Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
|
1: Güneş, dürüldüğü zaman. | |
2: Ve yıldızlar döküldüğü zaman. | |
3: Ve dağlar yürütüldüğü zaman. | |
4: (4-6) Ve yüklü develer salıverildiği zaman. Vahşi hayvanlar toplanıldığı zaman. Ve denizler ateş ile dolduğu zaman. | |
7: Ve ruhlar çiftleştirildiği zaman. | |
8: Ve diri olarak gömülen kız çocuğuna sorulduğu zaman. | |
9: «Hangi günahından dolayı öldürüldü?» diye. | |
10: Ve defterler açıldığı zaman. | |
11: Ve gök giderildiği zaman. | |
12: (12-13) Ve cehennem, şiddetle alevlendirildiği zaman. Ve cennet yaklaştırıldığı zaman. | |
14: Her şahıs, ne hazırlamış olduğunu bilmiş olur. | |
15: Artık andolsun geri dönen yıldızlara. | |
16: Akıp saklanıveren (seyyare)lere. | |
17: Ve yöneldiği zaman geceye. | |
18: Ve açılmaya başladığı zaman gündüze. | |
19: Şüphe yok ki O, muhakkak bir kerîm elçinin (getirdiği) kelâmdır. | |
20: Büyük bir kuvvet sahibidir, arş'ın sahibi nezdinde âlî bir makama nâildir. | |
21: (21-22) Orada kendisine itaat olunmuş bir emîndir. Ve sizin sahibiniz bir mecnûn değildir. | |
23: (23-25) Andolsun ki, onu apaçık ufukta gördü. Ve o, (peygamber) gaybe ait hususta behil değildir. Ve o, tardedilen bir şeytanın sözü değildir. | |
26: Artık nereye gidiyorsunuz? | |
27: (27-28) O, başka değil âlemler için bir öğüttür. Sizden müstakimâne yaşamak dileyen kimse için (bir mev'izadır). | |
29: Ve âlemlerin Rabbi olan Allah dilemeyince siz dileyemezsiniz. | |