Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) Meali |
|
1: Güneş katlanıp dürüldüğünde, | |
2: Yıldızlar bulandığında, | |
3: Dağlar yürütüldüğünde, | |
4: Kıyılmaz mallar bırakıldığında, | |
5: Vahşi hayvanlar bir araya toplandığında, | |
6: Denizler ateşlendiğinde (suları çekilip, volkanlar halinde ateş püskürdüğünde), | |
7: Nefisler eşleştirildiğinde (iyiler iyilerle, kötüler kötülerle bir araya toplandığında), | |
8: Diri diri toprağa gömülen kıza sorulduğunda, | |
9: «Hangi günahtan dolayı öldürüldü?» diye. | |
10: Amel defterleri açıldığında, | |
11: Gök sıyrılıp açıldığında, | |
12: Cehennem kızıştırıldığında, | |
13: Ve cennet yaklaştırıldığında, | |
14: Herkes ne getirmiş olduğunu anlar. | |
15: Şimdi yemin ederim o sinenlere (gündüzleri gözden kaybolan yıldızlara), | |
16: O akıp akıp yuvasına gidenlere, | |
17: Yöneldiği an geceye, | |
18: Nefeslendiği (ağardığı) an sabaha ki, | |
19: Kuşkusuz o Kur'an, değerli bir elçinin sözüdür. | |
20: O elçi güçlüdür, Arş'ın sahibinin yanında çok itibarlıdır. | |
21: Orada ona itaat edilir, güvenilir. | |
22: Arkadaşınızı cin çarpmış değildir. | |
23: Andolsun o, Cebrail'i açık ufukta gördü. | |
24: O, gayb hakkında cimri de değildir. | |
25: O, kovulmuş bir şeytanın sözü değildir. | |
26: Hâl böyle iken, siz nereye gidiyorsunuz? | |
27: O, âlemler için öğütten başka bir şey değildir, | |
28: İçinizden doğru gitmek isteyenler için. | |
29: Âlemlerin Rabbi olan Allah dilemeyince, siz dileyemezsiniz. | |