» 72 / Cin  14:

Kuran Sırası: 72
İniş Sırası: 40
Cin Suresi = Cin Suresi
Cinlerden bir grubun Kur’an’i dinleyerek dogru yola girmeleri bulmalari anlatildigindan bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28

72:14 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
ve elbette biz | bizden vardır | müslümanlar | ve bizden vardır | doğru yoldan sapanlar | artık kimler | müslüman olursa | işte onlar | aramışlardır | doğru yolu |

WǼNÆ MNÆ ÆLMSLMWN WMNÆ ÆLGÆSŦWN FMN ǼSLM FǼWLÙK TḪRWÆ RŞD̃Æ
ve ennā minnā l-muslimūne ve minnā l-ḳāsiTūne fe men esleme feulāike teHarrav raşeden

وَأَنَّا مِنَّا الْمُسْلِمُونَ وَمِنَّا الْقَاسِطُونَ فَمَنْ أَسْلَمَ فَأُولَٰئِكَ تَحَرَّوْا رَشَدًا

Transcript Okunuş Türkçe
1. WǼNÆ = ve ennā : ve elbette biz
2. MNÆ = minnā : bizden vardır
3. ÆLMSLMWN = l-muslimūne : müslümanlar
4. WMNÆ = ve minnā : ve bizden vardır
5. ÆLGÆSŦWN = l-ḳāsiTūne : doğru yoldan sapanlar
6. FMN = fe men : artık kimler
7. ǼSLM = esleme : müslüman olursa
8. FǼWLÙK = feulāike : işte onlar
9. TḪRWÆ = teHarrav : aramışlardır
10. RŞD̃Æ = raşeden : doğru yolu
ve elbette biz | bizden vardır | müslümanlar | ve bizden vardır | doğru yoldan sapanlar | artık kimler | müslüman olursa | işte onlar | aramışlardır | doğru yolu |

[] [] [SLM] [] [GSŦ] [] [SLM] [] [ḪRY] [RŞD̃]
WǼNÆ MNÆ ÆLMSLMWN WMNÆ ÆLGÆSŦWN FMN ǼSLM FǼWLÙK TḪRWÆ RŞD̃Æ

ve ennā minnā l-muslimūne ve minnā l-ḳāsiTūne fe men esleme feulāike teHarrav raşeden
وأنا منا المسلمون ومنا القاسطون فمن أسلم فأولئك تحروا رشدا

[] [] [س ل م] [] [ق س ط] [] [س ل م] [] [ح ر ي] [ر ش د]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وأنا | WǼNÆ ve ennā ve elbette biz And that we,
منا | MNÆ minnā bizden vardır among us
المسلمون س ل م | SLM ÆLMSLMWN l-muslimūne müslümanlar (are) Muslims
ومنا | WMNÆ ve minnā ve bizden vardır and among us
القاسطون ق س ط | GSŦ ÆLGÆSŦWN l-ḳāsiTūne doğru yoldan sapanlar (are) unjust.
فمن | FMN fe men artık kimler And whoever
أسلم س ل م | SLM ǼSLM esleme müslüman olursa submits,
فأولئك | FǼWLÙK feulāike işte onlar then those
تحروا ح ر ي | ḪRY TḪRWÆ teHarrav aramışlardır have sought
رشدا ر ش د | RŞD̃ RŞD̃Æ raşeden doğru yolu (the) right path.
ve elbette biz | bizden vardır | müslümanlar | ve bizden vardır | doğru yoldan sapanlar | artık kimler | müslüman olursa | işte onlar | aramışlardır | doğru yolu |

[] [] [SLM] [] [GSŦ] [] [SLM] [] [ḪRY] [RŞD̃]
WǼNÆ MNÆ ÆLMSLMWN WMNÆ ÆLGÆSŦWN FMN ǼSLM FǼWLÙK TḪRWÆ RŞD̃Æ

ve ennā minnā l-muslimūne ve minnā l-ḳāsiTūne fe men esleme feulāike teHarrav raşeden
وأنا منا المسلمون ومنا القاسطون فمن أسلم فأولئك تحروا رشدا

[] [] [س ل م] [] [ق س ط] [] [س ل م] [] [ح ر ي] [ر ش د]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وأنا | WǼNÆ ve ennā ve elbette biz And that we,
Vav,,Nun,Elif,
6,,50,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
ACC – accusative particle
PRON – 1st person plural object pronoun
الواو عاطفة
حرف نصب من اخوات «ان» و«نا» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
منا | MNÆ minnā bizden vardır among us
Mim,Nun,Elif,
40,50,1,
P – preposition
PRON – 1st person plural object pronoun
جار ومجرور
المسلمون س ل م | SLM ÆLMSLMWN l-muslimūne müslümanlar (are) Muslims
Elif,Lam,Mim,Sin,Lam,Mim,Vav,Nun,
1,30,40,60,30,40,6,50,
"PN – nominative masculine plural (form IV) active participle → Islam"
اسم علم مرفوع
ومنا | WMNÆ ve minnā ve bizden vardır and among us
Vav,Mim,Nun,Elif,
6,40,50,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
P – preposition
PRON – 1st person plural object pronoun
الواو عاطفة
جار ومجرور
القاسطون ق س ط | GSŦ ÆLGÆSŦWN l-ḳāsiTūne doğru yoldan sapanlar (are) unjust.
Elif,Lam,Gaf,Elif,Sin,Tı,Vav,Nun,
1,30,100,1,60,9,6,50,
N – nominative masculine plural active participle
اسم مرفوع
فمن | FMN fe men artık kimler And whoever
Fe,Mim,Nun,
80,40,50,
REM – prefixed resumption particle
COND – conditional noun
الفاء استئنافية
اسم شرط
أسلم س ل م | SLM ǼSLM esleme müslüman olursa submits,
,Sin,Lam,Mim,
,60,30,40,
V – 3rd person masculine singular (form IV) perfect verb
فعل ماض
فأولئك | FǼWLÙK feulāike işte onlar then those
Fe,,Vav,Lam,,Kef,
80,,6,30,,20,
RSLT – prefixed result particle
DEM – plural demonstrative pronoun
الفاء واقعة في جواب الشرط
اسم اشارة
تحروا ح ر ي | ḪRY TḪRWÆ teHarrav aramışlardır have sought
Te,Ha,Re,Vav,Elif,
400,8,200,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
رشدا ر ش د | RŞD̃ RŞD̃Æ raşeden doğru yolu (the) right path.
Re,Şın,Dal,Elif,
200,300,4,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب

Konu Başlığı: [72:5-17] Yeni Elçilere, Tanrı Adına Karşı Koyma Alışkanlığı

Abdulbaki Gölpınarlı : Ve gerçekten de bizden, Müslüman olanlar da var, gerçekten sapıp zulmedenler de; artık kimler Müslüman olursa onlardır doğruluk yolunu arayıp bulanlar.
Adem Uğur : İçimizde, (Allah'a) teslimiyet gösterenler de var, hak yoldan sapanlar da var. Teslimiyet gösteren kimseler, doğru yolu arayanlardır.
Ahmed Hulusi : "Bizden teslim olmuşlar da vardır, hükümlere âsi olan zâlimler de vardır. . . Teslim olanlar, hakikatin olgunluğuna talip olanlardır. "
Ahmet Tekin : 'İçimizde İslâm’ı yaşayan müslümanlar da var. Hak yoldan sapan zalimler de var. Müslüman olanlar, işte onlar doğru huzurlu ve aydınlık yolu arayanlardır.'
Ahmet Varol : Bizden Müslümanlar da var, haksızlık edenler (doğru yoldan sapanlar) da. Kim Müslüman olursa işte onlar doğruyu arayıp bulmuşlardır.
Ali Bulaç : "Ve elbette bizden müslüman olanlar da var, zulmedenler de. İşte (Allah'a) teslim olanlar, artık onlar 'gerçeği ve doğruyu' araştırıp bulanlardır."
Ali Fikri Yavuz : Gerçekten bizim içimizde (Kur’an’a ve Peygambere iman eden) müslümanlar da var, bizden (iman etmiyen) zalimler de var. Müslüman olanlar, işte onlar hidayeti arayanlardır; (ve ona lâyık bulunanlardır).
Bekir Sadak : «cimizde, kendini Allah'a vermis olanlar da, yazik edenler de vardir. Kendini Allah'a veren kimseler, iste onlar, dogru yolu arayanlar, ona layik olanlardir.»
Celal Yıldırım : Hakikat içimizde (Allah'a) teslimiyet gösterenler de var, kendine yazık eden haksızlar da var. İslâm'ı kabul edenler, doğru yolu arayıp seçenlerdir.
Diyanet İşleri : “Kuşkusuz içimizde müslüman olanlar da var, hak yoldan sapanlar da var. Kim müslüman olursa, işte onlar doğruyu arayıp bulmuşlardır.”
Diyanet İşleri (eski) : 'İçimizde, kendini Allah'a vermiş olanlar da, yazık edenler de vardır. Kendini Allah'a veren kimseler, işte onlar, doğru yolu arayanlar, ona layık olanlardır.'
Diyanet Vakfi : İçimizde, (Allah'a) teslimiyet gösterenler de var, hak yoldan sapanlar da var. Teslimiyet gösteren kimseler, doğru yolu arayanlardır.
Edip Yüksel : 'Aramızdan müslümanlar da var uzlaşmacılar da vardır.' Kim teslim olursa, işte gerçeği araştıranlar onlardır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : «Ve biz, bizlerden müslümanlar da var, hak yoldan sapanlar da var. Müslüman olanlar, işte onlar doğru yolu arayanlardır.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Ve doğrusu bizler: Bizlerden müslümanlar da var, bizlerden haksızlar da var. Müslüman olanlar, işte onlar doğru yolu arayanlardır.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ve doğrusu bizler: bizlerden müslimler de var, haksızlar da var, müslim olanlar, işte onlar rüşd-ü savabı arıyanlardır
Fizilal-il Kuran : Aramızda Müslümanlar olduğu gibi gerçeğe sırt çevirenler de var. Müslüman olanlar, doğruyu arayıp bulanlardır.
Gültekin Onan : "Ve elbette bizden müslüman olanlar da var, zulmedenler de. İşte (Tanrı'ya) teslim olanlar, artık onlar 'gerçeği ve doğruyu' araştırıp bulanlardır."
Hakkı Yılmaz : "Ve gerçekten bizim durumumuz ise; Müslümanlar bizdendir, yanlış; kendi zararlarına iş yapanlar da bizdendir. Ama kimler Müslüman olduysa, işte onlar doğruya, güzele, iyiye, gerçeğe gitmeyi arayanlardır. "
Hasan Basri Çantay : «Gerçek kimimiz müslümanlar, kimimiz ise zulmedenlerdir. Müslüman olan kişiler (yok mu?) işte onlar doğru yolu ara (yıb bul) muşlardır».
Hayrat Neşriyat : 'Doğrusu biz ki, bizden Müslüman olanlar da var ve içimizden (hak yoldan)sapanlar da var. Fakat kim Müslüman olursa, işte onlar doğru yolu aramışlardır.'
İbni Kesir : İçimizden teslim olanlar da vardır, kendilerine yazık edenler de. Kim teslim olursa; işte onlar, doğru yolu aramış olanlardır.
İskender Evrenosoğlu : Ve gerçekten bizden, (Allah’a) teslim olanlar da var ve bizden kasitun (kalpleri kasiyet bağlamış) olanlar da var. Artık kim (Allah’a) teslim olmuşsa işte onlar, irşad olmayı (nefsin ve iradenin teslimini) arayanlardır (dileyenlerdir).
Muhammed Esed : Ama içimizde kendilerini Allah'a teslim edenler bulun(duğu doğrud)ur, tıpkı kendilerini zulme kaptıranlar bulunduğu gibi. Kendilerini Allah'a teslim edenler doğru ile eğriyi ayırd etme bilincine ulaşanlardır;
Ömer Nasuhi Bilmen : «Ve muhakkak ki, bizden müslümanlar da vardır ve bizden mütecavizler de vardır, artık kimler İslâmiyet'e nâil olmuşlar ise, işte onlar doğru yolu araştırmışlardır.»
Ömer Öngüt : "İçimizde kendini Allah'a vermiş müslümanlar da var, hak yolundan sapan zâlimler de var. Kendini Allah'a veren müslümanlar; işte onlar hidayet yolunu arayanlardır. "
Şaban Piriş : Bizden müslüman olanlar da var, sapmış olanlarımız da var. Müslüman olanlar, işte onlar doğru yola yönelenlerdir.
Suat Yıldırım : "Bizden Allah’a itaat edenlerin yanında, hak yoldan sapan kâfirler de var. Allah’a itaat ve teslimiyet gösterenler, doğru yolu arayanlardır."
Süleyman Ateş : Ve biz, bizden müslümanlar da var ve bizden doğru yoldan sapanlar da var. Kimler müslüman olursa işte onlar doğru yolu aramışlardır.
Tefhim-ul Kuran : «Ve elbette bizden Müslüman olanlar da var, zulmedenler de. İşte (Allah'a) teslim olanlar, artık onlar 'gerçeği ve doğruyu' araştırıp bulanlardır.»
Ümit Şimşek : 'İçimizden Müslüman olanlar da var, haktan ayrılanlar da. Müslüman olanlar, doğru yolu arayıp bulmuş olanlardır.
Yaşar Nuri Öztürk : "Nihayet, bizden Allah'a teslim olanlar da var, haksızlığa sapıp çizgiden çıkanlar da var. Allah'a teslim olanlar, işte onlar, doğruyu ve hayrı aramışlardır.


[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}