Muhammed Esed Meali |
|
1: De ki: "Tanınmayan/bilinmeyen varlıklardan bir kısmının (bu ilahi kelama) kulak verdikleri ve sonra (arkadaşlarına şöyle) söyledikleri bana vahyedildi: 'Biz olağanüstü güzellikte bir hitabe dinledik, | |
2: doğru ile eğriyi ayırd etme bilincine bizi ulaştıran (bir hitabe); ve böylece ona iman ettik. Ve artık Rabbimizden başka kimseye asla ilahlık yakıştırmayacağız, | |
3: çünkü (biliriz ki) Rabbimizin şanı yücedir: O, kendisine ne bir eş, ne de bir erkek çocuk edinmiştir! | |
4: Ve (şimdi öğreniyoruz ki) aramızdaki beyinsiz (kişi), Allah hakkında asılsız şeyler söylüyordu, | |
5: ve ne insanın ne de (hiçbir) görünmez gücün Allah hakkında yalan uydurmayacağını düşün(mekte yanılmış)tık. | |
6: Gerçi bazı insanların (bu tür) görünmez güçlere sığındığı (her zaman vaki) olurdu; ama bunlar yalnızca onların şaşkınlığını arttırdı. | |
7: O kadar ki, sizin (vaktiyle) düşündüğünüz gibi, onlar da Allah'ın hiç kimseyi (yeniden) asla (elçi olarak) göndermeyeceğini düşünmeye başladılar. | |
8: Ve (zaman oldu) biz göğe uzandık ama onu güçlü muhafızlar ve alevlerle dolu bulduk, | |
9: halbuki onu(n gizlediği her sırrı) dinleyebileceğimiz (uygun) yerlere kurulmuştuk ve şimdi (veya başka zaman) onu dinlemeye çalışan herkes (aynı şekilde) kendisini bekleyen bir alev ile karşılaşacaktır! | |
10: Ve (şimdi anladık ki) biz (yaratılmış varlıklar,) yeryüzünde yaşayanlar için kötü bir akibetin hazırlanıp hazırlanmadığını, yahut Rablerinin onları doğru ile eğriyi ayırd etme bilinciyle donatmak isteyip istemediğini bilmiyoruz | |
11: tıpkı, içimizden bazıları (nasıl) dürüst ve erdemli olurken bazılarımızın da bunun (çok çok) aşağısında kaldı(ğını bilmediğimiz gibi). Biz her zaman birbirinden çok farklı yollar/yöntemler izledik. | |
12: Ve sonunda anladık ki yeryüzünde (hayat sürerken) Allah'a asla üstün gelemeyiz ve (yine anladık ki) (hayattan) kaçarak da O'nun hükmünden kurtulamayız. | |
13: Bu nedenle, (Allah'ın) rehberliği(ne çağrıyı) duyar duymaz ona inanmaya başladık. Rabbine inanan kimse hiçbir zaman ziyana veya haksızlığa uğrama korkusu duymaz. | |
14: Ama içimizde kendilerini Allah'a teslim edenler bulun(duğu doğrud)ur, tıpkı kendilerini zulme kaptıranlar bulunduğu gibi. Kendilerini Allah'a teslim edenler doğru ile eğriyi ayırd etme bilincine ulaşanlardır; | |
15: ama kendilerini zulme kaptıranlar yalnızca cehennem (ateşi) için yakıt oldular!'" | |
16: Öyleyse, (bilin ki) onlar, (çağrımızı duyanlar,) şaşmadan (doğru) yoldan gidecek olurlarsa kendilerine sınırsız nimetler yağdıracağız, | |
17: ve onları bu yolla deneyeceğiz çünkü Rabbini anmaktan uzaklaşanı Allah, en şiddetli azaba uğratır. | |
18: Ve (bilin ki) kulluk (yalnızca) Allah'a mahsustur. O halde Allah'ın yanısıra başka hiç kimseye yalvarıp yakarmayın! | |
19: Ama ne zaman Allah'ın bir kulu O'na ibadet etmek için ayağa kalksa, o (hakikati inkar ede)nler hep birlikte etrafını telaşla kuşatırlardı. | |
20: De ki: "Ben yalnız Rabbime yalvarırım ve O'ndan başka hiç kimseye ilahlık yakıştırmam". | |
21: De ki: "Size zarar vermek yahut doğruyu eğriden ayırd etme bilinciyle sizi donatmak benim elimde değildir". | |
22: De ki: "Gerçek şu ki hiç kimse beni Allah'a karşı koruyamazdı ve O'ndan kaçıp saklanacak hiçbir yer bulamazdım, | |
23: eğer Allah'ın mesajlarını ve O'ndan (bana ulaşan aydınlığı dünyaya) duyurmamış olsaydım." Allah'a ve Elçisi'ne isyan edenlere gelince, şüphe yok ki onları içinde sonsuza dek kalacakları cehennem ateşi beklemektedir. | |
24: (Öyleyse bırak,) önceden uyarıldıkları (akibet)i görecekleri an gelinceye kadar (beklesinler), o zaman anlayacaklar kim, hangi (tür) insan daha çaresiz ve daha kimsesizdir! | |
25: De ki: "Önceden uyarıldığınız bu (akibet)in yakın olup olmadığını yahut Rabbimin onun için uzun bir vade koyup koymadığını bilemem". | |
26: (Yalnız) O bilir yaratılmışların kavrayış sınırlarının ötesindekini ve hiç kimseye açmaz Kendi erişilmez derinlikteki sırlarını, | |
27: seçmekten hoşnutluk duyduğu elçisi hariç. O zaman Allah hem onun gözü önüne serilmiş olan her konuda, hem de aklının ermeyeceği her alanda onu gözetlemek için (semavi güçler) gönderir; | |
28: böylece bu (elçi)lerin tebliğ ettikleri şeyin (yalnızca) Rablerinin mesajları olduğunu açıkça gösterir, çünkü onların (söyleyebilecekleri) her şeyi (bilgisi ile) kuşatan O'dur; ve (mevcut olan) her şeyi bir bir hesaplayandır. | |