Muhammed Esed Meali |
|
1: Birbirlerine (bu kadar sık) neyi soruyorlar? | |
2: O müthiş (yeniden dirilme) haberini (mi), | |
3: üzerinde (hiçbir şekilde) anlaşamadıkları. | |
4: Elbette, zamanı geldiğinde (onu) anlayacaklar! | |
5: Ve bir kez daha: Elbette, zamanı geldiğinde anlayacaklar! | |
6: Yeryüzünü (sizin için) bir dinlenme yeri yapmadık mı, | |
7: ve dağları da (onun) sütunları? | |
8: Sizi çiftler halinde yarattık; | |
9: uykunuzu ölüm(ün bir sembolü) kıldık | |
10: ve geceyi (onun) örtüsü yaptık, | |
11: gündüzü de hayat(ın sembolü). | |
12: Üstünüze yedi gök kubbe bina ettik, | |
13: ve (oraya güneşi,) parıldayan ışık yüklü lambayı yerleştirdik. | |
14: Ve rüzgarın sürüklediği bulutlardan şarıldayan sular indirdik, | |
15: (indirdik) ki onunla taneler ve bitkiler yetiştirelim, | |
16: ve ağaçlarla kaplı bahçeler. | |
17: Gerçek şu ki, (doğru ile yanlış arasında) Ayrım Günü'nün belirlenmiş bir vakti vardır: | |
18: (yeniden dirilme) surun(un) üflendiği ve hepinizin kalabalıklar halinde ortaya çıkacağınız Gün; | |
19: göklerin açıldığı ve (kanatları açık) kapılar haline geldiği (gün); | |
20: ve dağların bir serapmış gibi kaybolup gittiği (gün). | |
21: (O Gün,) cehennem, (hakikati inkar edenleri) kuşatmak için bekleyecek; | |
22: hak ve adalet sınırlarını ihlal etmiş olanların durağı! | |
23: Onlar orada uzun süre kalacaklar. | |
24: Orada ne bir serinlik tadacaklar, ne de (susuzluk giderici) bir içecek; | |
25: yalnız yakıcı bir ümitsizlik ve buz gibi bir karanlık: | |
26: (günahlarına) uygun bir karşılık! | |
27: Doğrusu onlar hesaba çekileceklerini beklemiyorlardı, | |
28: mesajlarımızı tek tek ve tümüyle yalanladıkları halde; | |
29: ama Biz, (yaptıkları) her şeyi bir kayda almışızdır. | |
30: (Ve onlara şöyle diyeceğiz:) "O halde, (yaptığınız kötülüklerin meyvelerini) tadın, artık size şiddetli azaptan başka bir şey vermeyeceğiz!" | |
31: (Ama,) Allah'a karşı sorumluluk bilinci taşıyanlar için büyük bir tatmin vardır: | |
32: muhteşem bahçeler ve bağlar, | |
33: müthiş uyumlu harika eşler, | |
34: ve dolup taşan (mutluluk) kadehleri. | |
35: Orada, (cennette,) ne boş sözler ne de yalanlar duyacaklar. | |
36: (Bütün bunlar,) Rabbinden bir ödül, (Kendi) hesabına göre bir armağandır; | |
37: göklerin ve yerin ve ikisi arasındaki her şeyin Rabbi(nden), Rahman(dan bir ödül)! (Ve) hiç kimse O'na karşı sesini yükseltme gücüne sahip değildir, | |
38: bütün (insan) ruhların(ın) ve bütün meleklerin saf saf sıralandıkları Gün: Rahman'ın izin verdikleri dışında hiç kimse konuşmayacak ve (herkes, yalnız) doğruyu söyleyecek. | |
39: Bu, Nihai Hakikat Günü olacaktır. O halde, dileyen Rabbine giden yolu tutsun! | |
40: Gerçek şu ki, Biz sizi yakındaki bir azaba karşı uyarmaktayız; insanın ilerisi için yapıp ettiklerini (açıkça) göreceği ve hakikati inkar edenin: "Eyvah, keşke toprak olsaydım..!" diyeceği Gün(ün azabına)! | |