden |

WǼNÆ LMÆ SMANÆ ÆLHD̃ ËMNÆ BH FMN YÙMN BRBH FLÆ YḢÆF BḢSÆ WLÆ RHGÆ
ve ennā lemmā semiǎ'nā l-hudā āmennā bihi fe men yu'min birabbihi felā yeḣāfu beḣsen ve lā raheḳan

وَأَنَّا لَمَّا سَمِعْنَا الْهُدَىٰ امَنَّا بِهِ فَمَنْ يُؤْمِنْ بِرَبِّهِ فَلَا يَخَافُ بَخْسًا وَلَا رَهَقًا

Transcript Okunuş Türkçe
1. WǼNÆ = ve ennā : biz
2. LMÆ = lemmā : ne zaman ki
3. SMANÆ = semiǎ'nā : işitince
4. ÆLHD̃ = l-hudā : yol gösteren (Kur'an)ı
5. ËMNÆ = āmennā : inandık
6. BH = bihi : ona
7. FMN = fe men : artık kim
8. YÙMN = yu'min : inanırsa
9. BRBH = birabbihi : Rabbine
10. FLÆ = felā :
11. YḢÆF = yeḣāfu : korkmaz
12. BḢSÆ = beḣsen : eksik verilmesinden
13. WLÆ = ve lā : ve ne de
14. RHGÆ = raheḳan : kötülük edilmesinden
biz | ne zaman ki | işitince | yol gösteren (Kur'an)ı | inandık | ona | artık kim | inanırsa | Rabbine | | korkmaz | eksik verilmesinden | ve ne de | kötülük edilmesinden |

[] [] [SMA] [HD̃Y] [ÆMN] [] [] [ÆMN] [RBB] [] [ḢWF] [BḢS] [] [RHG]
WǼNÆ LMÆ SMANÆ ÆLHD̃ ËMNÆ BH FMN YÙMN BRBH FLÆ YḢÆF BḢSÆ WLÆ RHGÆ

ve ennā lemmā semiǎ'nā l-hudā āmennā bihi fe men yu'min birabbihi felā yeḣāfu beḣsen ve lā raheḳan
وأنا لما سمعنا الهدى آمنا به فمن يؤمن بربه فلا يخاف بخسا ولا رهقا

[] [] [س م ع] [ه د ي] [ا م ن] [] [] [ا م ن] [ر ب ب] [] [خ و ف] [ب خ س] [] [ر ه ق]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وأنا | WǼNÆ ve ennā biz And that [we]
لما | LMÆ lemmā ne zaman ki when
سمعنا س م ع | SMA SMANÆ semiǎ'nā işitince we heard
الهدى ه د ي | HD̃Y ÆLHD̃ l-hudā yol gösteren (Kur'an)ı the Guidance
آمنا ا م ن | ÆMN ËMNÆ āmennā inandık we believed
به | BH bihi ona in it.
فمن | FMN fe men artık kim And whoever
يؤمن ا م ن | ÆMN YÙMN yu'min inanırsa believes
بربه ر ب ب | RBB BRBH birabbihi Rabbine in his Lord,
فلا | FLÆ felā then not
يخاف خ و ف | ḢWF YḢÆF yeḣāfu korkmaz he will fear
بخسا ب خ س | BḢS BḢSÆ beḣsen eksik verilmesinden any loss
ولا | WLÆ ve lā ve ne de and not
رهقا ر ه ق | RHG RHGÆ raheḳan kötülük edilmesinden any burden.
biz | ne zaman ki | işitince | yol gösteren (Kur'an)ı | inandık | ona | artık kim | inanırsa | Rabbine | | korkmaz | eksik verilmesinden | ve ne de | kötülük edilmesinden |

[] [] [SMA] [HD̃Y] [ÆMN] [] [] [ÆMN] [RBB] [] [ḢWF] [BḢS] [] [RHG]
WǼNÆ LMÆ SMANÆ ÆLHD̃ ËMNÆ BH FMN YÙMN BRBH FLÆ YḢÆF BḢSÆ WLÆ RHGÆ

ve ennā lemmā semiǎ'nā l-hudā āmennā bihi fe men yu'min birabbihi felā yeḣāfu beḣsen ve lā raheḳan
وأنا لما سمعنا الهدى آمنا به فمن يؤمن بربه فلا يخاف بخسا ولا رهقا

[] [] [س م ع] [ه د ي] [ا م ن] [] [] [ا م ن] [ر ب ب] [] [خ و ف] [ب خ س] [] [ر ه ق]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وأنا | WǼNÆ ve ennā biz And that [we]
Vav,,Nun,Elif,
6,,50,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
ACC – accusative particle
PRON – 1st person plural object pronoun
الواو عاطفة
حرف نصب من اخوات «ان» و«نا» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
لما | LMÆ lemmā ne zaman ki when
Lam,Mim,Elif,
30,40,1,
T – time adverb
ظرف زمان
سمعنا س م ع | SMA SMANÆ semiǎ'nā işitince we heard
Sin,Mim,Ayn,Nun,Elif,
60,40,70,50,1,
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
الهدى ه د ي | HD̃Y ÆLHD̃ l-hudā yol gösteren (Kur'an)ı the Guidance
Elif,Lam,He,Dal,,
1,30,5,4,,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
آمنا ا م ن | ÆMN ËMNÆ āmennā inandık we believed
,Mim,Nun,Elif,
,40,50,1,
V – 1st person plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
به | BH bihi ona in it.
Be,He,
2,5,
P – prefixed preposition bi
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
جار ومجرور
فمن | FMN fe men artık kim And whoever
Fe,Mim,Nun,
80,40,50,
REM – prefixed resumption particle
COND – conditional noun
الفاء استئنافية
اسم شرط
يؤمن ا م ن | ÆMN YÙMN yu'min inanırsa believes
Ye,,Mim,Nun,
10,,40,50,
V – 3rd person masculine singular (form IV) imperfect verb, jussive mood
فعل مضارع مجزوم
بربه ر ب ب | RBB BRBH birabbihi Rabbine in his Lord,
Be,Re,Be,He,
2,200,2,5,
P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine noun
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
جار ومجرور والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
فلا | FLÆ felā then not
Fe,Lam,Elif,
80,30,1,
RSLT – prefixed result particle
NEG – negative particle
الفاء واقعة في جواب الشرط
حرف نفي
يخاف خ و ف | ḢWF YḢÆF yeḣāfu korkmaz he will fear
Ye,Hı,Elif,Fe,
10,600,1,80,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
فعل مضارع
بخسا ب خ س | BḢS BḢSÆ beḣsen eksik verilmesinden any loss
Be,Hı,Sin,Elif,
2,600,60,1,
N – accusative masculine singular indefinite noun
اسم منصوب
ولا | WLÆ ve lā ve ne de and not
Vav,Lam,Elif,
6,30,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
NEG – negative particle
الواو عاطفة
حرف نفي
رهقا ر ه ق | RHG RHGÆ raheḳan kötülük edilmesinden any burden.
Re,He,Gaf,Elif,
200,5,100,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب

Konu Başlığı: [72:5-17] Yeni Elçilere, Tanrı Adına Karşı Koyma Alışkanlığı

Abdulbaki Gölpınarlı : Ve gerçekten de doğru yolu gösteren Kur'ân'ı duyunca inandık ona; kim Rabbine inanırsa artık ne mükâfâtın azalmasından korkar, ne de zulümden ve kötülükten.
Adem Uğur : Doğrusu biz, o hidayeti (Kur'an'ı) işitince ona iman ettik. Kim Rabbine iman ederse, artık ne bir (ecrinin) eksikliğe uğratılmasından ne de haksızlık edilmesinden korkar.
Ahmed Hulusi : "Biz hüdayı (Kurân'ı) işittiğimizde, Onun hakikat olduğuna iman ettik. . . Kim Rabbine hakikati olarak iman ederse, (artık o) ne hakkının eksik verilmesinden korkar ve ne de zillete düşürülmekten!"
Ahmet Tekin : 'Biz hidayet rehberi olan Kur’ân’ı, peygamberi işitince ona iman ettik. Kim Rabbine iman ederse, amellerinin değerinin düşürülmesinden, mükâfatının eksik verilmesinden, haklarına tecavüzden, zulüm ve haksızlık edilmesinden korkmaz.'
Ahmet Varol : Ve biz doğruluğa ileten (Kur'an)'ı duyunca ona iman ettik. Kim Rabbine iman ederse (sevabının) eksik verilmesinden de, haksızlığa uğratılmaktan da korkmaz.
Ali Bulaç : "Elbette biz, o yol gösterici (Kur'an'ı) işitince, ona iman ettik. Artık kim Rabbine iman ederse, o ne (ecrinin) eksileceğinden korkar ve ne de haksızlığa uğrayacağından."
Ali Fikri Yavuz : Gerçekten biz, O Kur’an’ı dinlediğimiz zaman ona iman ettik. Kim Rabbine iman ederse, artık ne mükâfatının azalacağından, ne de bir haksızlığa uğrıyacağından korkmaz.
Bekir Sadak : «Şuphesiz, dogruluk rehberi olan Kuran'i dinledigimizde ona inandik; kim Rabbine inanirsa, o, ecrinin eksiltileceginden ve kendisine haksizlik edileceginden korkmaz.»
Celal Yıldırım : Şüphesiz ki, biz doğru yolu gösteren (Kur'ân)ı kulak verip dinlediğimizde ona imân ettik. Artık kim Rabbına imân ederse, ne (ecrinin) eksileceğinden, ne de haksızlığa uğrayacağından korkusu olmaz..
Diyanet İşleri : “Gerçekten biz hidayet rehberini (Kur’an’ı) işitince ona inandık. Kim Rabbine inanırsa, artık ne hakkının eksik verilmesinden, ne de haksızlığa uğramaktan korkar.”
Diyanet İşleri (eski) : 'Şüphesiz, doğruluk rehberi olan Kuran'ı dinlediğimizde ona inandık; kim Rabbine inanırsa, o, ecrinin eksiltileceğinden ve kendisine haksızlık edileceğinden korkmaz.'
Diyanet Vakfi : Doğrusu biz, o hidayeti (Kur'an'ı) işitince ona iman ettik. Kim Rabbine iman ederse, artık ne bir (ecrinin) eksikliğe uğratılmasından ne de haksızlık edilmesinden korkar.
Edip Yüksel : 'Biz, yol gösteren (Kuran)ı işitir işitmez ona inandık. Rabbine inanan hiçbir haksızlığa ve sıkıntıya uğramaz.'
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : «Doğrusu biz o hidayet rehberini dinlediğimizde ona iman ettik. Kim Rabbine inanırsa, ne hakkının eksik verilmesinden korkar, ne de kendisine kötülük edilmesinden.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Doğrusu biz o hidayet rehberini dinlediğimizde ona iman ettik. Her kim O Rabbine iman ederse artık ne hakkı yenmek ne de istila olunmak korkusu kalmaz.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ve doğrusu biz o hidayet rehberini dinlediğimizde ona iyman ettik, her kim o rabbına iyman ederse artık ne hakkı yenmek ne de istiylâ olunmak korkusu kalmaz
Fizilal-il Kuran : Biz doğru yola ileten Kur'ân'ı işitir işitmez ona inandık. Kim Rabbine inanırsa ne haksızlığa uğramaktan ve ne zora koşulmaktan korkar.
Gültekin Onan : "Elbette biz, o yol gösterici (Kuran'ı) işitince, ona inandık. Artık kim rabbine inanırsa, o ne (ecrinin) eksileceğinden korkar ve ne de haksızlığa uğrayacağından."
Hakkı Yılmaz : Ve biz o kılavuzu/ Kur’ân'ı dinlediğimizde ona iman ettik. Onun için kim Rabbine inanırsa, o hakkının eksik verilmesinden ve haksızlığa uğramaktan/ aptal yerine konmaktan, kendisine aşırı yük yüklenilmesinden korkmaz.
Hasan Basri Çantay : «Doğrusu, biz o hidâyeti (Kur'ânı) dinleyince ona îmân etdik. Kim de Rabbine îmân ederse o, ne bir (ecrinin) eksileceğinden, ne de bir haksızlığa uğrayacağından korkmaz».
Hayrat Neşriyat : 'Ve gerçekten biz, o hidâyeti (Kur’ân’ı) dinleyince ona îmân ettik. O hâlde kim Rabbisine îmân ederse, artık ne (alacağı sevabda) bir noksanlıktan, ne de bir haksızlığa uğramaktan korkar!'
İbni Kesir : Doğrusu biz, hidayeti işittiğimizde ona inandık. Kim Rabbına iman ederse; o, ecrinin eksiltilmesinden ve kendisine haksızlık edilmesinden korkmaz.
İskender Evrenosoğlu : Ve gerçekten biz, hidayeti işittiğimiz zaman O'na îmân ettik. Artık kim Rabbine îmân ederse, bundan sonra hakkının verilmemesinden ve zulme uğrayacağından korkmaz.
Muhammed Esed : Bu nedenle, (Allah'ın) rehberliği(ne çağrıyı) duyar duymaz ona inanmaya başladık. Rabbine inanan kimse hiçbir zaman ziyana veya haksızlığa uğrama korkusu duymaz.
Ömer Nasuhi Bilmen : «Doğrusu biz vaktâ ki, o rehber-i hidâyeti dinledik, O'na imân ettik. İmdi kim de Rabbine imân ederse artık ne noksaniyetten ve ne de bir zillete uğramadan korkmaz.»
Ömer Öngüt : "Biz hidayet rehberi olan Kur'an'ı dinlediğimizde, ona iman ettik. Kim Rabbine iman ederse; o artık ne mükâfatın azalacağından, ne de haksızlığa uğrayacağından korkmaz.
Şaban Piriş : Biz, yol göstericiyi işittiğimiz zaman ona inandık. Kim Rabbine iman ederse, (ecrinin) eksilmesinden ve haksızlık edilmesinden korkmaz.
Suat Yıldırım : Biz hidâyet Rehberini dinleyince onu tasdik ettik. Kim Rabbine iman ederse, ne hakkının eksik verilmesinden, ne de gadre uğramaktan asla endişesi kalmaz."
Süleyman Ateş : Biz, yol gösteren (Kur'ân)ı işitince ona inandık. Kim Rabbine inanırsa (ne hakkının) eksik verilmesinden, ne de kendisine kötülük edilmesinden korkar.
Tefhim-ul Kuran : «Elbette biz, o yol gösterici (Kur'an'ı) işitince, ona iman ettik. Artık kim Rabbine iman ederse, o ne (ecrinin) eksileceğinden korkar ve ne de haksızlığa uğrayacağından.»
Ümit Şimşek : 'Doğru yolu gösteren Kur'ân'ı işitir işitmez biz ona iman ettik. Rabbine iman eden kimse ne ecrinin eksilmesinden korkar, ne zulme uğramaktan.
Yaşar Nuri Öztürk : "Biz, doğruya ve güzele kılavuzlayanı dinleyince, ona inandık. Rabbine inanan kişi ne hakkının eksik verilmesinden korkar ne de tecavüze uğrayıp kuşatılmaktan."


[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}