Ümit Şimşek Meali |
|
1: Birbirlerine neyi soruyorlar? | |
2: O büyük haberi mi? | |
3: Hani anlaşmazlığa düştükleri o haberi. | |
4: Heyhat! Öğrenecekler. | |
5: Evet, yakında öğrenecekler. | |
6: Biz yeryüzünü bir döşek yapmadık mı? | |
7: Dağları da birer kazık? | |
8: Sizi de çift olarak yarattık. | |
9: Uykunuzu bir sükûn yaptık. | |
10: Geceyi örtü yaptık. | |
11: Gündüzü geçim vakti yaptık. | |
12: Üstünüze yedi sağlam gök kurduk. | |
13: Parıl parıl bir kandil astık. | |
14: Doymuş bulutlardan bol bol su indirdik. | |
15: Onunla taneler, bitkiler, | |
16: Gür ağaçlı bahçeler çıkardık. | |
17: Hüküm günü, belirlenmiş bir vakittir. | |
18: Sûra üfürüldüğü gün bölük bölük gelirsiniz. | |
19: Gök açılır, kapılar belirir. | |
20: Dağlar yürütülür, bir serap olur. | |
21: Cehennem gözetlemektedir. | |
22: Azgınların yeridir. | |
23: Orada çağlar boyunca kalırlar. | |
24: Ne bir serinlik tadarlar, ne bir içecek: | |
25: Kaynar suyla irinden başka. | |
26: İşte lâyık bir ceza! | |
27: Çünkü onlar hesaba çekilmeyi ummuyorlardı. | |
28: Âyetlerimizi yalanladıkça yalanlıyorlardı. | |
29: Biz ise herşeyi tek tek kaydediyorduk. | |
30: İşte, tadın; size azaptan başka birşey arttırmayız. | |
31: Takvâ sahipleri için kurtuluş vardır. | |
32: Bahçeler, bağlar, | |
33: Turunç göğüslü yaşıt güzeller, | |
34: Dolu kadehler vardır. | |
35: Orada ne boş bir söz işitirler, ne de bir yalan. | |
36: İşte bu Rabbinden bir ödül ve yeterli bir lütuftur. | |
37: O, göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbi olan Rahmân'dır. Ona söz söylemeye kimsenin gücü yetmez. | |
38: O gün Ruh ve melekler saf saf olurlar. Rahmân'ın izin verdiklerinden başkası konuşamaz; konuşan da doğruyu söyler. | |
39: İşte bu gerçek olan gündür. Artık dileyen Rabbine doğru bir yol tutsun. | |
40: Biz sizi yakın bir azap hakkında uyardık. O gün insan kendi eliyle yaptıklarına bakar; kâfir de 'Keşke toprak olsaydım' der. | |