Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
|
1: (1-2) Ne şeyden soruşturuyorlar? O pek büyük haberden. | |
3: O haber ki, onlar onda ihtilafa düşmüşlerdir. | |
4: (4-5) Hayır. Yakında bileceklerdir. Sonra hayır. Yakında bileceklerdir. | |
6: (6-7) Yeri bir döşek yapmadık mı? Dağları da birer kazık yapmadık mı? | |
8: (8-9) Ve sizleri çiftler olarak yarattık. Uykunuzu da bir dinleniş kıldık. | |
10: (10-11) Geceyi de bir örtü kılmış olduk. Gündüzü de bir geçim vakti yaptık. | |
12: (12-13) Ve üzerinize sağlam sağlam yedi gök bina ettik. Ve çok parıldayan kandil kıldık. | |
14: Ve o sıkıştıranlardan şarıl şarıl bir su indirdik. | |
15: (15-16) Onunla daneler ve otlar çıkaralım (diye). Ve sarmaşık bahçeler yetiştirelim diye. | |
17: Şüphe yok ki, O ayırdetme günü, tayin edilmiş bir vakittir. | |
18: O gün ki, Sûr'a üfürülür, artık bölük bölük geliverirsiniz. | |
19: (19-20) Gök de açılmış artık kapı kapı oluvermiştir. Dağlar da yürütülmüş de, su gibi görülen bir hayâl olmuştur. | |
21: Muhakkak ki, cehennem bir gözetilen yerdir. | |
22: Azgınlar için bir dolaşılıp gidilecek yerdir. | |
23: (23-25) Onun içinde devirlerce kalıcılardır. Orada bir serinlik, içilecek bir su tadamazlar. Ancak bir kaynar su ve bir irin tadarlar. | |
26: (26-27) Uygun bir ceza olarak. Şüphe yok ki onlar, bir hesabı ummaz olmuşlardı. | |
28: Ve âyetlerimizi yalan saymakla yalan sayar olmuşlardı. | |
29: Ve her ne şey var ise Biz onu bir kitapta saydık (kaydettik.) | |
30: Artık tadınız, imdi size azaptan başkasını artırmayacağız. | |
31: Muhakkak ki, muttakîler için necât bulacak bir yer vardır. | |
32: Bahçeler ve üzümler (vardır). | |
33: Ve nar memeli, hep bir yaşta (cariyeler vardır). | |
34: Ve dopdolu kaseler vardır. | |
35: Orada bir boş lakırdı ve bir yalanlama işitmezler. | |
36: (Bunlar) Rabbinden bir mükâfaat ve bir kâfî ihsandır. | |
37: Göklerin ve yerin ve bunların aralarındakilerin Rabbi, Rahmân ki O'ndan bir hitaba mâlik olamazlar. | |
38: O gün ki Rûh ve melekler saf saf ayakta duracaklardır. Kendisine Rahmân'ın izin verdiğinden başkaları konuşamıyacaklar ve (o da) doğruyu söylemiş olur. | |
39: İşte bu, o hak olan gündür, artık kim dilerse Rabbine sığınacak bir mahal edinsin. | |
40: Şüphe yok ki Biz, sizi yakın bir azap ile korkutmuş olduk. O gün ki herkes iki elinin ne takdim etmiş olduğuna bakacaktır. Kâfir de, «Ah! Ben keşke, bir toprak olaydım,» diyecektir. | |