Ahmet Tekin Meali |
|
1: Güneş katlanıp dürüldüğünde, kişi öğrenip bilecektir. | |
2: Yıldızlar kararıp döküldüğünde, kişi öğrenip bilecektir. | |
3: Dağlar yerinden oynatılıp yürütüldüğünde, kişi öğrenip bilecektir. | |
4: Yavrulamak üzere olan gebe develer, kıyılmaz mallar salıverildiğinde, yağmur yüklü bulutlar işlevsiz bırakıldığında kişi öğrenip bilecektir. | |
5: Vahşi hayvanlar toplanıp bir araya getirildiğinde, kişi öğrenip bilecektir. | |
6: Denizler kaynatıldığında, kişi öğrenip bilecektir. | |
7: Ruhlar bedenlerle birleştirildiğinde, insanlar amellerine göre bir araya getirildiklerinde, hakettiklerine kavuştuklarında, kişi öğrenip bilecektir. | |
8: Diri diri toprağa gömülen kıza sorulduğunda, kişi öğrenip bilecektir. | |
9: Ona, hangi günahı sebebiyle öldürüldüğü sorulduğunda, kişi öğrenip bilecektir. | |
10: Amellerin yazılı olduğu defterler açıldığında, kişi öğrenip bilecektir. | |
11: Gökyüzü sıyrılıp alındığında, kişi öğrenip bilecektir. | |
12: Cehennem körüklenip, alev püskürerek kaynatıldığında, kişi öğrenip bilecektir. | |
13: Cennet yaklaştırıldığında, kişi öğrenip bilecektir. | |
14: Kişi neler hazırlayıp getirdiğini, öğrenip bilecektir. | |
15: Başka söze gerek yok. Hareket noktalarına dönen, gizlenen yıldızlara, yoğunlaşan enerjiye, pusan boyutlara yemin ederim. | |
16: Yörüngelerinde dönen ve gizlenen yıldızlara, çekirdek etrafında yuvalarında akıp giden elektronlara, pusan boyutlara doğru akan kvantlara yemin ederim. | |
17: Kararmaya yüz tutan, sona ermekte olan geceye yemin ederim. | |
18: Nefes almaya, ağarmaya başlayan sabaha yemin ederim. | |
19: O Kur’ân, şerefli asil bir elçinin ağzından size ulaşan ilâhî kelâmdır. | |
20: Arş’ın, sınırsız kudret ve iktidar makamının sahibinin yanında güçlü ve itibarlı bir elçinin dilinden size ulaşan ilâhi bir kelâmdır. | |
21: Orada, Arşın sahibinin nezdinde, gözde melekler arasında, kendisine itaat edilen, güvenilen bir elçinin dilinden size ulaşan ilâhi bir kelâmdır. | |
22: Hemşehriniz, arkadaşınız cinlere mahkûm olmuş biri de, deli de değildir. | |
23: Andolsun o Cibril’i apaçık, ufukta gördü. | |
24: Peygamber, fizik ve bilgi alanı ötesiyle, gayb âlemi ile ilgili bilgilerde cimri de kıskanç da değildir, zan ve töhmet altında da bırakılamaz. | |
25: Kur’ân kovulmuş, itaat dışına çıkmış şeytanın sözü değildir. | |
26: Hal böyleyken, uçuruma giden yola girerek siz nereye gidiyorsunuz? | |
27: Okunması ibadet olan bu Kur’ân, bütün âlemler için, bütün insanlar ve cinler için bir öğüttür, bir ikazdır, bir şereftir, bir övünç kaynağıdır. | |
28: Allah’ın sünnetinin, düzeninin yasaları ve iradesinin tecellisi içinde, içinizden kendi iradesi ve tercihi ile doğru olmayı, doğru, muhkem, güvenli yolda, itaatte daim olmayı dileyen için bir öğüttür. | |
29: Ancak, âlemlerin, bütün varlıkların Rabbi Allah’ın sünneti, düzeninin yasaları içinde, iradesinin tecellisine uygun olması halinde, iradenizi ve tercihinizi kullanarak dilediğinizi yapabilirsiniz, Hakka yönelik bir yol tutabilirsiniz. | |