» 72 / Cin  :

Kuran Sırası: 72
İniş Sırası: 40
Cin Suresi = Cin Suresi
Cinlerden bir grubun Kur’an’i dinleyerek dogru yola girmeleri bulmalari anlatildigindan bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28

72: için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"

Hayrat Neşriyat Meali
1: (Ey Resûlüm!) De ki: 'Bana vahyolundu, şu şübhesiz ki, cin’lerden bir topluluk (ben Kur’ân okurken) dinlemiş de: 'Doğrusu biz, hârikulâde güzel bir Kur’ân dinledik!’ demişler.'
2: (Ve demişler ki:) '(O Kur’ân) doğru yola götürüyor; artık (biz de) ona îmân ettik. Ve Rabbimize hiçbir şeyi aslâ ortak koşmayacağız!'
3: 'Ve şu muhakkak ki, Rabbimizin şânı pek yücedir; (O,) ne bir eş edinmiştir, ne de bir çocuk!'
4: 'Şu da şübhesiz ki, bizim sefih olanımız (İblis), Allah hakkında saçma şeyler söylüyormuş.'
5: 'Hâlbuki biz, insanların ve cinlerin Allah hakkında aslâ yalan söylemeyeceklerini sanmıştık!'
6: 'Şu da gerçek ki, insanlardan bazı erkekler, cinlerden bazı erkeklere sığınıyorlardı. Böylece onların azgınlıklarını artırdılar.'
7: 'Hakikaten onlar da sizin zannettiğiniz gibi, Allah’ın hiç kimseyi aslâ diriltmeyeceğini zannetmişlerdi.'
8: 'Doğrusu biz, (melâikeleri dinlemek için) göğe dokunduk (orayı yokladık) da onu(artık), kuvvetli bekçiler ve alevli yıldızlarla doldurulmuş bulduk.'
9: 'Hâlbuki şübhesiz biz, (peygamberin gönderilmesinden önce) ondan oturulacak yerlerde (semâvât ehlini) dinlemek için otururduk. Fakat şimdi kim dinlemeye kalksa,(karşısında) kendisini (helâk etmek üzere) gözetleyen bir alev buluyor!'
10: 'Ve gerçekten biz bilmiyoruz, (bununla) yeryüzünde bulunan kimselere bir kötülük mü (yapılmak) istenildi, yoksa Rableri onlara bir iyilik mi diledi?'
11: 'Doğrusu biz ise, bizden sâlih olanlar da vardır ve bizden bundan aşağıda olanlar(böyle sâlih olmayanlar) da vardır. Farklı farklı yollar(da gider) olmuşuz.'
12: 'Artık şübhesiz ki biz, yeryüzünde Allah’ı aslâ âciz bırakamayacağımızı, (hem)kaçmakla da O’nu aslâ âciz bırakamayacağımızı (O’ndan kurtulamayacağımızı) sezdik (iyice anladık)!'
13: 'Ve gerçekten biz, o hidâyeti (Kur’ân’ı) dinleyince ona îmân ettik. O hâlde kim Rabbisine îmân ederse, artık ne (alacağı sevabda) bir noksanlıktan, ne de bir haksızlığa uğramaktan korkar!'
14: 'Doğrusu biz ki, bizden Müslüman olanlar da var ve içimizden (hak yoldan)sapanlar da var. Fakat kim Müslüman olursa, işte onlar doğru yolu aramışlardır.'
15: '(Hak yoldan) sapanlara gelince, artık (onlar) Cehenneme odun olmuşlardır!'
16: (Ey Habîbim!) Eğer (o kâfirler) o yolda (İslâm yolunda) dosdoğru gitselerdi, elbette onlara bol su verirdik (rızıklarını bollaştırırdık).
17: Tâ ki onları, onda (o bolluk içinde) imtihân edelim. Artık kim Rabbisinin zikrinden(Kur’ân’dan) yüz çevirirse, (Rabbi de) onu çetin bir azâba sokar!
18: Şübhesiz ki mescidler Allah’ındır; o hâlde (oralarda) Allah ile berâber hiç kimseye ibâdet etmeyin!
19: Şu da muhakkak ki, Allah’ın kulu (o peygamber) O’na ibâdet etmek üzere (namaza)kalkınca, (okuduğu Kur’ân’ı dinlemekte olan cinler) nerede ise onun etrâfında keçe gibi birbirlerine geçeceklerdi (öyle üşüştüler).
20: (Habîbim, yâ Muhammed!) De ki: '(Ben) ancak Rabbime ibâdet ederim ve O’na hiç kimseyi ortak koşmam!'
21: De ki: 'Şübhesiz ki ben (kendi başıma), sizin için ne bir zarara, ne de bir faydaya sâhib olabilirim.'
22: De ki: 'Doğrusu ben ki, (eğer O’na isyân edersem) beni Allah’(ın azâbın)dan hiç kimse aslâ kurtaramaz ve O’ndan başka sığınacak bir kimseyi aslâ bulamam!'
23: '(Benim yapabileceğim) ancak Allah’dan ve O’nun gönderdiklerinden bir tebliğdir.' O hâlde kim Allah’a ve Resûlüne isyân ederse, artık şübhesiz ki ona Cehennem ateşi vardır;(ve onlar) orada ebedî olarak kalıcıdırlar.
24: Nihâyet tehdîd olunup durdukları (Cehennem azâbı)nı gördükleri zaman, artık kimin yardımcı bakımından daha güçsüz ve sayıca daha az olduğunu bileceklerdir!
25: (Ey Resûlüm!) De ki: 'Tehdîd olunageldiğiniz (o azab) bilmiyorum yakın mıdır, yoksa Rabbim ona uzun bir süre mi ta'yîn eder?'
26: (Bütün) gaybı hakkıyla bilen (O’)dur; hem gaybına hiç kimseyi muttali' kılmaz.
27: Ancak peygamber(lerin)den (gaybın bir kısmını bildirmeye) râzı olduğu kimseler müstesnâdır; çünki O (Allah), onun (o peygamberin) önünden ve arkasından gözetleyici(melek)ler gönderir.
28: Tâ ki (o peygamberlerin), Rablerinin gönderdiklerini hakkıyla teblîğ ettiklerini ortaya çıkarsın; çünki Allah, onların yanında bulunan (her)şeyi (ilmi ile) kuşatmış ve herşeyi bir bir kaydetmiştir.


[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]
Kurandan.org - "Kuran Sözlüğü Projesi" - Araştırma & İnceleme Sayfası [BETA]
{index.php}